Then don't tradutor Turco
15,140 parallel translation
If you don't want to do anything with you : life then die alone
Hayatta hiçbir şey yapmak istemiyorsan, yalnız öl.
And then one day you wake up, and you don't want to go into the office.
Sonra gün geliyor, sabah uyandığınızda ofise gitmeyi istemiyorsunuz.
Like anniversaries. First I tried "don't remember," then "remember too late,"
İlkinde "hatırlamıyorum" dedim sonra "hafızam iyi değil" ardından mutlulukla "Lisa'nın hatırlamasını sağladım."
So feel a little bad then, but don't change what you're doing, like me with double cheeseburgers.
Sonradan kendini kötü hissedebilirsin ama yaptığın işi bırakma benim duble çizburger konusunda yaptığım gibi.
But then, you don't have anything concrete yet.
Ama düşününce, elinizde kesin bir şey yok.
We don't play for two months, and then twice in a week.
Haftada iki kere oynardık, iki aydan beri hiç gelmedin.
You don't smuggle a boatload of cesium into the country and then just let it fucking sit there!
Bir tekne dolusu sezyumu ülkeye sokup öylece bekletmezsin!
We need to get the serial numbers first, and then- - no, look, I don't have time for that!
Önce seri numaralarını almalıyız, ve sonra... Hayır, o kadar vaktim yok!
So, why don't we continue to monitor the accounts, and then when Christopher makes his move, we'll be there.
O zaman hesapları inceleme altında tutalım. Christopher bir şey yapmaya kalkarsa onu yakalarız.
You put it on to play "the chief," and then you take it off when you go home to your wife, or maybe you don't.
"Amiri" oynamak için giyiyorsun ve sonra da eve, eşinin yanına gittiğinde çıkartıyorsun ya da belki de çıkartmıyorsun.
And don't let anyone talk to Grotto until then.
Kimsenin o zamana kadar Grotto ile konuşmasına izin verme.
Then don't.
Yapma madem.
Then we don't have a problem, do we?
- O zaman sorunumuz yok, değil mi?
I don't hear from you, then you just show up.
Hiç haber alamıyorum sonra bir anda geliyorsun.
Why don't you just walk over there and ask one of them to replay it for you, then you'll see you're wrong, we'll win the game and then you can stumble home with your seeing-eye dog.
Neden o tarafa doğru yol alıp birinden kaydı izletmesini rica etmiyorsun? Sen hatalı olduğunu anlayıp biz de maçı kazanırız ardından rehber köpeğinle eve doğru sağa sola çarparak gidebilirsin.
Then don't let the door hit your ass on the way out.
O zaman dikkat ette çıkarken kapı kıçına çarpmasın.
- Well, then why don't you go home?
- O zaman neden eve gitmiyorsun?
So you calmly went back into the scene of the crime to retrieve a phone... and even then, you don't call the police?
Yani telefonunu almak için gayet rahat suç mahalline gittin o zaman bile polisi aramadın mı?
Then don't let me come home and find you like this again, you hear me?
O zaman bir daha eve döndüğümde sizi böyle görmek istemiyorum, anlaşıldı mı?
Then, why don't you make it up to me?
O zaman neden bunu telafi etmiyorsun?
Then, nothing. I don't know.
O zaman hiçbir şey.
Then don't ask it of me.
O zaman bunu benden isteme.
Then they'll know a Farrell don't run.
Farrellar'ın kaçmadıklarını bilecekler o zaman.
And then when he escapes, it's, "Please don't let him do something too awful this time."
Kaçtığı zamansa "Lütfen bu sefer çok kötü bir şey yapmasın."
Then you just don't give a fig
Hiç umurunda olmaz senin
And if the police don't come up with a suspect soon then Sara's gonna think we're withholding information.
Ve eğer polis yeni bir şüpheli bulamazsa Sara bizim bilgi sakladığımızı düşünecek.
Because if we don't give them the killer in the next couple of days then...
Çünkü eğer katili bir kaç gün içinde ona vermezsek...
Then don't.
- Bölme o zaman.
I don't mean to apply logic to a bad guy's plot here, but Darhk destroys the world, then what?
Kötü adamın plânlarını meşrulaştırmak değil amacım fakat Darhk dünyayı yok etti diyelim, sonra ne olacak?
