That's what i wanted to say tradutor Turco
84 parallel translation
That's what I wanted to say to you.
Söylemek istediğim buydu.
We love it. What I wanted to say is that, although it's great... it's just as I told you, Father.
Demek istediğim, gerçekten güzel olmasına rağmen, size söylediğim gibi, Peder.
No. That's not what I wanted to say.
Hayır, söylemek istediğim bu değildi.
That's not what I wanted to hear you say.
Senden duymak istediğim bu değil.
Now, that's what I wanted Tony to hear you say.
İşte, bu sözlerini Tony'nin duymasını istiyordum.
That's what I wanted to hear you say.
Ben de bunu duymak istiyordum.
That's what I wanted to say.
Söylemek istediğim buydu.
I was so cramped and pressed down by it, but then I saw the light, and now I am the happiest person in the world, and I praise and thank God and that's what I wanted to say.
O kadar çok sıkıştırıldım ve zorlandım, ama sonrasında ışığı gördüm ve şimdi dünyadaki en mutlu kişiyim, ve Tanrıya şükrettim. Bunu söylemek istedim.
That's what I wanted to say.
Söylemek istediğim bu.
Marry a "bourgeois." That's what I wanted to say.
Bir "burjuva" ile evlenmen demek istedim.
That's what I wanted to hear you say.
Benim duymak istediğim de senin söylediklerin.
That's what I wanted to say.
Hepsi bu.
Maybe not "malicious". That's not what I wanted to say
Hayır, kötü değildir, demek istediğim o değildi.
There, that's what I wanted to say.
Evet, söylemek istediklerim bunlardı işte.
Hi. I just wanted to say that... I'm very embarrassed by the way I behaved tonight and I... well, I don't know quite what to say now, except... the thing about love is that you can really make an ass of yourself.
Merhaba, söylemek istediğim... bu geceki davranışım için özür dilerim... ve aslında ne söyleyeceğimi tam olarak bilemiyorum... aşkın insana salakça şeyler yaptırdığını söylemek dışında.
But that's what I wanted to say.
Ne söylemek istedin.
What I wanted to say was, that there were one or two unwords, only very recent.
Söylemek istediğim şey, bir ya da iki kelimedışı var, sadece çok yakınlarda.
What I wanted to say is that Pfilzing was a city like many others.
Aynı anda da direniş savaşçısı bir şehir.
See when I passed on the deal, I thought that's what Jerry wanted me to say.
Anlaşmayı reddettiğimde, Jerry'nin benden böyle demesini istediğini sanmıştım.
That's not what I wanted to say.
- Hadi canım!
- yeah, I'm sure that what she's gonna take away from it - look Sharon, this gift says everything that I wanted to say what, that you passed Sears on your way home?
Bill ayrıca ünlü tavuk sosisli pizza da hazırladı. Bütün sosis camiası bundan bahsediyor. İstediğiniz kadar düşünebilirsiniz.
That's exactly what I wanted you to say.
Ben de bunu söylemeni istiyordum.
I only meant that time works things out, and I just... I took the wrong example for what I wanted to say.
Ben sadece zamanla işlerin düzeleceğini söylemek istedim ama söylemek istediğim şeye yanlış örnek seçtim.
- That's exactly what I wanted to say.
- Tam olarak söylemek istediğim şeyi söyledin.
And she reminded me that just a couple of weeks ago, I wrote her and I said that I wanted a guy to just be honest and to say almost exactly what you said last night.
O da bana birkaç hafta evvel dürüst bir erkek istediğimi ve hatta dün gece söylediğinin neredeyse aynısını ona bir mesajda yazdığımı hatırlattı.
Professor May, I just wanted to say that although I have hardly any experience as a teaching assistant... um, actually, zero experience... um, I'm incredibly enthusiastic and hard-working, and, for what it's worth, I think I'd do a great job.
