There's nothing to talk about tradutor Turco
411 parallel translation
There's nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about now.
Konuşacak bir şey kalmadı.
- Then there's nothing to talk about.
- O zaman konuşacak bir şey yok.
- There's nothing to talk about.
- Konuşacak bir şey yok.
There's nothing really to talk about, is there?
Burada konuşacak birşey olduğunu sanmıyorum, sizce var mı?
THERE'S NOTHING TO TALK ABOUT, DORA.
Anlatacak bir şey yok.
Look, Father, there's nothing more for us to talk about.
Bak, Peder konuşacak fazla bir şeyimiz yok.
But if you're not interested in my house at my price, there's nothing to talk about.
Fakat evimle benim istediğim fiyata ilgilenmiyorsan, konuşacak bir şey yok.
- There's nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about!
Konuşacak bir şey yok!
- There's nothing to talk about.
- Konuşacak hiç bir şey yok.
Well, there's nothing to talk about, is there? Perhaps.
Eee, konuşacak bir şey yok değil mi?
There's nothing more to talk about. Fine.
Başka konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about.
Daha ne konuşacağız!
There's nothing more to talk about.
Anlatmana hiç gerek yok.
We should talk about it over dinner or not talk about it'cause there's nothing to talk about.
Bunu yemekte konuşabiliriz Ya da konuşamayadabiliriz Çünkü konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about.
- Konuşacak bir şey yok.
Can we talk it out? - There's nothing to talk about.
İçindekileri dökmelisin, Emilia.
There is nothing to wonder or talk about if this couple has married so early in the morning and not as normally done in the light of day.
Bu çiftin normalde olması gerektiği gibi gün ışığında değil de böyle erken saatte evlenmesi hakkında konuşacak ya da merak edecek bir şey yok.
We don't have a rapport and there's nothing to talk about
Biz arkadaş değiliz. Ve konuşacak bir şey de yok.
There's nothing to talk about.
Ortada konuşacak bir şey yok
There's nothing left to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
Oh, in that case there's nothing to talk about.
O konuda konuşacak hiçbir şeyim yok.
Danny's dead, and there's nothing left to talk about.
Danny öldü ve konuşacak hiçbir şey de kalmadı.
I... There's nothing to talk about, Chrissy.
Konuşacak bir şey yok, Chrissy.
There's nothing to talk about!
Konuşacak hiçbir şey yok!
That is a great idea, because there's nothing to talk about!
Bu harika bir fikir, çünkü konuşulacak birşey yok!
There's nothing more to talk about!
Daha fazla konuşacak birşey kalmadı!
Well, if we could just talk privately. There's nothing to get excited about.
Özel olarak konuşabilirsek, telaşlanacak bir şey yok.
- There's nothing else to talk about.
- Bunun hakkında konuşacak birşey yok.
- There's nothing to talk about!
- Konuşacak bir şey yok!
ma'am, why don't you... give us your side- - no, please- - there's really nothing to talk about.
Neden bizim tarafımızda Değilsiniz hanımefendi. Hayır, lütfen... Bu konuyu uzatmaya gerek yok.
- There's nothing to talk about.
- Konuşacak birşey yok.
There's nothing more to talk about
Konuşacak başka bir şey yok.
- There's nothing left to talk about.
- Konuşulacak bir şey yok.
There's nothing to talk about.
- Konuşulacak bir şey yok.
There's nothing to talk about.
Konuşulacak bir şey yok.
There's nothing else for them to talk about.
Onların konuşacak hiçbir şeyi kalmadı.
Maybe there's nothing to talk about.
Belki konuşacak bir şey yoktur.
There's nothing to talk about.
Konuşacak hiçbirşey yok.
- There's nothing to talk about, Angela!
Ortada konuşacak bir şey yok.
He doesn't talk about their scores so there's nothing for me to get from Marciano. I just tried.
Artık soygundan bahsetmediği için... Marciano " dan bilgi alamıyorum.
There's nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok. İişkimiz sona erdi.
There's nothing to talk about.
Artık konuşacak bir şey yok.
Then there's nothing to talk about.
Öyleyse konuşacak hiçbir şey yok.
'Cause there's nothing to talk about.
Çünkü konuşacak bir şey yok.
Are you sure there's nothing you want to talk about?
Konuşmak istemediğine emin misin?
- There's nothing to talk about.
- Konuşacak hiçbir şey yok.
There's nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok. İşimi yapıyordum.
There's really nothing else to talk about.
Yani konuşacak başka bir şey yok.
There's nothing to talk about.
Konuşacak birşey yok.