The next thing i knew tradutor Turco
261 parallel translation
- The next thing I knew, I heard a shot.
Sonra silah sesi duydum.
Well the next thing I knew I was...
Sonra bildiğim ben...
Yes and the next thing I knew my man was trying to revive me.
Evet ve bildiğim bir sonraki şey adamımın beni hayata döndürmeğe çalıştığı.
The next thing I knew, some guy came up and tripped me.
Bildiğim tek şey birinin gelip çelme taktığı.
The next thing I knew... she'd slipped going down the stairs.
Sonra tek bildiğim merdivenler aşağı düştüğü.
He came at me with a rock and the next thing I knew he was lying there.
Bildiğim tek şey elinde bir taşla bana yaklaştığı ve sonrada yerde yatıyor olduğu. Geri dön Dan.
The next thing I knew, I was in a troop train... waving bye-bye to my wife.
Sonra kendimi asker treninde buldum... karıma el sallıyordum.
Just after midnight it was, they come up behind me and the next thing I knew was well here I am.
Gece yarısından hemen sonraydı, arkamdan yaklaştılar. Sonra da kendimi... böyle buldum.
The next thing I knew, she married her rich suitor,... and we were all living in great style on his estate in Long Island.
Sonra da zengin talibiyle evlendi ve adamın Long Island'daki malikanesinde lüks bir hayat yaşamaya başladık.
I was playin'out in the backyard with Bonnie... and all of a sudden I got this splitting'headache... and then the next thing I knew... I mean, the next thing I was conscious of, it was the next mornin'.
Şey, geçen gün arka bahçede Bonnie ile oynarken olmuştu birden şiddetli baş ağrısı saplandı ve sonra tek bildiğim yani bir de baktım sabah olmuş.
The next thing I knew, I was out in the cold, hard snow in my bare little soul.
Sonrasında, soğukta dışarıda ve çıplak ruhumla karlardaydım.
THE NEXT THING I KNEW, THERE HE WAS AT MY FEET.
Yere hiç düşmedin, Bolie.
And the next thing I knew, Papa was in the room... standin'over me, hollerin'...
Ondan sonra da babamın odada olduğunu hatırlıyorum... başımda dikilmiş, bağırıp çağırıyordu...
The next thing I knew I was locked up in here... charged with housebreaking, arson... and even the murder of a townsman.
Bundan sonra bilidiğim tek şey bu hücrede olduğum... Haneye tecavüzden suçlama, kundakçılık ve..... hatta bir kasabalıyı öldürmekle suçlanıyorum.
The next thing I knew, the boys were pulling me off him.
Sonraki tek bildiğim, çocukların beni onun üzerinden aldığıydı.
The next thing I knew she'd run off to New York with that Gilroy character.
Ve sonra ben daha anlamadan birlikte New York'a kaçtılar.
The next thing I knew, the ship was calling me.
Bildiğim tek şey, geminin beni aramaya başladığı.
And the next thing I knew, I was sitting in a car between two men.
Sonra kendimi bir arabada, iki adamın arasında oturur buldum.
I tell you, Spock, I was waiting for the robot to finish the processing and the next thing I knew, it was gone and so was the ryetalyn.
Diyorum ya, robotun işlemeyi bitirmesini bekliyordum ve bir anda gitti, ryetalyn de öyle.
The next thing I knew, I was in the water.
Bildiğim tek şey kendimi suda bulduğum.
I remember once in Paris, he just stepped out for cigarettes and the next thing I knew he was arrested for floating nude down the Seine!
Hatırlıyorum da bir kez Paris'te, sigara almak için dışarı çıkmıştı, sonra bir baktık Seine nehrinde çıplak yüzmekten tutuklanmış!
A meeting was arranged for him with a representative of Steinmetz, and the next thing I knew, he was dead.
Steinmetz'in bir temsilcisi ile onun için bir toplantı düzenlendi, ve sonrasında bildiğim, ölmüş olduğu.
The next thing I knew, Zinoff stepped in. He said he wanted to personally review your case.
Sonra Zinoff senin dosyanla kişisel olarak ilgilenmek istedi.
And the next thing I knew I jumped on top of him and started wailing on him.