Profesör May, söylemek istediğim hoca asistanlığında pek tecrübem olmasa da aslında hiç tecrübem yok son derece hevesli, çok çalışkanımdır ve eğer sizin için bir anlamı varsa, bence çok iyi bir iş çıkartacağım.
Dad, I just... I wanted to say that I figured out what's going on.
Baba, ben sadece..... neler olup bittiğini anladığımı söylemek istiyordum.
But if I said what I really wanted to say right now, that's what I'd do.
Ama söylemek istediğim şeyi söylersem bunu yapacağım.
That's not what I wanted you to say.
Söylemek istediğim bu değildi.
That's not what I wanted to say.
Söylemek istediğim o değildi.
The man replied, "That's what I have to say and what you wanted to know."
Adam da, "Bilmen gereken ve söyleyeceğim şeyler bu kadar." diye cevap vermiş.
I thought that's what he wanted me to say.
Söylememi istediği şey bu sanmıştım.
- You know, that's what I wanted to say, okay?
Söylemek istediğim buydu işte, tamam mı?
But what I wanted to say is, you know, when you're a kid, they tell you that it's all grow up, get a job, get married, get a house, have a kid and that's it.
Söylemek istediğim şey, bilirsiniz işte, çocukken size hayatın ; "büyüyüp, işe girmek, evlenmek, ev alıp, çocuk sahibi olmaktan ibaret." ... olduğunu söylerler.
No, that's not what I wanted to say.
Hayır, söylemek istediğim bu değil.
I agree, I was just saying that'cause that's what I thought you wanted me to say.
Biliyorum ve katılıyorum. Duymak istediklerini söylüyordum.
What I wanted to say is that I appreciate that you're bringing thought to the music but I really and honestly feel that we're pandering.
Müziğe kendi bakış açını kattığın için çok minnettar olduğumu, ancak gerçekten ve dürüstce bu şarkının kötülüğe teşvik ettiğini düşündüğümü söyleyecektim.
Maybe that's what I wanted to say.
Belki de söylemek istediğim bu.
Well, that's sort of what I wanted them to think.
Düşünmelerini istediğim şey bu sayılabilir.
That's what I wanted to say.
Bunu ben demek istiyordum.
No, but that's what I wanted to say to those bastards.
Hayır ama o puştlara öyle demek istedim.
Did you say that you loved me because you thought that that's what I wanted to hear at the time, or it was exciting?
Beni sevdiğini söylediğin zaman duymak istediğim bir şey olduğu için mi yoksa heyecanlı falan olduğu için mi söylüyorsun?
Well, uh let's just say that I spent too many years being what other people wanted me to be, and I'd finally just had enough.
Aslında sadece yıllarımı diğer insanların benden olmamı istedikleri gibi geçirdim diyelim, ve en sonunda sıkıldım.
That is also what I wanted to say, what you said is also what I want.
Haklısınız, bende size katılıyorum.
That's what I also wanted to say
Bunu söylemek istemiştim.
I mean, yes, but that's not what I wanted to say.
Yani o da var tabi. Ama başka bir şey daha var.
That's not what I wanted to say.
Bunu demek istemedim.
What she wanted to say was... and, this is pretty much, word for word, if I remember properly that you're a dirty little fucking scumbag and I might be paraphrasing here, but you should take your diseased riddled whore and fuck her in hell for all eternity.
Demek istediği şu... yani hatırladığım kadarıyla şöyle birşeydi, pis bir çöp torbasısın alıntı yapıyor olabilirim... ama hastalıklı fahişeni alıp cehennemde sonsuza kadar düzüşebilirsin.
That's... that's what I wanted to, uh, to say, Kate.
Sana söylemek istediğim buydu Kate.
Uh, i-I just wanted to say That i don't know what's gonna happen with us, but, um... I'm really glad you came back for me.
Sadece aramızda neler olacağını bilmediğimi ve benim için geri döndüğün için çok mutlu olduğumu söylemek istedim.
So, anyway, what I really wanted to say is that, I've been working on my korean.
Yani, demek istediğim Korece'mi geliştirmeye çalışıyorum.