There's always a choice tradutor Turco
61 parallel translation
There's always a choice, Mr. Helm, isn't there?
Her zaman bir seçenek vardır Bay Helm, değil mi?
There's always a choice!
Her zaman bir seçenek vardır!
There's always a choice.
Her zaman bir seçenek vardır.
You know, with men there's always- - There's a choice.
Erkekler söz konusuysa daima bir seçenek vardır.
There's always a choice, Cole!
Her zaman başka seçenek vardır, Cole.
Ultimately there always is a choice
Seçim bize kalmış nasıl olsa.
- There's always a choice.
- Her zaman bir seçenek vardır.
There's always a choice.
Her zaman başka bir seçenek vardır.
There's always a choice.
Daima bir şans vardır.
But at least these monkeys have a choice - if they tire of tree bark and other survival food they can always descend to lower warmer altitudes and not return there till spring.
Ama en azından bu maymunların tercih hakkı var. Ağaç kabuğundan ve diğer besinlerden sıkılırlarsa daha ılık ve alçak olan yerlere gidebilirler. Ve bahara dek dönmeyebilirler.
There's always a choice.
Her zaman seçme şansı vardır.
There's always a choice.
Her zaman bir seçim vardı.
There's always a choice.
Her zaman bir seçim vardır.
There's always a choice.
Her zaman başka bir şans vardır.
- There's always a choice.
- Her zaman vardır.
- There's always a choice.
- Daima bir seçenek vardır.
There's always a choice, right?
Her zaman bir seçenek vardır, değil mi?
There's always a right and wrong, as long as you have the choice.
Seçeneğin olduğu sürece doğru ve yanlış vardır.
There's always a choice. But if you give Billy what he wants, we get our bust, and this thing is over.
Fakat Billy'e istediğini verirsen baskın olur ve bu şey de biter.
There's always a choice, brother.
Her zaman seçeneğin vardır kardeşim.
There's always a choice, Jeff.
Her zaman bir seçenek vardır Jeff.
There's always a choice.
- Seçenek her zaman vardır.
There's always a choice!
- Her zaman vardır!
There's always a choice.
Her zaman seçme şansın vardır.
There's always a choice, Michael.
Her zaman bir şans vardır, Michael.
There's always a choice.
- Her zaman seçenek vardır.
Now, there's always a choice.
Her zaman bir seçme şansınız vardır.
There's always a choice!
Hayatta her zaman bir seçme şansımız vardır!
Well... there's always a choice.
Her zaman bir seçenek vardır.
There's always a choice!
Her zaman seçenek vardır!
There's always a choice.
Her zaman vardır.
There's always a choice, and sometimes that choice Is so difficult that it's a leap... A leap of a fool's faith.
Her zaman bir seçenek vardır, ve bazen bu seçenek o kadar zordur ki... aptalca bir seçim yapılır.
You said so yourself, there's always a choice!
Sen orada N', kendinize öyle söyledi, her zaman seçim s!
There's always a choice.
- Her zaman vardır.
There's always a choice, Emma.
- Her zaman bir seçeneğin vardır, Emma.
There's always a choice, Charles
- Her zaman başka bir seçenek vardır Charles.
No, there's... there's always a choice.
Hayır, her zaman... bir seçim vardır.
There's always a choice.
Her zaman seçenek vardır.
there's always hope 39
there's always another way 25
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's always next year 20
there's always a chance 17
there's always a price 16
there's always 22
a choice 27
there's always another way 25
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's always next year 20
there's always a chance 17
there's always a price 16
there's always 22
a choice 27
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176