Sonra hatırladığım üstüne çullandım ve ona saldırmaya başladım.
Ernie smiled, and the next thing I knew, we were dancing in a local bar.
Ernie gülümsedi ve sonra kendimi yerel barda onunla dans ederken buldum.
I will see you as you laughed at me even when I was very mad at you, and the next thing I knew we were laughing together.
"senin gülen yüzünü göreceğim," "hatta sana çok kızdığım zaman," "bile beraber güldüğümüzü biliyorum."
And the next thing I knew...
Ve daha sonra hatırladığım şey...
And the next thing I knew, all three were on me and I was fighting for my life.
Sonrasında hatırladığım şeyse, hepsinin tepeme çullandığı ve hayatımı kurtarmak için dövüştüğümdü.
The next thing I knew, we were in bed.
Bildiğim bir sonraki şey, ikimiz de yataktaydık.
Anyway, the next thing I knew, I was insane.
Her neyse sonra ne olduğunu anlamadan deliriverdim.
The next thing I knew it was dawn.
Başka bir şey, şafak vaktiydi.
I saw a sign that said "Dip" so naturally I looked at Bud the next thing I knew, we were airborne.
Üzerinde "eğim" yazan bir tabela gördüm. Doğal olarak dönüp Bud'a baktım. Sonra bir baktım ki havadayız.
And the next thing I knew he was going back in there.
Başka tek bildiğim onun tekrar içeri girdiği.
The next thing I knew, we were shouting, screaming saying we never wanted to see each other again.
Sonra da birbirimizi bir daha asla görmek istemediğimizi haykırdık.
The next thing I knew, my son had walked into the room... and he was kicking me on the soles of my feet.
Gözlerimi açtığımda oğlum odaya girmiş ayaklarımdan dürtüyor.
So, we got into this big argument... and the next thing I knew the thing fell out of the box and went off.
Büyük bir tatışmaya girdik ve silah düştü daha sonra da ateş aldı.
The next thing I knew his knife was at my throat.
Sonra kendimi boğazıma bıçak dayanmış olarak buldum.
The next thing I knew, my car, it slams right into a giant iceberg... oh-hh...
Ondan sonra hatırladığım arabamın dev bir buza saplandığı
... I, I was in her office... tempers flared and the next thing I knew, we were...... locked in a...
Onun odasındaydım ortam kızıştı sonrasında ise, tutukulu bir öpücüğün esiri olduk!
One second, I was working the plasma relays, and the next thing I knew, I was ejecting the warp core.
Bir saniye önce plazma röleleri üzerinde çalışıyordum, ve en son bildiğim kendim warp çekirdeğini fırlatırken görmek oldu.
The next thing I knew, they were waking me up in some kind of laboratory.
Bildiğim sonraki şey ise, beni bir çeşit laboratuarda uyandırdıklarıydı.
The next thing I knew the ball was sailing into their goal.
Ondan sonra da top onların filelerini havalandırdı.
Then they must have drugged me because the next thing I knew,
Sonra ilaç vermiş olmalılar, daha sonra tek hatırladığım,
Next thing I knew, we were in a ditch, the car rolled over a couple of times, and, uh... well, that's about the whole story.
Sonra bir çukura girdik, araba takla attı bir iki kere ve işte hikâye böyle.
Next thing I knew, I was on the ground.
Sonra kendimi yerde buldum.
And then this... this man grabbed me and the next thing I knew he fell dead in front of me.
Bildiğim bir sonraki şey ise, önümde ölü kesilip düştüğü.
Next thing I knew, I was in the Mediterranean.
Sonrasında gördüğüm Akdeniz'i boyladığımdı.
The next thing I knew, there was a bucket of ice water being shaken over my head,
Sonra bir kova dolusu buz küpünün üzerime döküldüğünü anımsıyorum.
Something came at me in the fog and next thing I knew, I was upside down.
Sisin içinden bir şey bana saldırdı. Sonraki hatırladığım şey, tepe taklak olmamdı.
Next thing I knew, I was running down the street in my damn drawers.
Sonra tek hatırladığım caddede don atlet koşuyordum.
Next thing I knew, I was lying on the deck with blood pouring down my face.
Son hatırladığım şey suratım kanlar içinde yerde yattığım dı.