Technician tradutor Turco
616 parallel translation
The mine administrator, the technician?
Sendika başkanıyla mı?
A technician, Admiral.
Uzmanım amiral.
I've been talking to Crosbie, the radio technician, if we want him jammed off the air Crosbie can do it.
Radyo teknisyeni Crosbie'yle konuştum, yayının karıştırılmasını istersek yapabileceğini söyledi.
You're a fine technician.
İyi bir sanat uzmanısın.
He was a radio technician right here in our dispatch office.
Muhabere bürosunda radyo teknisyeniydi.
He was a radio technician.
Bir radyo teknisyeniydi.
Music by L. SCHWARZ Sound technician D. FLIANGOLTS
Müzik L. SCHWARZ ses teknisyeni D. FLIANGOLTS
Several times they came to my camera and they made me feel a sound technician.
Birkaç kez kamerama geldiler ve beni bir ses teknisyeni gibi hissettirdiler.
I'll be laboratory technician, cook, student. The whole works.
Laboratuar teknisyeni, aşçı ve öğrenci olacağım.
Fine technician.
Çok iyi teknisyendi.
It's sometime since I was a technician.
Teknisyenliğimden bu yana epey zaman geçti.
Technician 5th grade Britt Harris, sir.
Beşinci kademe teknisyen Britt Harris efendim.
My friend here is a skilled technician.
Arkadaşım yetenekli bir teknisyendir.
- A technician at the hospital.
- Hastanedeki bir teknik görevli.
They wanted to give me a medal, but all I asked for was a smart technician from the Signal Corp with a recorder and a microphone.
Bana madalya vermek istediler ama tek istediğim bir mikrofon ve kayıt cihazıyla Muhabere Teşkilatından akıllı bir teknisyen oldu.
You're a technician, below the line.
Bir teknisyensin, çizginin altındasın.
It proves the Sicilian technician now equals his counterpart in Turin or Milan. Even the Germans.
Bize artık Sicilyalı bir teknisyenin Milanolu veya Turinli emsalleriyle eşit seviyede olduğunu kanıtlıyor.
And for someone who lives in Milan, a specialized technician... I left that all behind.
Milano'da yaşayan uzman bir teknisyenim diye, her şeyi maziye mi gömdüm?
I'm a technician, Fiedler.
Ben bir teknisyenim, Fiedler.
Just a technician.
Sadece bir teknisyen.
- But not a Communist technician.
- Ama komünist olmayan bir teknisyen.
I'm sent as technician to shop no 1.
Ben 1. Üniteye teknisyen olarak gönderildim.
His technician OK?
Teknisyeni sağlam mı?
So did every male technician.
Her erkek teknisyen kabul.
- I insist on taking my technician.
- Teknisyenimi almakta ısrar ediyorum.
If I hadn't aimed that little blond lab technician at you...
Sarışın laboratuvar teknisyenini üzerine salmasaydım... Ne?
Geological Technician Fisher, ready to beam up.
Jeoloji Teknisyeni Fisher, ışınlanmaya hazırım.
Geological Technician Fisher.
Jeoloji Teknisyeni Fisher.
- Spock here. Transporter Technician Wilson found injured near the captain's cabin.
Teknisyen Wilson kaptanın kabininin yakınında yaralı bulundu.
Since you find it impossible to let us go back to our ship, I can beam down a technician with a psycho-tricorder.
Madem bizi gemimize göndermeniz imkansız, o zaman bir psiko-trikoderli teknisyenimizi aşağı ışınlatalım.
Beam down a technician with a psycho-tricorder.
Bir psiko-trikoderli teknisyeni aşağıya ışınla.
I'm a technician upholding Japanese law.
Ben Japon yasalarını idame ettiren bir görevliyim.
"Technician"! What a laugh!
"Görevli!" Bu çok güldürüyor beni.
But I think that in a moment like this... I think, yes, in a moment like this, the presidency... above all, needs a technician.
Ama bu devirde... evet, bence bu devirde müdürlüğe... her şeyden önce bir teknisyen getirilmeli.
Barbara is a laboratory technician.
Barbara laboratuar teknisyeni.
They sounded exactly like the last words spoken by the technician.
- Tıpkı teknisyenin son sözleri gibi.
What technician?
- Hangi teknisyen?
I'm a technician.
Uzmanım.
A whore's a technician.
Fahişeler de uzman.
You're a technician, Mr. Wilson.
Sen teknisyensin Bay Wilson.
Charlie will have a technician.
Charlie'nin bir teknisyeni olacak.
The intern involved was a prickly young buck named Schaefer... who had a good thing going for him with a technician in the Hematology Lab.
Hastaya ilk müdahaleyi yapan stajyer doktor, hızlı bir delikanlı olan Schaefer'dı. Hematoloji laboratuarında işlerini ayarlamıştı.
Then I walk in here, today, and I find out that one of my doctors... was killed by a couple of nurses who mistook him for a patient... because he screwed a technician from the Nephrology Lab.
Sonra bugün gelip doktorlarımdan birinin sırf nefroloji laboratuarından birini becerdiği için hemşirelerim tarafından bilmeden öldürüldüğünü öğreniyorum.
Two surviving members of Corrective Group 637 have seized a West German sound technician as hostage
Islah Grubu 637'nin hayatta kalan iki üyesi Batı Alman ses teknisyenini rehin aldı
I'm a technician, Mr. Mattei, not a political man.
Ben bir teknisyenim Bay Mattei. Politikacı değil.
Last year, in Siberia I said to a technician, who commented on our Italian miracle... - perhaps I was a bit abrupt –... "the Italy of song and dance belongs to the museum of the past." I said to him, " They're sinking.
Geçen yıl, Sibirya'da İtalyan mucizemiz için "Şarkıların ve dansların İtalya'sı artık tarihi bir müze oldu." yorumunu yapan bir teknisyene " Batıyorlar.
The specialized lack of technician it went paralyzing some industries vital for the war.
Yetişmiş elemanları silah altına alınan savaş sanayisi durma noktasına gelmişti.
BRONOWSKl : It's easy to see that the man who made a gold artefact was not just a technician, but an artist.
Altın eserleri yapan insanın sadece bir teknisyen değil bir sanatçı da olduğunu görmek zor değil.
But it's equally important and not so easy to recognise that the man who assayed gold was also more than a technician.
Ancak öte yandan altını işleyenin bir teknisyenden daha fazlası olduğunu ayırt etmek hassas bir göz istiyor.
A lousy technician is what you need out there!
İhtiyacınız olan kişi tembel bir teknisyen!
Technician with good income, wishes to correspond with...
No : 4817.