That's why tradutor Turco
61,911 parallel translation
That's why you have to let me take his place.
Bu yüzden yerine benim geçmeme izin vermelisin.
That's why I'm here.
Ben de o yüzden geldim.
That's why you and me need to solve this case fast.
O yüzden bu vakayı hemen çözmeliyiz.
That's why I have to find this guy, no matter what, and when I do, he is gonna pay for what he did.
O yüzden bu adamı ne pahasına olursa olsun bulmalıyım. Bulduğumda da yaptıklarının bedelini ödeyecek.
Hey, I think I know why Abra Kadabra's been stealing all that tech.
Sanırım Abra Kadabra'nın o aletleri neden çaldığını buldum.
That's why he's sending Killer Frost after you.
Killer Frost'u bu yüzden peşinden yolluyor.
- Oh, that's why she left.
- Demek bu yüzden gitmiş.
That's not why...
- Hayır, o yüzden...
That explains why Caitlin was willing to follow him.
Caitlin'in neden onun peşinden gitmeyi kabul ettiğini de anlamış olduk.
That's why you came to live with Joe and me.
O yüzden Joe ile yanımızda yaşamaya geldin.
Who knows, maybe that's why we get along.
Kim bilir, belki de bu yüzden böyle iyi anlaşıyoruzdur.
That's why it's called history.
Bu yüzden ona geçmiş deniyor.
That's why Tara went intmene.
Bu yüzden Tara tıp okumuş.
That's why I've given you an incentive. Hmm?
Bu yüzden seni teşvik ediyorum.
That's why she's after all three pieces of the bell.
Bu yüzden o çanın bütün üç parçasının peşinde.
Why don't you save that question for somebody who's never killed you?
Neden o soruyu seni hiç öldürmemiş biri için saklamıyorsun?
Which... I assume that's why you're here.
Ki buraya bu yüzden geldiğini varsıyorum.
And that's why I have to kill him.
Ve işte bu yüzden onu öldürmem gerekiyor.
That's not why I'm skipping the wedding.
Düğüne gitmeme sebebim bu değil.
Let's save that for another Salvatore bonding night, why don't we?
Bunu bir başka Salvatore bağlama gecesi için saklayalım, iyi olmaz mı?
Why's that?
- Niye?
That's why she was only there a few minutes... to stash it.
Tam da saklamak için birkaç dakikalığına orada durup ayrıldı.
And why's that?
- Öyle mi? Niye?
I mean, that's why I'm glad no one's reported to any hospitals,'cause without the antidote, they'd end up just like the other victims.
Çok şükür ki hiç kimse hastaneye hastalık sebebiyle gitmemiş. Çünkü panzehirimiz yok, yani onun da sonu diğer kurbanlar gibi olurdu.
That's why we can't revive him.
Bu yüzden geri getiremiyoruz.
That's why the FBI's... get out.
- Bu yüzden FBI... - Çık dışarıya. - Ne.
Well, that's why we're here.
Bizde bu yüzden buradayız.
That's why I'm doing this.
Bu işi bu yüzden yapıyorum.
Um, no. That's not why we come out here.
Hayır, bunun için buraya gelmedik.
But, I mean, that's why you're here.
Ama sen bu yüzden buradasın.
Because I'd like to speak to her, that's why.
Çünkü onunla konuşmak istiyorum nedeni bu.
That's why they want us dead,'cause we're the one thing they can't control.
Ölmemizi istediler çünkü biz onları kontrol edemediği tek şeyiz.
Sorry about that, I don't know why they have that there.
Bunun için üzgünüm. Neden öyle yazılmış bilmiyorum.
Who supports the support workers? That's why I called you.
Destek olacak kişilere kim destek olacak?
That's why I'm pushing.
Acele etmemin nedeni bu.
That's why you're so tired.
- Bu yüzden bu kadar bitkinsin.
Why's that?
- Neden?
That's why this is worth doing.
Bunu yapma amacımız bu.
Why's that so much to ask?
Çok fazla şey mi istedim?
That's why you attacked Jim Atwood, isn't it?
Jim Atwood'a da bu yüzden saldırdın değil mi?
If that's the case, why you are so antsy?
Madem bu kadar basitti, neden böyle sabırsızsın?
I dropped her off early that evening, that's why I was there.
O gün erken saatlerde arabayla bıraktım. O yüzden oradaydım.
That's why all the attacks happened in the summer.
Saldırıların sadece yazın olma nedeni buydu demek.
That's why he's so sweaty.
Terin sebebi o.
♪ That's why this tramp stamp Is still damp ♪
O yüzden bu bel dövmesi hâlâ nemli
That's why I quit Columbia.
O yüzden Columbia'yı bıraktım.
You were reporting back about the progress of the murder investigations, about what I was doing, and about how Eric was an idiot, and that's why you made him Sheriff.
Geri bildirim yapıyordun. Cinayet soruşturmasındaki gelişme hakkında... Ne yaptığım hakkında...
That's why I decided to search Stephano's suitcase.
O yüzden Stephano'nun bavulunu aradım.
Why would - the vice president do that?
Başkan Yardımcısı bunu niye yapar?
That's why we're here.
- O yüzden geldik.
That's why he never ran for a second term.
İkinci kez seçime girmedi zaten.
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i came to you 33
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i came to you 33