Then don't.
Bırakma o zaman.
If you don't enter your passcode after enough times, then the device bricks itself, right?
Şifreni art arda yanlış girdiğinde cihaz kendini kilitliyor değil mi?
Well, then why don't you just deliver the letter and see for yourself who this Gretchen Mercer is?
Bu hâlde bir mektup teslim etmeye gidip şu Gretchen Mercer'ın kim olduğuna baksana?
Then why don't you just buy a new computer? What?
- Bu hâlde neden yeni bir bilgisayar almıyorsunuz?
Well, then don't go flashing it around.
Bu hâlde dükkân açık dolaşma.
Then why don't I take your top off? Oh!
Bu hâlde kapağını açsam iyi olacak.
♪ Then I don't wanna be either ♪
# Başka yerde olmak istemiyorum #
Well, then I don't think you've been listening.
O zaman beni hiç dinlememişsiniz sanırım.
Then you don't eat it...
Yeme o zaman.
When a deer wakes up in the jungle he thinks, if I don't run with all my might, then I'll die.
Ormandaki bir geyik sabah uyanınca tüm gücüyle koşmazsa av olup öleceğini düşünür.
The same morning, a lion wakes up and thinks if I don't run with all my might, then I'll die of starvation.
Aynı sabah, bir aslan uyanırsa tüm gücüyle koşmazsa açlıktan öleceğini düşünür.
You don't wake up and go 24 hours then go to sleep.
Uyanmazsın ve 24 saat sonra uyuyamazsın.
Then don't attack Herot.
- O halde Herot'a saldırma.
Well, figure out where you want to end up and then don't start there.
Nereden başlamak ve bitirmek istediğinden emin ol.
Then don't come back until you catch him.
O zaman onu yakalamadığın sürece buraya gelme.
Just a couple days of fun interviews, then it's off to Chicago for more fun interviews, and then, if I don't blow my brains out, I get to go back to L.A.
Röportajlar için birkaç gün, sonra daha fazla röportaj için Chicago'ya geçeceğim, daha sonra kafama sıkmazsam Los Angeles'a geri döneceğim.
Then don't do it because she says so. Do it because I'm asking you to.
O zaman kadın öyle diyor diye değil, ben rica ediyorum diye yap bunu sen de.
Then they like it, don't they?
Çıkınca da severler, öyle değil mi?
Oh, bad things will happen if I do, and... and, yes, if I don't talk about them, then other bad things might happen, so I don't know what to do.
- Konuşursam kötü şeyler olacak tabii ki ve evet, konuşmazsam da başka kötü şeyler olacak o yüzden iki arada bir derede kaldım!
- Don't then.
- İnanmazsan inanma.
But ifyou don't feel like it, ifyou're not sure, then forget about it.
Ama içinden gelmiyorsa, emin değilsen o zaman boş ver.
Then today I don't work for you. You work for me, got it? Okay.
- O halde bugün patron sen değilsin, benim anladın mı?
then don't go 17
then don't do it 28
then don't be 19
don't play games 34
don't be silly 1150
don't be 1026
don't worry 18301
don't 13731
don't you 9508
don't look up 32
then don't do it 28
then don't be 19
don't play games 34
don't be silly 1150
don't be 1026
don't worry 18301
don't 13731
don't you 9508
don't look up 32
don't look at me 835
don't leave me here 98
don't try this at home 21
don't fuck with me 157
don't be a stranger 86
don't be late 287
don't worry about it 3159
don't be a pussy 41
don't be so hard on yourself 105
don't cry 1202
don't leave me here 98
don't try this at home 21
don't fuck with me 157
don't be a stranger 86
don't be late 287
don't worry about it 3159
don't be a pussy 41
don't be so hard on yourself 105
don't cry 1202
don't forget me 61
don't be sad 190
don't call me 195
don't beat yourself up 132
don't touch me 1540
don't be shy 514
don't go far 26
don't be afraid 1221
don't you dare 523
don't forget 829
don't be sad 190
don't call me 195
don't beat yourself up 132
don't touch me 1540
don't be shy 514
don't go far 26
don't be afraid 1221
don't you dare 523
don't forget 829