That means a lot to me tradutor Turco
229 parallel translation
That means a lot to me.
Bu benim için çok önemli.
A very moving one that means a lot to me.
Bu benim için çok önemli ve anlamlı.
Thanks, that means a lot to me.
Teşekkürler, bu benim için çok önemli.
That means a lot to me.
Benim için çok şey ifade ediyor.
Thanks. That means a lot to me.
Bunun benim için anlamı büyük.
That means a lot to me.
Benim için çok anlamı var.
I wanna start with a song that means a lot to me.
Benim için gerçekten büyük bir anlamı olan bir şarkı ile başlamak istiyorum.
That means a lot to me.
Benim için anlamı çok büyük.
That means a lot to me, Dax.
Bunun benim için anlamı çok büyük, Dax.
The one good thing that comes out of this is that my father had the opportunity to see me play my last basketball game, and that means a lot to me.
Mutlu olduğum bir şey var ki, o da babamın... beni son maçımda izleyebilmiş olması. Bunun anlamı büyük.
That means a lot to me, Raymond.
Bu benim için çok anlamlı Raymond.
That means a lot to me. Thank you.
Benim için anlamı büyük.
So he was a hero after all. That means a lot to me. Thank you.
- Keşke karşı taraflarda olmasaydık.
That means a lot to me because you made it.
Vay be Peter, bu benim için çok değerli, ellerinle yapmışsın.
That means a lot to me, man.
Dediklerin benim için çok şey ifade ediyor kardeşim.
It's for my friend, a friend that means a lot to me.
Bir arkadaşım için, benim için çok değerli bir arkadaşım için.
Thanks, that means a lot to me.
- Teşekkürler, bu benim için çok şey ifade ediyor.
Thank you, Raymond. That means a lot to me.
Teşekkür ederim Raymond, bu benim için çok anlamlı.
Thanks. That means a lot to me.
Teşekkürler, benim için çok anlamlıydı.
That means a lot to me.
Bana çok şey ifade ediyor.
Well, that means a lot to me.
Bunun benim için anlamı büyük.
That means a lot to me.
Bunun benim için anlamı çok büyük.
That means a lot to me, thanks Lucas.
Bunun benim için anlamı çok büyük. Teşekkürler Lucas.
I shouldn't tell you at all, I suppose but before I take him along I want you to know that what happens to you means to a lot me.
Hatta sanırım hiç söylememeliyim. Ama onu götürmeden önce, bilmeni isterim ki başına gelenler benim için de büyük anlam ifade ediyor.
All it means to me is that you're terrified... hiding under a lot of rubbish about the functions of a robot.
Bütün bunların benim için anlamı... robotlaşmış saçmasapan bir sürü davranışın arkasına sığınmak.
mind of a child and all that. And yet, she means quite a... quiet a lot to me.
Neredeyse bir çocuk gibi ama benim için gerçekten çok şey ifade ediyor.
That saddle means a lot to me.
O semer benim için çok değerli.
I'm delighted that Chief Yang is here It means a lot to me
Şef Yang'ın burda olması şereftir namınız heryerde geçer!
Look, Jesse, I just want you to know that having you and Joey here really means a lot to me.
Bak Jesse, ben sadece senin ve Joey'nin benim için önemli olduğunuzu bilmenizi istiyorum.
No, Carla, it means a lot more to me than that.
- Hayır, Carla.
- That really means a lot to me.
- Bu benim için önemli. - Benim için de.
- Certainly not. That bike means a lot to me, it does.
O bisiklet benim için çok önemli.
While that might not mean jack shit to you, it means a hell of a lot to me.
Bu senin umurunda olmayabilir ama benim çok umurumda.
It really means a lot to me that these huge and beautiful creatures Which came so close to extinction are on their way back
Yok olmaya çok yaklaşmış bu kocaman ve güzel yaratıkların tekrar yollarına devam etmeleri bana gerçekten çok anlamlı geliyor.
That means a lot to me, Chief.
Bu benim için çok değerli, Şef.
It means a lot to me that all of you are willing to do this.
Hepinizin bunu yapmaya gönüllü olması benim için çok anlamlı.
I was the one that had to remind you when Christmas came around that... while it doesn't mean anything to you, it means a whole hell of a lot to me.
Noel'in geldiğini sana hatırlatmak zorunda kalan bendim. Senin için bir anlamı olmasa da benim için çok önemliydi.
It means a lot to me that you'd...
Bunu yapmanız beni çok mutlu...
But before you say anything just know that your opinion means a lot to me and if you hate it I can't anticipate the downward spiral it might send me on.
Ama birşey söylemeden önce şunu bilmeni isterimk düşüncelerin benim için çok önemli ve eğer beğenmezsen... yeteneğimden nefret etmeye başlayabilirim...
That guitar means a lot to me, gunther, for reasons i think you'd understand.
O gitarın değeri, benim için paha biçilemez. Gunter, sanırım bunu sen de anladın.
I know a lot of people don't understand that... It means more to me than going to the Moon.
Pek çok insanın, bunun bana göre Ay'a gitmekten daha önemli olduğunu anlamadığını biliyorum.
Many of you also know that home means a lot to me.
"Ev" in benim için çok şey ifade ettiğini bilirsiniz.
It really means a lot to me to know that I can come to you when I need to talk.
Bilyorsunuz, konuşma ihtiyacı duyduğumda gelip sizinle konuşabileceğimi bilmek benim için çok şey ifade ediyor.
That honesty means a lot to me.
Bu dürüstlük çok şey ifade etti.
Which is why it means a lot to me that you're here in the opening night, Poirot.
Açılışa gelmen bu yüzden çok önemliydi benim için, Poirot.
It's just that it means a lot to me.
Araştırırken bunu fark etmedin mi?
But seeing the work you put into lectures, seeing a teacher that's interesting and dynamic and not just trying to blow through another 50 minutes it just really means a lot to me.
Ama derslerinizde gösterdiğiz çabayı, ilgi çekici anlatımınızı gördükten sonra çok etkilendim. 50 dakikayı doldurmaya çalışanlardan değilsiniz. Bu benim için çok önemli.
That means a lot to me.
Bunun benim için anlamı büyük.
It means a lot to me for you to understand that.
Bunu anlaman benim için çok önemli.
And, I know that's happened quickly, but it has, and it means a lot to me, so I'm going to say this and then deny it if it ever gets out.
Ve bunun çabuk geliştiğini biliyorum. Ama, bunun benim için anlamı çok büyük. Ve sana bunu söyleyeceğim ve eğer sana uymuyorsa, reddet.
It means a lot to me that I could do something to make up for it.
Bu Ben bunu telafi için bir şeyler yapabileceğini bana bir şey ifade ediyor.