English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Tailored

Tailored tradutor Turco

168 parallel translation
Custom-tailored.
Özel dikim.
Single-breasted, gray suit, well-tailored, blue tie.
Tek sıra düğmeli, gri takım, düzgün giyimli, lacivert kravat.
Just a plain tailored outfit.
Normal bir terziden çıkmış gibi.
I tailored it to your every mood.
Tam sana uygun bir oyundu.
He's a well-tailored one, isn't he?
Pek de şıkmış.
She was dressed in a black tailored suit.
Siyah takımı ona çok yakışırdı.
With a black tailored suit a suit a black suit... She had a long skirt...
Siyah takım takım siyah takım... uzun bir eteği vardı...
Custom tailored.
Ismarlama dikilmiş.
I'll have to get another brown tailored suit and grow my hair.
Başka bir kahverengi ısmarlama elbise almam ve saçımı uzatmam gerek.
If you had tailored it, I'd rather wear nothing.
Onu uygun hale getirmiş bile olsaydın, hiçbir şey giymemeyi tercih ederdim.
The custom-tailored, genetically engineered humanoid Replicant designed especially for your needs.
Siparis, üzerine genetik insansi robot kopya aynen sizin ihtiyaçlariniza göre hazirlanmistir.
Charlie, you ought to get the shirts tailored.
Charlie, gömlekleri özel diktirmelisin.
Secondly, your clothes may be faded, but they are exquisitely tailored.
İkinci olaraksa, giysilerinizin rengi atmış olabilir, ama zarif tasarlanmışlar.
But more than that, the mantle of life should fit like a well-tailored suit of clothes, hmm?
Ama daha fazlası vardı. İnsanın kişiliği üstüne iyi bir terzinin elinden çıkmış bir kıyafet gibi oturmalı.
Are they tailored?
Terzin kim?
Putting on a man tailored suit with shoulder pads and imitating all the worst behavior of men?
Vatkalı, erkeksi bir takım giyip erkeğin en kötü davranışlarını taklit etmek mi?
We are looking forward to seeing how you have tailored your approach to work for us.
Bizimle çalışmak için yaklaşımınızı nasıl değiştirdiğinizi görmek için sabırsızlanıyoruz.
Tailored dress is our code for drugs.
Üste tam oturan giysi, uyuşturucu demektir.
So they tailored a fake weapon to lure Picard. But why?
Yani Kaptan Picard'ı tuzağa düşürmek için sahte bir silah uydurmuşlar ; fakat neden?
You gotta make a list tailored to the people who are more likely to buy your product.
Ürününü satmak için bir liste... -... yapman gerekir.
It's the first tailored white coat I've seen.
Gördüğüm ilk ısmarlama beyaz önlük.
I do admire a well-tailored gown.
İyi tasarlanmış elbiselere bayılırım.
Well-tailored types with nothing inside.
Şık giyimli ama içi boş adamlardı.
Have you seen a man wearing an impeccably tailored Italian suit?
ustaca dikilmiş italyan takımı giyen birisini gördünüz mü?
I had the waist custom-tailored.
belini kendime göre düzelttirdim.
Do you get your pants custom tailored?
Pantalonlarınızı özel mi yaptırıyorsunuz?
I bought the material at the union shop and had it tailored. He'll never come to the wadding in this.
Kumaşını sendika mağazasından aldım ve diktirdim.
Specifically tailored to each participant.
Her katılımcıya göre özel olarak ayarlanmış.
This is a brand-new, hand-tailored Italian suit.
Yepyeni, terzi yapımı İtalyan bir takım.
Uh, my pajamas are all tailored.
Bütün pijamalarım bedenime göre dikildi.
You'll love it... everything tailored to your personality.
Buna bayılacaksın. Her şey senin karakterine göre uyarlandı.
It was like a custom-tailored hole for the body
Tıpkı ısmarlama çukur gibi oldu.
Blonde, perfect hair, tailored costume in dog's-tooth check...
Sarışın, alımlı, özel elbisesi köpek tasmalı...
The way you and Mavis lived in those... You told me often enough about the cars, the apartments... the hand-tailored garments, the trips to wherever.
Senin ve Mavis'in yaşama şeklinizden arabalardan, dairelerden, el yapımı giysilerden ve dünyanın her yerine yaptığınız gezilerden bana sık sık bahsederdin.
The highlight of my week was the arrival of my hand-tailored coat.
Bu hafta benim için en önemli olay el dikişi ceketimdi.
Yeah, I like a thick sole with a tailored suit.
Evet, terziden çıkma takım altına kalın taban güzel olur.
The crimes are hand-tailored.
- Ne? Hepsi adi birer cinayet.
tailored.
ÜstIerine yakıştırırsın.
I was thinking a nice tailored suit of armor.
Daha çok zırhtan dikilmiş hoş bir elbise düşünüyorum.
You know, you should have had that suit tailored, Juni.
Elbiseni biraz daralttırmalısın Juni.
Poop comes in a lot of varieties, Butters, I want to find the perfect one tailored to your revenge on your parents.
Kakalar çeşitlilik gösterir Butters. Mükemmel olanı bulmak istiyorum. Ailenden alacağın intikama uygun olmalı.
The clothing appears tailored.
Giysiler dikilmiş gibi.
You need something more tailored that'll slim you down.
İnce görünmek için üstüne oturan bir şeyler giymelisin.
I don't want to wear anything tailored. I've been wearing tailored- -
Üstüme oturan şeyler giymek istemiyorum, hep öyle şeyler giydim...
Well-tailored, wears spats, clean fingernails, clean-shaven.
Yeni elbise diktirmiş, kısa tozluklu, temiz tırnaklı ve tıraşlı biri.
Tailored blazer with woven faux-mink collar and attractive cuffs.
Sahte vizon kürklü yakalı ve çekici bir manşete sahip terzi yapımı bir ceket.
We believe The Covenant tailored the bioweapon to kill everybody except the person whose genetic profile was encoded into the virus.
Mutabakat'ın biyolojik silahı, genetik profili virüse kodlanan kişi hariç herkesi öldürmek için ayarladığına inanıyoruz.
I guess, technically, I owe two apologies each one tailored to the specific wrongs visited upon the specific person.
Aslında teknik olarak iki özür borçluyum. Her birisi... Belli bir kişiye yapılan belli yanlışlar için olacak... Ama siz artık ayrılmaz bir ikili...
At least. it was my mother's until I took it to this wonderful alterations guy who had it tailored for me.
En azından terziye götürüp o harika terzi tarafından... bana uyarlanana kadar annemindi.
She said you wear clothes as if they were tailored right on your body.
Giydiğiniz şeylerin sanki sizin için üretilmiş gibi olduğunu söyledi..
And then I'll nab our chef de cuisine... and take him to a place where there are no tailored suits or sunbeds.
Daha sonra da bizim aşçıyı yakalayacağım ve onu takım elbise ve şezlongların olmadığı bir yere yollayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]