Tank tradutor Turco
7,326 parallel translation
It's a type of tank.
Bir tür tank.
I could list like 50 types of tanks right now.
Şu an elli kadar tank türü sayabilirim.
I know nothing about tanks or guns or bombs, but I suddenly know, like, everything about tanks and guns and...
Anlamam ki ben tanktan, toptan, tüfekten. - Ama şu an her türlü tankı, silahı, bombayı...
I carried her to the car, I carried her oxygen tank, her wheelchair.
Onu arabaya taşıdım, Oksijen tüpünü, tekerlekli sandalyesini taşıdım.
They're chasing the bike with the red, uh, gas tank.
Hani kırmızı yakıt tankıyla bisikleti kovalıyorlardı.
No, I want the red, I want the red, uh, gas tank.
Hayır, kırmızı yakıt tankını istiyorum.
You can decide on one thing and I want the gas tank,
Benim tercihim, yakıt tankını istiyorum,
So he can get the person that cut off his wife's head, and threw his daughter into a vat of acid.
Bu sayede, karısının kafasını kesip kızını asit tankına atan kişiyi bulabilsin diye.
Liquid nitrogen in a pressurized scuba tank.
Basınçlı bir dalış tüpü içinde sıvı nitrojen.
Oh, he's being hammered by dragon fire.
Oh, tank savarın saldırısına uğradı.
The tank overflowed.
Depo taştı.
This revolution in communication could make it possible for more and more people to have a phone in their car! Tank you.
İletişimdeki bu devrim daha ve daha fazla kişinin arabasında telefon taşımasına yarar sağlayabilir.
We get the biggest tank of ale. The time has come to spend a week on my back
Hammerhead'deki en büyük bira fıçısını alacağım... ve bir hafta yan gelip yatacağım.
Oh, well, a water tank, maybe.
Su tankı olabilir.
No miles, full tank of gas.
Sıfır km olsun, deposu dolu olsun.
Well, beats chugging up those Afghan mountain roads in the MRAPs, - don't you think, Jake?
- Bu Afgan dağ yollarında tank kullanmaktan çok daha iyi değil mi Jake?
That we're rationed only six minutes in the shower, as our hot water tank sucks?
Su depomuz berbat olduğu için sıcak suyu sadece 6 dakika kullanabildiğimizi mi?
See you in the shark tank.
- Köpek balığı saldırısında görüşürüz.
I was in some sort of lab tank or something, and there was this thing.
Laboratuardaydım, laboratuar tankının içerisinde gibiydim... Ya da onun gibi bir şey. Ve o şey karşımdaydı.
Look, he got caught trying to take a tank off the base.
Olmaz. Bak, askeriyeden tank kaçırırken yakalandı.
Tanks!
Tank!
If you only want your husband to drive to the store and back... Never send him off with a full tank.
Eğer kocanın sadece markete gidip gelmesini istiyorsan benzin deposu dolu göndermeyeceksin.
A patch of land, someone's religious tenets, the price of a tank of gasoline.
Toprak parçası, birinin dini inançları, ya da bir depo benzin fiyatı yüzünden.
They leave an open tank of butane... they light a fuse... close the windows, shut the door. Half an hour later... roof is gone.
Bir gaz tüpünü açıp oraya koymuşlar fünyeyi ayarlamışlar camları kapıları kapamışlar ve yarım saat sonra çatı tarih olmuş!
Before we roll in, I'm gonna pound it with tank rounds.
Biz girmeden önce, şu tanklarla döveceğim orayı.
As soon as the tank is full, I'm honking the horn... and all of you guys have 10 seconds to hop back in... or I'm leaving your asses.
Depo dolar dolmaz kornaya basarım... ya 10 saniye içinde arabaya atlarsınız... ya da basar giderim.
You put sugar in my Vespa tank.
Vespa tankıma şeker koydun.
This... makes me feel like I'm driving a tank and... rolling over piles of skulls and blasting mortar shells through everybody that pissed me off.
Bu... bana havan mermisi patlamaları içinde... bana kızgın insanların kafatasları üzerinde gezinen bir tank sürüyor gibi hissettiriyor.
Show him that skull-crushing tank, and he'll find somebody else to fuck with.
Ona kafatası kırma tankını göster, birlikte olacak başka birisini bulacak.
Maybe just in the fish tank, like a little each day.
- Belki sadece balık tankında, Her gün biraz gibi.
I've never been more than a tank of gas away from my parents'front porch'less it was digging ditches out somewhere.
- Birkaç ay öncesine kadar ise ailemin evinin önündeki divandan farkım yoktu tabii arada bir oraya buraya gitmemi saymazsak.
I wanted to Hght with something left in the tank.
İçimde hala bir şeyler kalmışken dövüşmek istedim.
Yeah, on one tank of petrol.
Hemde bir depo benzinle.
The thing is that driving around in Bogotá with an American-made tank won't exactly endear us to the voters.
Fakat Bogotá'da Amerikan yapımı bir araçla dolaşmak bizi halka karşı kötü bir konuma sokar.
Why aren't Jelly and Tank Head drinking?
Jelly'le Tank Kafa neden içmiyor?
Did they fly you in from some drunk tank to make me feel guilty?
Seni zilzurna olana kadar içirip beni suçlu hissetmen için mi yolladılar?
Fill up the tank...
Depoyu doldur.
there's no vvater in the over head tank.. or in the bathroom or the flush... how can he go'?
Hayır, nasıl gidebilirsin? Tepedeki tankta hiç su yok, banyoda da yok. Sifonda da yok, nasıl gidebilirsin?
I don't care... water or no water... in flush or tank or wherever else its a p | umber's job... not mine...
Sifon, tankta ya da başka bir yerde su olup olmaması umurumda değil.
- We have four or five tanks.
- Dört veya beş tank.
Do either of you know how to drive a tank?
İçinizde tank kullanmayı bilen biri var mı?
Moffatte, start her up.
Moffatte, tankı çalıştır.
Captain, stop the tank, stop the tank!
Yüzbaşı, tankı durdurun, durdurun şu tankı!
Your mother would have died in that drunk tank and you would have starved on the street.
Annen içkiden ölürdü ve seni de sokaklarda açbilaç terk ederdi.
This is Hardeen Houdini's famous escape tank.
Bu Hardeen Houdini'nin meşhur kaçış haznesi.
A one-way ticket to the Funky Monkey Dunk Tank!
Köstek Şebek Smaç Kabı'nı boylayacak! Ve çok daha fazlası...
You're going in the dunk tank, bud.
Smaç Kabı'nı boylayacaksın arkadaş.
I don't want to go in the dunk tank.
Smaç Kabı'na girmek istemiyorum.
And then he takes off his shirt, and he's got this really tight tank top on, and it says... "Will you marry me? Love, Trav."
Sonra tişörtünü çıkartıyor, acayip de sıkı durmuş böyle üstünde şöyle yazıyor : " Benimle evlenir misin?
But then they put on a tank top, and everything's okay, so...
Ama sonra kolsuz yeleklerini giyince her şey yoluna giriyor yani.
Akiho!
Tank savarlar!