That doesn't even make any sense tradutor Turco
56 parallel translation
That doesn't even make any sense, Jack.
Bu bir işe yaramaz, Jack.
That doesn't even make any sense, Raymond.
Bu hiç anlamlı değil Raymond.
- That doesn't even make any sense.
- Bu hiç mantıklı değil.
- That doesn't even make any sense!
- Hiç mantıklı değil bu!
That doesn't even make any sense.
Anlamak mümkün değil.
But given that this case doesn't make any kind of sense whatsoever, maybe we should even question the basics.
Fakat bu vakada elde ettiğimiz bulguların bir anlamı olmadığından belki de basit şeyleri irdelemeliyiz.
That doesn't even make any sense.
Hiç de mantıklı değil.
Oh, that doesn't even make any sense.
Bu çok mantıksız.
If a cochlear implant is good for one ear, it doesn't even make any sense that it wouldn't be good for the second ear.
Bir koklea implantı bir kulakta işe yarıyorsa ikinci kulakta işe yaramaması pek mantıklı olmaz.
I mean, that doesn't even make any sense!
Bu hiç birşey ifade etmiyor.
That doesn't even make any sense.
Saçmaladın gitti.
That doesn't even make any sense!
Bunun hiçbir manası yok!
That doesn't even make any sense.
Bu yaptığın çok saçma. Demek istedikleri...
I don't even know why I'm trying to defend myself in a situation that doesn't make any sense.
Bir türlü mantıklı gelmeyen bu durumda... hala neden kendimi savunuyorum ben bile bilmiyorum.
- That doesn't even make any sense.
- Boş boş konuşuyorsun.
- That doesn't even make any sense!
- Bu çok saçma bir cevap!
That doesn't even make any sense.
Mantıklı gelmiyor bile.
- That doesn't even make any sense.
- Hiç mantıklı değil.
That doesn't even make any sense.
- Hiç mantıklı değil bu!
Let's roll, Guster. That doesn't even make any sense.
Gidelim, Guster.
That doesn't even make any sense.
Söylediğin mantıklı bile değil.
That doesn't even make any sense.
Öylesine saçma ki.
Shooting people the way that these people were shot... and not even taking all the money that was there- - it doesn't make any sense.
Bu insanların vurulduğu şekilde insanları vurmak hatta oradaki bütün parayı bile almadan akla hiç yatkın gelmiyor.
Man, that doesn't even make any sense.
Adamım, bunun bir anlamı bile yok.
That doesn't even make any sense, Winston.
Bu hiç de mantıklı değil, Winston.
Who's Chris--that doesn't even make any sense.
Chris kim--Bu çok anlamsız
Doesn't make any sense ; what does that even mean?
Hiç mantıklı değil, ne demek ki bu?
What do you mean, "picked me?" That doesn't even make any sense.
Beni seçince mi? Çok saçma bir cümle.
R-Riley, that doesn't even make any sense.
R-Riley, bu hiçbir anlam ifade etmiyor.
That doesn't even make any sense.
Bu dediğin hiç mantık taşımıyor.
That doesn't even make any sense.
Alakası bile yok hatta.
Of course. Don't even say anything that doesn't make any sense.
Saçma sapan konuşma!
That doesn't even make any sense.
Aklım bile almıyor.
That survival tip doesn't even make any sense.
Bunun hiç mantığı yok.
Okay, that doesn't even make any sense.
- Bu mantıklı bile değil.
That doesn't even make any sense.
Çok saçma.
That doesn't even make any sense.
Bu hiç mantıklı değil.
That doesn't even make any sense.
- Mantıklı bile değil.
That doesn't even make any sense.
O şaka buraya hiç uymadı ki.
That doesn't even make any fucking sense.
Tüm bunların hiçbir anlam ifade etmiyor.
That doesn't even make any sense.
Bu fark eder miydi.
What? Th-That doesn't even make any sense.
Alakası bile yok resmen.
That doesn't even make any sense.
Saçmalama.
That doesn't even make any sense.
Mantıklı bir şey bile değil.
Why would you bring... that doesn't even make any sense.
Niye getiresin... Bu çok mantıksız ya.
That... that doesn't even make any sense!
Video oyunları ve filmlere daha fazla yer açmak istiyorlar.
That doesn't even make any sense.
Mantığı bile yok söylediğinin.
That doesn't even make any sense.
O dediğinin bir anlamı bile yok.
What... that doesn't even make any sense.
Ne... bir anlamı bile yok.
I think that you went through something awful, something that doesn't even make any sense, but that doesn't change the fact that Elias killed all those people.
berbat zamandan geçiyorsun herşeyin anlamsızlaştığı, ama bu Elias'ın onca insanı öldürdüğü gerçeğini değiştirmiyor.
I know that, but I can't... not care even when I know it doesn't make any sense.
Bunun farkındayım ama... bir anlamı olmasa bile yapamam... umursayamam.