Take a look at these tradutor Turco
375 parallel translation
Boy! Just take a look at these.
Şunlara bir baksanıza.
Take a look at these...
Şunlara bir bak...
Let's take a look at these walls.
Hadi şu duvarlara bakalım.
Take a look at these.
Şunlara bir bak.
I think you all should take a look at these.
Herkes inceleyebilir.
I want you to take a look at these photographs.
Bu fotoğraflara bakmanızı istiyorum.
Everyone just take a look at these morons.
Herkes bu moronlara iyice bir baksın.
He said, "Take a look at these."
Dedi ki, "şunlara bir bak."
Morty would like you all to take a look at these.
Morty bunlara bakmanızı istiyor.
Take a look at these edges.
Şuraya bir bak.
- Do me a favor and take a look at these.
- Bana bir iyilik yapıp, şunlara bakar mısın?
Let me take a look at these.
Şunlara bir göz atayım.
You should take a look at these photographs.
Bu fotoğraflara baksanız iyi olur.
Take a look at these wrinkles and these here grey hairs.
Bu kiriºikliklari ve beyaz saçlari görüyor musun?
Take a look at these. Hungry?
- Şunlara baksana.
- Hunt, take a look at these guys.
- Hunt, şu adamlara bir bak.
Take a look at these competing products.
Bu rakip ürünlere bir göz atın.
Take a look at these guys.
- Gel. - Harika. - Gel.
Take a look at these pictures.
John, şu resimlere bir göz atmanı istiyorum.
Take a look at these!
- Şunlara bir bak bakalım!
Let's take a look at these fortune cookies.
Şu kısmet kurabiyelerine bir bakalım.
Can I take a look at these?
Bunlara bakabilir miyim?
You'd better take a look at these, Lieutenant.
Bunlara baksanız iyi olur, Komiserim.
Mom, before you blame the dog... take a look at these surveillance photos.
Anne, köpeği suçlamadan önce şu kanıt niteliğindeki fotoğraflara bir bak.
I'm gonna go take a look at these.
Gidip bunlara bakacağım.
Take a look at these corroded edges.
Aşınan kenarlara bir baksana.
Take a look at these, Mitch.
Şunlara bir bak, Mitch...
Take a look at these documents on the table here.
Masadaki bu dökümanlara bir bak.
Take a look at these dates.
- Tarihlere bir bak.
Take a look at these monitors.
Şu monitörlere bakın.
Take that magnifying glass and take a careful look at these two Easter eggs.
Bu büyüteci al ve şu iki Paskalya yumurtasına dikkatle bak.
Take a good look at these men.
Bu adamlara iyi bak.
I must take a look at my bill one of these days.
Bir ara faturaya baksam iyi olur.
I've been meaning to take a long look at these books of yours, first chance I got.
Ben de böylelikle uzun zamandır bakmayı düşündüğüm defterlerine bakma fırsatı bulmuş olurum.
I'm going down to take a closer look at these ships.
Bu gemilere daha yakından bakmak için alçalacağım.
If you can tear yourself away from these games, do something useful and take a look at that crane bridge.
Bu işlerden kurtulabilirsen daha faydalı işler yap. Vinci tamir etmek gibi.
Want you to take a good close look at these, doc.
Bunlara yakından bir bak, Doktor.
Let's take a good look at these Roundheads.
Bu Yuvarlak Kafalara iyice bir bakalım.
Take a look at these.
Şunlara bak.
We'll go and take a look at some of these houses.
Gidip şu evlere bir gözatalım.
I want all of you to take a good look at these people on the risers behind me.
Arkamdaki basamakta duran bu insanlara dikkatli bakmanızı istiyorum.
Take a look at these reports.
Şimdi defol git buradan. Raporlara bakın.
Hey, now, boys, would you take a look-see at these pearly whites?
Şu inci gibi beyaz dişlere baksanıza.
But these days, as often as not, people take a look at each other... after a few years in the marital sack and say, "See you later, Jack."
Ama bu günlerde, çok sıkça, insanlar şöyle birbirlerine bakıyor nikah töreninden birkaç yıl sonra ve "Görüşürüz, Jack," diyorlar.
Have you ever bothered to take a real look at the men in these rooms, or stop to figure out what's really going on here?
Gerçekten neler olup bittiğini hiç bilmezsiniz. Belki de bilmek istemezsiniz.
If we looked at screens like these once a second for eight hours a day, it'd take two years to look at the entire DNA strand.
Eğer günde sekiz saat boyunca, her saniye böyle bir ekrana bakacak olsak... bütün DNA zincirini incelemek iki yıl sürer.
Now, let's take a look at some of these goodies you brought us, okay?
Şu bize getirdiğin şeylere bir bak.
Let's take a fresh look at these.
Şunlara yeniden bakalım.
These empires look at the Federation and they see a prize... a prize that we have forgotten how to protect and if we don't change our ways they're going to take it from us.
Bu imparatorluklar Federasyona baktıklarında onlar diyecekler ki bakın bu bir ödül... Elimizdeki bir ödül kendilerini korumayı unutmuşlar ve biz bunu değiştirmeliyiz yoksa bu sona doğru gidiyoruz.
- Take a look at these.
Şunlara bir bak.
You take a long look at these photos.
Şu fotoğraflara iyice bir bak.