That's what i said tradutor Turco
3,078 parallel translation
I heard what you said to my mother, so I know there's room in your heart, but is there room in your house for a dude in a chair that rolls?
Anneme söylediklerinizi duydum. Bu yüzden kalbinizde bir iyilik odası olduğunu düşünüyorum. Evinizde de benim durumumdaki birine yeriniz var mıdır?
Wes, you know that's not what I said.
Wes, demek istediğimin bu olmadığını biliyorsun.
No, that's not what I said.
Yok, öyle demedim.
That's what I always said to you, Callie, but I had a problem- - I'm nothing like you!
Ben de sana hep böyle derdim, Callie... -... ama sorunum vardı- - - Ben senin gibi değilim!
Given what's happened, it's understandable that your opinion would color your testimony. But I just want to know what you said, what you did and what you were thinking at the time.
Olanlar düşünülünce, fikrinin ifadeni etkilemesi anlaşılabilir ama ben sadece ne dediğini öğrenmek istiyorum, ne dedin ve o sırada ne düşünüyordun?
That's what I said.
Ben de öyle dedim.
That's not what I said.
Ben böyle söylemedim.
Now, that's not exactly what I said.
Aslında tam olarak öyle dememiştim.
That's what the janitor said, and I never saw him again.
Temizlikçi de böyle demişti ama onu bir daha göremedim.
That's not what I said!
- Ben öyle bir şey demedim.
That's not what I said.
Ben öyle söylemedim.
Okay, tonight at dinner I wanted the steak sandwich, but the waiter said that that's a lunch item, so Donald- - called for the manager and gave him the "what my woman wants, she gets" speech.
Tamam, bugün yemekte ızgara sandviç istedim, ama garson bunun öğle yemeği seçeneği olduğunu söyledi, ama Donald, müdürü çağırdı ve "bayan ne istediyse, getirin" dedi.
That's what I said.
- Ben de öyle dedim.
Hmm. That's exactly what I said about Jane.
Jane hakkında söylediğim şey tam olarak da bu zaten.
- That's what I said.
Ben de öyle dedim.
That's not exactly what I said.
Tam olarak öyle söylemedim.
That's not what I said.
Ben öyle demedim.
How is what I said offensive, and that's not?
Benim dediğim hakaret ediciyse, seninkisi nasıl olmuyor?
I have no idea? You think he's all "ho this" and "bitch that"... that's not what I said.
- Tamam, hiç hakaret bile etmeyeceğim çünkü Tucson'lu bir kuzenim var ama bu sadece onun ne yaptığı hakkında hiçbir fikrin yok demektir.
That's not what I said, eh?
Öyle bir şey demedim.
What I think is really intriguing about a community like 4chan, is just that it's this open place, as I said it's raw, it's unfiltered, and.. sites like it are going the way of the dinosaur right now.
Bence 4chan'in ilgi çekici yönü, Sahip olduğu serbest alan, kısıtlanmamış tazelik, ve böyle siteler şu an dinazorlar gibi.
Mm-hm. See, that's what I'm having trouble with, because the fact is, you never said he was on a bicycle.
iste, bu kisimda sorun yasiyorum, çünkü mesele su ki magdurun bisikletli oldugunu hiç söylememistin.
That's what I said to my wife last night
İşte ona aynen bunları söyledim.
I think that's what he said.
Böyle dedi gibi geldi.
- That's what I said.
- Söylediğim budur.
That's what I said to Ricky Schwartz when I pulled my freak-a-deak at the assembly.
Zıvanadan çıktığımda, Ricky Schwartz'a söylediğim cümle.
Yeah, that's what I said.
Evet, ben de öyle dedim.
Um, unless I can't hear the sound of my own voice, I believe that's what I just frickin'said.
Kendi sesimi duyamıyorsam başka tabii ama sanırım biraz önce bunu dedim.
- That's what I said.
- Ben de öyle dedim.
- That's what I thought you said.
- Ben de öyle dediğini düşünmüştüm.
That's not what I said?
- Öyle bir şey demedim.
That's what I just said.
Aynı şeyi söyledim.
That's what I said.
Ben de onu diyorum.
And that's when I caught sight of myself in the mirror, and I said, " What's wrong with me?
O anda kendimi aynada gördüm ve dedim ki : "Asıl benim derdim ne?"
I... Because that's what Randy said!
- Çünkü Randy öyle söyledi.
That's why I said what I did.
Ben o yüzden öyle söyledim.
- Mm-hmm. That's what I said.
- Ben dedim.
That's what I said.
Dediğim gibi.
- That's what I just said.
- Bende bunu söyledim zaten.
... that's not what she said to me... Hey, I don't blame you.
Hey, seni suçlamıyorum.
He said it's important to take responsibility, so that's what I'm here to do.
Sorumluluk almanın önemli olduğunu söyledi ben de burada bunu yapıyorum.
That's what I said.
O şekilde söyledim.
That's what Sheila Shay said when I overheard her talking in the bathroom, and that sentence just kept gnawing at me.
Bu Sheila Shay'in tuvaletten kulak misafiri olduğumda söylediği şey ve bu cümle beni kemirip duruyor.
That's what I said
- Aynen öyle dedim
Listen, Bill, um- - what you said earlier, about my motives, my hubris, there's probably a lot of truth in that. I have let you all down in some fashion.
Dinle Bill, daha önce nedenlerimden ve kibirimden falan bahsetmiştin ya muhtemelen bir kısmında haklısındır.
That's exactly what I was picturing when I said "nightmare."
Kabus gibi derken bende bunları düşünmüştüm zaten.
Did you understand what I meant when I said that?
Bunu söylerken neyi kastettiğimi anlamış mıydın?
- That's what I said. Jesus.
- Ben de öyle dedim!
That's what I said.
Ben de öyle demiştim.
I mean, that's what he said.
Öyle dedi yani.
That's what I said.
Ben de öyle söyledim zaten.
that's what i meant 145
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what i'm saying 441
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what i'm saying 441