English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Textbook

Textbook tradutor Turco

838 parallel translation
Sad says the man with an open textbook... next to an open container.
Üzücü açık şişesinin yanında açık kitabı olana denir.
Probably some textbook ingenue like the last one.
Muhtemelen sonuncusu gibi klasik saf kız rolüne yatan biri.
Sandman, close that Greek textbook.
Şu Yunanca kitabı kapat, Sandman.
It's rather like embracing a textbook.
- Elimde sanki bir kitap tutuyorum!
- What textbook did you get this from?
- Hangi kitaptan yapıldı bu ders?
You're a five-dollar textbook.
Sen beş dolarlık ders kitabısın.
Admiral Nelson's becoming a textbook case.
Amiral Nelson bir vaka haline geliyor.
It's practically a textbook case.
Bu, derste anlatılacak bir örnek neredeyse.
Here is the best textbook in the world.
İşte dünyadaki en iyi ders kitabı.
For the textbook I will someday do on the art of screenwriting, never play 13, 31 and the corners thereof for any serious length of time for any serious money.
Senaryo sanatı konusunda yazacağım kitap için : Asla 13'e 31'e uzun süre para koyup ciddi para kazanmayı beklemeyin. Olmuyor.
I'm saving it for the textbook on the art of screenplay writing.
Senaryo sanatı hakkındaki ders kitabım için saklıyorum.
Textbook, boys.
- Güzel çocuklar
They're all in perfect condition. Textbook responses.
Hepsinin sağlığı mükemmel.
You say you need a psychiatrist? Maybe you do and maybe you don't But you are the textbook example of compensation Of what, Doc?
Belki öyledir, belki değildir fakat sen okul kitaplarında yer alan bir telafi örneğisin.
I recall noting the readings were almost classic textbook responses.
Değerler klasik ders kitaplarındaki tepkiler gibiydi neredeyse.
- Right out of the textbook.
- Ders kitabı hariç.
Arvid, when we get to Karlshamn, I'm going to buy an English textbook.
Arvid, Karlshamn'a vardığımızda bir İngilizce kitabı alacağım.
Paracelsus publicly threw into the traditional student bonfire an ancient medical textbook by Avicenna, an Arab follower of Aristotle.
Paracelsus geleneksel öğrenci şenliğindeki ateşe,... Aristo'nun Arap takipçisi Avicenna'nın tıp kitabını atmıştır.
It's like a textbook on life.
Tüm bunlar insan hayatına ilişkin bir ders kitabından alınmış olabilir.
- Textbook.
- Tamamen.
"Having a go" is hardly textbook terminology, Harry.
"Gidelim" bir terim sayılır, Harry.
The mitochondria in Mrs. Maier's cells are like all the others. Textbook normal, but nothing to indicate any reason or sort of extraordinary strength.
Bayan Maier'ın hücresindeki taneciklerde tıpkı bütün diğerleri gibi içeriği normal, alışılmışın dışında bir güç sergilemeye sebebiyet verecek hiçbir işaret yok.
That was a textbook attack!
Bu çalışılmış bir ataktı!
Not exactly a textbook landing but...
Kitabına uygun bir iniş sayılmaz pek.
Euclid produced a textbook on geometry which human beings learned from for 23 centuries.
Öklid, 23 yüzyıl boyunca insanların okuduğu bir geometri kitabı yazdı...
Something you parroted from some fucking textbook?
Kitaplardan ezberlediğin birkaç kelime mi?
Coming in low is part of every textbook approach.
Alçalmak kitaplarda geçen tüm inişlerin bir parçasıdır.
That is the name of the textbook we will be using.
Kullanacağımız ders kitabının adı bu.
A general textbook on the subject, is that correct?
Bu konuda genel bir ders kitabı, bu doğru mu?
So far the keyword on this textbook flight is "operational".
Şimdiye kadar bu uçuşun ajandasında anahtar sözcük "kontrollü" oldu.
- No, that's a textbook.
- Hayır, ders kitabı.
Well, the textbook say that opium has two faces.
Kitaba göre opiumun iki yüzü varmış.
Oh, George, could I borrow your textbook for a second?
Oh, George, bir saniyeliğine kitabını ödünç alabilir miyim?
Oi, what are you doing to my precious textbook?
Hey, kitabıma ne yapıyorsun sen?
Now then, this is a perfect example of a textbook manoeuvre.
Şimdi sırada, kitaptakine en uygun örneği göreceğiz.
If you were any more perfect, I'd put you in a medical textbook.
Kusursuzdan da iyi olsaydın Data, seni tıp kitaplarına koyardım.
This isn't one of your textbook exercises, Mr. Jennings.
Bu, kitaplarda gördüğünüz basit problemlere benzemez Bay Jennings.
Who will tell me where you are in the Pritchard textbook?
Pritchard'ın kitabında nerede kaldınız?
Author of the classic textbook in cardiology, winner of the Lasker award for medical research, published 175 journal articles.
Kardiyoloji klasik kitabının yazarı, Tıbbi araştırma Lasker ödülünün sahibi, 175 gazete makalesi yayınlandı.
That s when I came across my first physics textbook explaining...
Beni izah eden Einstein'ın fizik kitabında ki...
She's a textbook case.
Ders kitabındaki gibi.
This man reminds me of the picture of Homer in my school textbook.
Bu adam, bana, okul kitabımdaki Homer resmini hatırlatıyor.
MR. HIGHSMITH'S DAUGHTER IS A TEXTBOOK EXAMPLE...
Bay Highsmith'in kızı rastlantısal talihsizlik sendromunun..
Catherine, you have been duped by a textbook narcissist.
- Evet. Catherine, zeki psikopat tarafından kandırıldın.
I mean, not to mention what it would do to the textbook industry.
Yani, ders kitabı sanayisine yapacağı şeyleri söylemeye bile gerek yok.
Joanne, you're coming dangerously close to the textbook definition... of interfering with a government investigation.
JoAnne, bir devlet soruşturmasına karışmakla kitaptaki ifadeye tehlikeli şekilde yaklaşıyorsun.
Over every page of every textbook.
Her ders kitabının her sayfasına aşkımı yazdım.
Is that a line from your textbook, rookie?
Ne bu, ne? Çaylakların doğruluk kitabında çizilen çizgi mi bu?
- Because you're not a textbook.
Çünkü sen bir kitap değilsin.
Did you get that histiology textbook?
Bu da kim böyle?
- Textbook. Full blood panel?
- Kan da almışlardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]