Tell him to come in tradutor Turco
101 parallel translation
- Tell him to come in.
- Söyle girsin.
Tell him to come in.
İçeri gelmesini söyle.
- Tell him to come in.
- Buraya gelmesini söyle.
- Tell him to come in here right away.
- Ona hemen buraya gelmesini söyle.
Tell him to come in.
Söyle, içeri gelsin.
In the meantime, tell him to come in.
Bu arada, ona içeri girmesini söyle.
- Tell him to come in.
- Ona buraya gelmesini söyle.
Tell him to come in, what are you waiting for?
Ona içeri girmesini söyle, ne bekliyorsun?
tell him to come in.
Çağırın gelsin.
Tell him to come in.
İçeri yollayın.
- Tell him to come in.
- İçeri gelmesini söyleyin.
Tell him to come in.
İçeri girmesini söyle.
Shall I tell him to come in?
İçeri göndereyim mi?
Shall I tell him to come in?
Gelmesini söyleyeyim mi?
Just tell him to come in.
Ona içeri gelmesini söyle.
Tell him to come in the house.
Ona eve girmesini söyle.
I want you to tell him to come in.
Onunla konuşup içeriye girmenizi istiyorum.
Tell him to come in.
İçeri gönder.
- Tell him to come in.
- Gelmesini söyle.
- Can I call him and tell him to come in?
- Onu arayıp içeri gelmesini söyleyebilir miyim?
- Okay, well, just tell him to come in and ask for me.
- Tamam, pekala, sadece bana gelip sormasını söyle.
- Tell him to come in.
- Söyle, girsin.
- Tell him to come in.
- Söyle içeri gelsin.
Tell him to come in.
Ben orada çalışıyordum.
Tell him to come in.
Söyle içeri gelsin.
Tell him to come in for observation for a few days.
Bir kaç gün gözetim için bari gelmesini söyleyin.
When does he come in, tell him Miss Hart wants him to come at once.
O geldiğinde, Bayan Hart'ın hemen gelmek istediğini söyleyin.
Well, ask him to come in, and fellowes, you can tell the jackmans that they can go back to that cottage.
Ona gelmesini söyle. Sen Jackmanlara gidip kulübeye dönebileceklerini söyle.
Tell him to come right in.
İçeri gelmesini söyle.
He'll be here in a few moments, and I've come to tell you that when you meet him... you're to say, "How do you do, gracious sir?"
Birkaç dakika içinde burada olacak, ve ben de onunla tanıştığın zaman "Nasılsınız, saygıdeğer efendim?" demeni söylemeye geldim.
If he should happen to ask about your family... the way people are interested in where other people come from... you might tell him who they were.
Eğer ailen hakkında soru soracak olursa ki insanlar her zaman başkalarının soyunu sopunu merak ederler ona kim olduğunuzu söyleyebilirsin.
Tell him to come quickly.
Sir Gawain'in havele geçirdini ve hemen gelmesi gerektiğini söyle.
Return, good Catesby, to the gracious duke. Tell him, myself, the mayor and citizens... in deep designs in matter of great moment... no less importing than our general good... are come to have some conference with His Grace.
Aziz Catesby, lütfen Dük Hazretlerine gidiniz ve benimle birlikte, Belediye Başkanı ile yurttaşların da burada olduğunu, kendisiyle tüm ülkenin menfaatine ilişkin son derece acil ve önemli konularda görüşmek istediğimizi bildiriniz.
Tell him he'll probably get the loan, but his wife has to come in.
Olasılıkla ödünç alabileceğini fakat karısının gelmesi gerektiğini söyle.
Only to tell him I'm in town and might come looking for him.
Sadece ona benim kasabada olduğumu ve onu aramaya geldiğimi söyle.
Tell him to come in.
Söyle gelsin.
You tell Landru that we'll come in our own time and that we'll speak to him.
Landru'ya söyle, bize uygun bir zamanda gelip, kendisiyle konuşacağız.
The Queen's going to meet him this evening in the Cabeza Negra inn and in a moment, she'll come in and tell you...
Kraliçe akşam onunla buluşmaya gidecek.. - Cabeza Negra han da.. - Hatta şimdi içeri girip size seslenir...
Tell him to come in an hour.
Bir saat içinde gelmesini söyleyin.
Tell him to come in
İçeri gelmesini söyle.
I'll stay here. You go in and find that kid and tell him to come out.
Ben burada duracağım, sen git o gence derhal gelmesini söyle.
When he gets in touch, tell him come to the station, sign a deposition.
Eğer görüşürseniz karakola gelip, ifade vermesini söyle.
Tell him to come in.
İçeri gelsin.
I'm setting up a guy who's incredibly important to us- - who's going to tell me where the loot is... and if they're gonna come and arrest you- - and you come loping in... like Rambo without a jockstrap and dangle him out a fifth-floor window.
Malın yerini ve senin hapse girip girmeyeceğini bilecek birini ayarlayım ve sen Rambo gibi içeri dalıp adamı beşinci kattan aşağı sallandırıyorsun!
His wife walked around in her underclothes... and he'd always tell us... all us boys that worked for him... you know, when you'd come in... she'd be walking around getting ready for work... told us not to bug her.
Karısı etrafta iç çamaşırlarıyla dolaşırdı ve adam bize hep derdi ki onun için çalışan bütün oğlanlara,... bilirsin, içeri geldiğinizde kadın işe hazır durumda etrafta dolaşıyor olurdu bize onu kızdırmamamızı söylerdi.
It won't be easy to get in there lf you see him there, come tell me
Oraya girmek kolay olmayacak. Görürsen, bana da söyle.
Tell him to come on in. - Excuse me.
İçeri girmesini söyleyin.
I told him to tell Gloria to come in to be tested.
Gloria'ya gelip test yaptırmasını söylemesini söyledim.
All right, can you just tell him to come get me? I'm in Hollywood.
Peki ona sadece "Hollywood'dayım, gel beni al," der misiniz?
I used to tell him that... people go to work in the morning, come back in the evening... play with their children, and sleep in peace
Ona anlatmaya çalıştım. Diğer erkekler görevleri bittikten sonra, Onlar akşam eve gelir.
He wanted me to come in and talk to him... to tell me that he'd found something in Patrick's apartment.
Onunla konuşmam için gelmemi istemişti bana Patrick'in dairesinde bir şey bulduğunu söylemek için.