That's what i wanted to tell you tradutor Turco
75 parallel translation
That's what I wanted to tell you padre.
Sana söylemek istediğim şey buydu peder.
That's what I wanted to tell you.
Ben de bunu söylemek istiyorum.
That's what I wanted to tell you, Lucy.
Sana söylemek istediğim buydu, Lucy.
That's what I wanted to tell you.
Sana anlatmak istediğim buydu.
That's what I wanted to tell you after it I didn't want to spoil your supper
- Bu hâlde hep odanda mıydın? - Hayır, baba.
That's what I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim buydu.
That's what I wanted to tell you.
Size söylemek istediğim şey buydu.
No. But that's what occurred to me, and I wanted to tell you about it.
Hayır ama bunu ben de düşündüm ve size anlatmak istedim.
That's what I wanted to tell you, Sir.
Size tüm söylemek istediğim buydu efendim.
I don't know what became of him. That's what I wanted to tell you.
Bir domuzu öldürmenin çok da zor olmadığını hissettim.
It shouldn't even be alive! That's what I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim de bu.
Well, what I wanted to tell you is that, uh, Senator Parker's flying in for the dedication tonight, and he's almost guaranteed the urban renewal contract.
Sana söylemek istediğim Senatör Parker tahsis işi için bu gece geliyor,... ve şehri yenileme kontratını hemen hemen garantilemiş.
Anyway... that's what I wanted to come back and tell you.
Her neyse... Geri gelip sana söylemek istediğim şey buydu. Sen iyi bir öğretmensin.
Before you go, I wanted to tell you that I am truly sorry for what's happened.
Gitmeden önce, olanlar için gerçekten üzgün olduğumu söylemek istedim.
THAT'S WHAT I WANTED TO TELL YOU.
O yüzden yapmıyorum yani. Bunu söylemek istiyordum.
That's what I wanted to tell you.
Özür dilerim, bir aptallık yaptım.
This is the last time we meet That's what I wanted to tell you
Bu son seferdi. Sana bunu söylemek istedim.
That's what I wanted to tell you... that we're all thinking of you... and Marie-Paule, the girl you just moved in with... who's carrying your child.
Sana tüm söylemek istediğim hepimiz seni ve Marie-Paule'u düşünüyoruz yanına yeni taşındığın ve senin çocuğunu taşıyan.
That's what I wanted to tell you.
Sana bunu söylemek istiyordum.
And what I wanted to tell you... was that I love you... and, uh... just wanted to make sure that that was clear... so that there wasn't any confusion.
Sana söylemek istediğim şey, seni seviyorum. Yanlış anlama olmaması için bunu anlamanı istedim.
Well, what I didn't tell you is that I learned how to keep her out when I wanted to.
Ama sana, istediğim zaman onu aklımın dışında tutmayı öğrendiğimi anlatmadım.
- No, that's what I wanted to tell you.
- Sana söylemek istediğim de buydu.
That's what I wanted to tell you.
Size bunu söylemek istemiştim.
That's what I wanted to tell you.
Sana onu anlatacaktım.
That's what I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim şey buydu.
That's what I wanted to tell you yesterday.
Dün, bunu sana söylemek için çok uğraştım.
I can't do that to you. Not ever. That's what I wanted to tell you today.
Bu yüzden sana bugün söylemek istedim.
That's what I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim şey de bu zaten.
- That's what I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim de buydu.
I wanted to tell you that what you did was a pretty standup thing and if you take that detective exam, I'm there for you.
Ben sana bunu söylemek yaptığın çok hoş birşeydi Eğer şu dedektiflik sınavını kazanırsan, Senin yanında olucağım.
That's part of what I wanted to tell you.
Söylemek istediğim buydu.
I just wanted to tell you that I thought about what you said, and I guess you're right.
Sana söylemek istediğim dediklerin hakkında düşündüm ve sanırım haklısın.
- That's what I wanted to tell you.
- Bunu söylemek istiyordum.
Okay. That's what I wanted to tell you.
Pekala, sana söylemek istediğim buydu.
Anyway, what Felix wanted to tell me is that when I finish next year, he's hoping he can persuade you to step into my shoes.
Felix, seneye emekli olduğumda, benim yerime seni almayı umut ettiğini söyledi.
But what I wanted to say is, you know, when you're a kid, they tell you that it's all grow up, get a job, get married, get a house, have a kid and that's it.
Söylemek istediğim şey, bilirsiniz işte, çocukken size hayatın ; "büyüyüp, işe girmek, evlenmek, ev alıp, çocuk sahibi olmaktan ibaret." ... olduğunu söylerler.
Anyhoo, that's not what I wanted to tell you.
Neyse, anlatmak istediğim bu değildi.
That's... what I wanted to tell you.
Sana bunu söylemek istedim.
Well, no. No, I mean, yes, that was me, but that's not what I wanted to tell you.
Hayır, yani evet o bendim ama, sana bunu söylemeyecektim.
Hey, I wanted to tell you you know, for what it's worth doesn't matter what your dad thinks, I like that John kid.
Sana bir şey söylemek istiyorum. Yaptıklarının karşılığı olarak. Babanın ne düşündüğü önemli değil.
That's what I wanted to tell you.
Daha önce size söylemek istedim.
That's what I wanted to tell you.
İşte sana söylemek istediğim bu.
That's what I wanted to tell you.
Anlatmak istediğim de bu.
I wanted to tell you how I feel because that's what I paid money to come here and do.
Sana ne hissettiğimi söylemek istedim çünkü buraya gelip bunu yapmak için para ödüyorum.
I just wanted to tell you... what they're making you go through at that Senate hearing, it's wrong.
Size sadece şey demek - Sizi Senato önüne çıkarmaları, bence yanlış.
That's what I wanted to tell you at the party before you suddenly took off.
Partide sana bunu söylemek istemiştim ama birden kalkıp gidiverdin.
But that's what I wanted to tell you.
Ama benim de sana söylemek istediğim şey buydu.
I can't tell you how many times i wanted to... make a call or write a letter to those people and ask them what kind of security they had ed doing that kept him out of the house seven days a week.
Kaç kere arayıp ya da mektup yazıp bu insanlara : "Ed nasıl bir güvenlik işinde çalışıyor ki haftanın yedi günü evde olmasın?" diye sormak istedim anlatamam.
I wish I could tell you what you wanted to hear, But that's what happened.
Keşke istediklerinizi söyleyebilseydim ama olanlar bunlardı.
That's what I wanted to tell you.
Hepinize söylemek istediğim buydu.
That's what I wanted to tell you.
İşte size anlatmak istediğim buydu.