That's all i wanted to say tradutor Turco
103 parallel translation
That's all I wanted to say, was just...
Tek söylemek istediğim bu, sadece...
I only wanted to say that I'm sorry for you, George, that's all.
Tek söylemek istediğim, senin için çok üzüldüğüm, George ; hepsi bu.
Nothing, I just wanted to say hello, that's all.
Hiç, sadece bir merhaba demek istemiştim, hepsi bu.
That's all I wanted to say.
Tek söylemek istediğim buydu.
That's all I wanted to say.
Sadece bunu söylemek istemiştim.
That's really all I wanted to say.
Bunu söylemek istemiştim.
That's all I wanted to say.
Söylemek istediklerim bunlardı.
I just wanted to say thanks, for gettin'me outta town, that's all.
Sadece şehirden çıkmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
That's all I wanted to say.
Tüm söylemek istediklerim bunlar.
That's all I wanted to say.
Tüm söylemek istediğim buydu.
All I can think of is that she used to say that before she died, she wanted to see everything.
Aklıma gelen tek şey sık sık, ölmeden önce her şeyi görmek istediğini söylerdi.
I just wanted to say... That I hope we all work together in harmony.
Söylemek istediğim umarım hepimiz güzel bir uyum içinde çalışırız.
That's all I wanted to say. Thank you.
Tek söylemek istediğim buydu, teşekkürler.
That's not all I wanted to say.
Söyleyeceklerim daha bitmedi.
Thanks to the struggle. That's all I wanted to say.
Siz neden buradasınız?
I wanted to say that it's not that I don't appreciate all you're trying to do, but I can't just walk away from him.
Yapmaya çalıştıklarınızı minnettarlıkla karşıladığımı söylemek istedim ama onu terk edemem.
That's all I wanted to say.
Söylemek istediklerim bu kadar.
- That's all I wanted to say.
Benimleyken hiçbir zaman mutlu görünmüyordun Tek söylemek istediğim buydu.
That's all I wanted to say.
Bütün söylemek istediğim buydu.
Well, that's all that I wanted to say.
Neyse, tek söylemek istediğim buydu.
That's all I wanted to say.
Bunu söylemek istemiştim.
That's all I wanted to say.
Söylemek istediklerim bu kadardı.
Very good. Okay, well, that's all I wanted to say. Okay.
Bütün söylemek istediğim buydu.
That's really all I wanted to say.
Gerçekten tüm söylemek istediğim bu. Ben, minnettarım.
- That's all I wanted to say.
- Tüm söylemek istediğim buydu.
- That's all I wanted to say. - That's beautiful.
Çok güzel.
Well, that's all I wanted to say.
Söylemek istediklerim bunlardı.
That's all I wanted to say.
Söylemek istediğim şey buydu. Tamam.
I just wanted to say that... wanting to experience the thrill of risking it all, well... I think that's very brave.
Her şeyi riske atmak pahasına böyle bir deneyim yaşamak istemen çok cesurca.
That's all I wanted to say.
Söylemek istediğim bu.
But what I wanted to say is, you know, when you're a kid, they tell you that it's all grow up, get a job, get married, get a house, have a kid and that's it.
Söylemek istediğim şey, bilirsiniz işte, çocukken size hayatın ; "büyüyüp, işe girmek, evlenmek, ev alıp, çocuk sahibi olmaktan ibaret." ... olduğunu söylerler.
And that's all I wanted to say.
Ve söyleyeceğim tek şeyde bu.
" That's all I wanted to say.
Tüm söylemek istediklerim bunlardı.
You probably say that to all the rich girls at school. You're the flyest girl in the whole school. I knew that I wanted you.
Bu akşam yayınladığımız, en kötü durum senaryosu bir bilim kurgu filminden çıkmış gibi gelebilir ama bu senaryo, dünyanın önde gelen bilim adamları ve düşünürlerine dayanarak hazırlandı.
I just wanted to say hi, that's all.
Selam demek istedim, hepsi bu.
That's all I wanted to say.
Tüm söyleyeceğim bu.
That's all I wanted to say.
söylemek istediğim.
That's all I wanted to say.
Bunu söylemek içim aramıştım.
That's all I wanted to say.
Tek söylemek istediğim bu.
That's all I wanted to say to you out of courtesy.
Sadece bunu söylemek istedim.
Okay? That's all I wanted to say.
Tüm söylemek istediğim bu.
Even though i grew up on the upper east side, i don't want the same life that my parents had... social obligations and forced conversations, saying no to all the things that i wanted to say yes to.
Yukarı doğu yakasında büyümüş olsam bile, ailemin sahip olduğu hayatın aynısını istemiyorum. Sosyal zorunluluklar ve zoraki muhabbetler... Evet demek istediğim her şeye hayır demek...
Yeah, that's all i wanted to say.
Evet, hepsi buydu. Güzel.
Alright... that's all I wanted to say.
Tüm söylemek istediğim buydu.
That's all I wanted to say.
Sadece bunu soracaktım.
Anyway, I've been acting childish, and-and-and-and that's all I wanted to say.
Her neyse, çocukça davrandım ve tüm demek istediğim buydu.
What she wanted to say was... and, this is pretty much, word for word, if I remember properly that you're a dirty little fucking scumbag and I might be paraphrasing here, but you should take your diseased riddled whore and fuck her in hell for all eternity.
Demek istediği şu... yani hatırladığım kadarıyla şöyle birşeydi, pis bir çöp torbasısın alıntı yapıyor olabilirim... ama hastalıklı fahişeni alıp cehennemde sonsuza kadar düzüşebilirsin.
I just wanted to say goodbye to you, Christina, that's all.
Sadece sana elveda demek istiyordum Christina, hepsi bu.
For now, that's all I wanted to say.
Söylemek istediklerim bu kadar.
That's all I wanted to say. I...
Bunu söylemek istedim.
I just wanted to say that you guys are all employees of the month in my eyes.
Benim gözümde hepiniz ayın elemanısınız.