That's why i did it tradutor Turco
181 parallel translation
Maybe because I was really starting to like him... That's why I did it.
Ona gerçek hisler beslemeye başladım.
That's why I did it.
O yüzden yaptım.
That's why I did it, that's why I took the chance, even on a murder rap, because I want you to be beautiful for me.
Sırf seni daha güzel gösteren elbiseler, kürkler, pırlantalar alabilmek için. Çünkü senin bana daha güzel görünmeni istiyorum.
Fred, I know it's supposed to be a secret... but why did you tear out that clipping?
Fred, bunun gizli kalması gerektiğini biliyorum ama niye o haberi kopardın?
That's why I suggest you lay it out for Haruji, just like you did for me.
Bu nedenle de tıpkı beni reddettiğin gibi Haruji'yi de uzaklaştırmanı tavsiye ederim.
That's why I did it.
Onun için yaptım.
That's why I did it.
Kaybedecek daha çok şeyleri vardı.
Not that that's why I did it.
Tamam, bundan degil.
I know that's why they put you in jail and everything, but you really did it?
Hapse bunun için girdin ama sahiden vurdun mu?
That's why they'll think that I did it.
Bu yüzden onu benim öldürdüğümü düşünecekler.
And that's why you mustn't hold back, let it ruin your youth as I nearly did over Eric.
Bu yüzden bundan çekinmemelisin. Benim Eric yüzünden gençliğimi neredeyse harcadığım gibi, sen de yap.
THAT'''S WHY I DID IT.
Neden mi yaptım?
That's why I did it, because I love you.
O halde niçin yaptım, çünkü seni seviyorum.
Exactly, that's why I did it.
Kesinlikle, o yüzden kestim.
Well, that's why I did it.
Ben de o yüzden yapmıştım.
That's why I did it.
Bu yüzden yaptım zaten.
- I hate this. - That's why we did it.
Bundan nefret ediyorum.
I don't know why the ship jumped into warp, but we're lucky that it did.
Gemi neden warpa geçti bilmiyorum ama iyi ki yapmış.
That's why, as glad as I am not to be in Mr. Shepley's shoes today I envy a little what he had. Of course, it isn't normal, what he did.
Bu yüzden de, her ne kadar onun yerinde olmak istemesem de, böyle bir şeye sahip olduğu için Albert Shepley'i biraz kıskanıyorum.
I know. That's why I did it.
Biliyorum, bu yüzden yaptım.
( Brennan ) Yes, but I know that's not why you did it.
Evet, ama bunun için yapmadığınızı biliyorum.
Why the fuck did he think he could get away with it? It's not like him, I'll say that for him.
- Hiç böyle şey yapmazdı.
You see, that's why I don't believe he really did it.
İşte bu yüzden gerçekten bunu yaptığına inanmıyorum.
That's why I did it!
Bu nedenle yaptım!
I thought I did, that's why I replaced it with mine.
Ben kırdım sanıyordum, o yüzden kendiminkiyle değiştirmiştim.
And so that's why I did it.
Bu yüzden yaptım bunu.
I mean, if Sandeman is involved with this... cult, and he did encode... whatever that is into you, then why did he do it in a language you can't understand?
Yani, eğer Sandeman bu tarikatla bağlantılıysa, ve bu alfabeyi çözmüşse bu üzerinde yazan her neyse, o zaman niçin anlayabileceğin bir dilde yazmamış?
It's just- - I don't know- - Why did she do that to me?
Bilemiyorum, neden bana bunu yapıyor?
That's not why I did it.
- Hayır, para için yapmadım.
However, SG-3's report clearly indicated that the sarcophagus is heavily guarded, and likely retrieving it would result in significant casualties, which is why I did not order a recovery mission at the time.
Mamafih, SG-3'ün raporu taşmezarın çok iyi korunduğunu açık bir şekilde gösteriyor, ve muhtemelen onu ele geçirmek önemli zaiyata neden olacak, bu yüzden bir ele geçirme operasyonunu emretmedim şu anda.
You know that's not really why I did it.
- O yüzden yapmadığımı biliyorsun.
I've got anaemia, that's why I've been fainting, so they gave me some iron and vitamins. How did it go with Lance?
Lance ile işlerin nasıl gitti?
- You know that's not really why I did it.
- Bunun için yapmadığımı biliyorsun.
That's why I did it.
Bu yüzden öldürdüm.
That's why I did it. Not because I like you.
Seni bu yüzden seni kurtardım, senden hoşlandığım için değil,
And on top of that, why did I have to shit on it?
Ve bunların üstüne, neden ben onun tepesine sıçmıştım?
Did you find her? No, and when I confronted Brody on it, he said that she jumped to a top secret task force, and that's why there's no record.
Hayır, ben onu Brody karşılaştıklarında, o o çok gizli bir görev gücü için atladı söyledi.
That's why I did it.
Neden bunu yapayımki.
When Commander Voss died, all he had was savings that were reasonable for a Lieutenant Commander in the Navy, which is why I'm not certain he did it.
Binbaşı Voss ölünce, hesabında bir donanma binbaşısına göre normal miktarda para vardı. O yüzden, onun yaptığından şüpheliyim.
I guess that's why I did it.
Bunu neden yaptım tahmin edebiliyorum.
-... but that's not why I did it.
- ama bunu o yüzden yapmadım.
That's why I did this because I thought it looks...
Bunu yaptım, çünkü...
I think that's why she did it.
Sanırım sırf o bozduğu için..
- but that's not why I did it.
- ama bunu o yüzden yapmadım.
That's why I guided you guys here... It was just for that... But why did it turn out like...
size bu yüzden buraya kadar rehberlik yaptım... sadece bunun içindi... neden bu hale geldi...
That's not why I did it.
Bunu bulmamın sebebi onu etkilemek değildi.
Yeah, I did think that and that's why I told him if I took the job, it'd meant I'd never work with you again, and he still offered it.
Bu yüzden işi kabul ettim bir daha asla seninle çalışmamak için.
Maybe so, but that's not why I did it.
Olabilir ama bu yüzden yapmadım.
That's why I did it - - to bring you two together.
İşte bu yüzden bunu yaptım, ikinizi bir araya getirmek için.
Why did you do it? Mom, there's a part of me that never feels freer than when I'm with Alicia.
Anne, Alicia'nın yanında kendini özgür hisseden bir parçam var.
That's not why I did it.
- Bu yüzden yapmadım.