That doesn't even make sense tradutor Turco
156 parallel translation
You can get paralyzed in a war that doesn't even make sense...
Sana anlamsız gelen bir savaşta sakat bile kalabiliyorsun.
Even if he was alive, it doesn't make sense that he would purge an entire computer memory to go after a single file.
O hayatta olsa bile, tek bir dosyayı elde etmek için bütün bilgisayar hafızasını temizlemesinin bir anlamı yok.
That doesn't even make any sense, Jack.
Bu bir işe yaramaz, Jack.
That doesn't even make sense.
Bir anlamı bile yok.
Has the president declared Ray the last man on earth? That doesn't even make sense, all right?
Başkan, Ray'i yeryüzündeki son adam mı ilan etti?
That doesn't even make sense.
Bu çok anlamsız.
Even more important than the question about whether God exists is the question of what questions are legitimate, and a standard answer to the theistic position in our time is that the question which the name "God" appears to be some sort of answer to doesn't make sense as a question. It gets ruled out.
Tanrının var olup olmadığı sorusundan bile daha önemlisi hangi soruların mantıklı olduğudur ve zamanımızda teistik duruşa standart bir cevap olan "Tanrı" adının bir tür cevap olduğu sorunun bir soru olarak mantıklı olmadığıdır.
That doesn't even make any sense, Raymond.
Bu hiç anlamlı değil Raymond.
- That doesn't even make any sense.
- Bu hiç mantıklı değil.
- That doesn't even make any sense!
- Hiç mantıklı değil bu!
That doesn't even make fuckin'sense.
Bu anlamsız.
That doesn't even make any sense.
Anlamak mümkün değil.
But given that this case doesn't make any kind of sense whatsoever, maybe we should even question the basics.
Fakat bu vakada elde ettiğimiz bulguların bir anlamı olmadığından belki de basit şeyleri irdelemeliyiz.
If I do something that doesn't make sense, even to you, stop me.
Eğer sana bile mantıklı gelmeyen bir şey yapacak olursam, beni durdur.
That doesn't even make any sense.
Hiç de mantıklı değil.
Oh, that doesn't even make any sense.
Bu çok mantıksız.
That doesn't even make sense.
- Anlamsız oldu.
That doesn't even make sense.
Manası bile yok.
Well, that doesn't even make sense.
Hiç mantıklı değil.
That doesn't even make sense.
Öyle birşey yok.
That doesn't even make sense.
Bu tam olarak anlamını vermez.
That doesn't even make sense.
Hiç mantıklı değil.
That doesn't even make sense.
İşkembeden sallıyorsun sanki.
That doesn't even make sense, all right?
Ve bunu akıl almıyor, değil mi?
That doesn't even make sense.
Bu hiç mantıklı değil.
If a cochlear implant is good for one ear, it doesn't even make any sense that it wouldn't be good for the second ear.
Bir koklea implantı bir kulakta işe yarıyorsa ikinci kulakta işe yaramaması pek mantıklı olmaz.
I mean, that doesn't even make any sense!
Bu hiç birşey ifade etmiyor.
- That doesn't even make sense.
- Bu çok mantıksız.
that doesn't even make sense.
Bunun akla uygun yanı yok.
That doesn't even make sense.
Bu çok anlamsiz.
I mean that's insane. That doesn't even make sense.
Bu delilik, çok anlamsız.
That doesn't even make any sense.
Saçmaladın gitti.
Even that doesn't make sense.
Kulağa hiç mantıklı gelmiyor.
That doesn't even make sense.
- Bunun hiçbir mantığı yok.
That doesn't even make sense!
Resmen saçmalıyorsun!
- That doesn't even make sense! - Fish live in water! Enough!
Frannie, sadece düşünmem için biraz zaman lazım.
That doesn't even make any sense!
Bunun hiçbir manası yok!
That doesn't even make any sense.
Bu yaptığın çok saçma. Demek istedikleri...
I don't even know why I'm trying to defend myself in a situation that doesn't make any sense.
Bir türlü mantıklı gelmeyen bu durumda... hala neden kendimi savunuyorum ben bile bilmiyorum.
A hammer? That doesn't even make sense, dude.
Anlamı bile yok.
- That doesn't even make sense.
Ne saçma.
- That doesn't even make any sense.
- Boş boş konuşuyorsun.
That doesn't even make sense.
Hiçbir mantığı yoktur.
- That doesn't even make any sense!
- Bu çok saçma bir cevap!
That doesn't even make any sense.
Mantıklı gelmiyor bile.
That doesn't even make sense.
Bu mantıklı bile değil.
That doesn't even make sense.
Bir anlamı yok bile bu söylediğinin.
- That doesn't even make any sense.
- Hiç mantıklı değil.
That doesn't even make any sense.
- Hiç mantıklı değil bu!
That doesn't even make sense!
Dediğin şey mantıklı bile değil!
Not even a little. What doesn't make sense is that you did All this work to put a smile on her face,
Anlamsız olan şey bütün bunları onu gülümsetmek için yapıp Law Order gecesinde evli gibi hissettiriyor diye dondurma alamıyorsun.