Take it like a man tradutor Turco
126 parallel translation
You. Go on, stand up, and take it like a man.
Haydi, kalk da erkek gibi davran.
So, you take it like a man instead of a crybaby!
Öyleyse, bunu da ağlayan bir bebek gibi değil, bir erkek gibi kabul et.
Take it like a man!
Erkek gibi davran, canaquita! Sessiz ol.
- Be brave and take it like a man.
Bir titreşimi olabilir. - Elbette var.
Get up and take it like a man.
Ayağa kalk ve bir erkek gibi yaptığının sonucuna katlan.
Fine, that's unfortunate, but in a situation like this, it's important to take it like a man.
Peki, talihsiz bir durumdu. Ama böyle durumlarda en önemli şey bir erkek gibi davranmak.
- Take it like a man!
- Erkek gibi dur!
All you can do is take it like a man.
Tüm yapabileceğin bir erkek gibi hissetmek.
Aren't you the one always saying, "Take it like a man"?
Her zaman "erkek gibi olmak" tan söz eden sen değil miydin?
No, what I mean is, does Stanley take it like a man?
Stanley, erkek gibi dayanabilir mi? Evet, sanırım dayanabilir.
Was I supposed to take it like a man?
Bir erkek gibi mi davranmalıydım?
If that was a car, you'd be dead now. - But driving is my livelihood. - Take it like a man.
eğer bu bir araba olsaydı çoktan ölmüş olurdun sıradaki ancak sürücülük benim geçim kaynağım bunu bir erkek gibi al dosylarım, arkadaşlarım tanıtımımız
Take it like a man.
Bir erkek gibi davran.
Take it like a man!
Bir adam gibi davran!
It's humiliating, I know, but take it like a man!
Utanç verici bir durum, kabul, ama bunu erkekçe karşılamalısın!
Because I learned to take my medicine, because I was a big boy for taking it, because I can take it like a man, because as somebody once said, "He's got more balls than I do."
çünkü ilacımı almayı öğrendim ; çünkü onu alacak kadar büyük bir çocuktum ; çünkü ben onu bir erkek gibi alabilirim çünkü, birinin bir seferinde dediği gibi, O BENDEN DAHA TAŞAKLI ;
Take it like a man.
Ölümü cesurca karşıla.
- Take it like a man.
- Bir erkek gibi davran.
Take it like a man.
Bunu erkek gibi kabullen.
Take it like a man, boy, and do everything your little sister says.
Bir erkek ol ve kız kardeşin ne derse onu yap.
Take it like a man!
Bir erkek gibi davran!
Take it like a man.
Erkek gibi davran.
Take it like a man!
Erkek gibi kabullen.
Rafe, get out here and take it like a man!
Rafe, Bir adam gibi çık ortaya!
Just take it like a man.
Bunu adam gibi kabullen.
- AND YOU SHOULD SEE ME TAKE IT LIKE A MAN. -
Beni de bir erkek gibi alırken görmelisin. - Craig!
Take it like a man!
Erkek gibi davran!
Take it like a man.
Cesur ol!
I know, but you take a man like Holmes whipping people into hysteria it makes you wonder.
Biliyorum, ama Holmes gibi biri halkı böyle azdırınca insan merak ediyor.
It'll take more than a license to make an honest man out of a bum like me.
Benim gibi bir serseriyi dürüst biri yapmaya evlilik yetmez.
All I wanna do is teach my students that man wasn't planted here like a geranium. That life comes from a long miracle, it didn't take seven days.
Sadece öğrencilerime, insanın saksıdaki bir sardunya gibi buraya ekilmediğini, yaşamın uzun bir mucizeden kaynaklandığını öğretmek istiyorum.
Is it fairity to take advantage of a man like that?
Böyle bi adamdan yararlanmak insanlığa sığar mı?
Come on, Mister Dicks, take it like a man!
Geri dön!
Mr. Caldwell, I take it that you are a reasonable man... and that, like all men, you place a reasonable value on your life.
Bay. Caldwell, sizin mantıklı biri olduğunuzu... ve, her insan gibi, hayatınıza makul bir değer verdiğinizi farz ediyorum.
Take it from a man who's got balls like this.
Sen böyle taşaklı bir adamın oğlusun.
I should of course like to make it an absolute specialty but a man must take what he can get first.
Tabii ki ben de belirli bir alanda uzmanlaşmak isterdim. Ama bir insan, ilk önce eline geçen fırsatları değerlendirmeli.
Until he could take it no longer and he killed him like a man.
Dayanabildiği kadar dayandı ve bir erkek gibi onu öldürdü.
You know my problem, I'm so pale man, I take my shirt of at the beach, it's like a fucking prism man.
Sorunumu biliyorsunuz çok "parlak" adamım ben. Plajda tişörtümü çıkardım ortalık aydınlandı sanki.
And he wouldn't even take one bite, because as he put it, "Women don't like a spare tyre on a man."
Bir ısırık bile almadı. Çünkü, onun sözleriyle : "Kadınlar bir. erkekte yedek lastik olmasından hoşlanmazlar."
How long does it take a man like you to forgive himself?
Senin gibi bir adamın kendini affetmesi ne kadar zaman alır?
It would be easy for a man like Frank to take advantage.
Frank gibi bir adam için bundan yararlanmak kolaydı.
And yet it's perfectly legal to take a man's soul and crush it out like a stale Pall Mall.
Ama bir adamın ruhunu alıp bayat bir Pall Mall sigarası gibi kırıp atmak kesinlikle yasal.
You take something and you make it like a man.
Onu insana benzeyen bir şey yapmışsınız.
Oh, oh, oh! Let's take a wrench and dump it into the engine and bust the transmission like a car, cos I've done that.
Bir İngiliz anahtarını motorun içine atıp, arabadaki gibi şanzımanı dağıtalım.
I'd like to stand in the synagogue and take it in my hands like a man.
Sinagog'a bende girmek ve bir erkek gibi ibadetimi bilerek yapmak istiyorum.
It's like I can't even turn my back to take a piss up in here, man.
İçeride işemek için bile kimseye sırtımı dönemiyorum.
- Man, you don't like it, Doc, take a walk.
- Hoşuna gitmediyse bas git!
How can we forget about the greasy man under the hood? It must take a real gift to spot talent like you do.
Sizin gibiler bu kasaba için fazla yeteneklisiniz.
So she should just take it like a man.
O halde cezasını da bir erkek gibi mi çekmeli?
How long would it take a good man like you to unmask her?
Onun maskesini düşürmek ne kadar sürer?
It's like these chips, they say now even crunchier, and you're thinking, oh man there is no way, but then you take a bite
Bu cips gibi, Sanki sana çıtır çıtırım diyorlar ve sende düşünüyorsun. dostum kesinlikle inanmam, ama o zaman bi'ısırık alıyorsun ve çıtır çıtır.