There's something in here tradutor Turco
335 parallel translation
There must be something in the water here that's very unhealthy.
Suda hiçte sağlıklı olmayan bir şey olmalı.
Because there's something funny going on here and I'm not in the mood for laughs.
Çünkü burada komik şeyler dönüyor, ama hiç gülecek havamda değilim.
- There's something in here, all right.
- Buralarda bir şey var.
I know there's still something harsh and stiff in my style... although to tell the truth... I believe the presence of Kay here this summer... is beginning to have a softening influence on my work.
Stilimin hala sert ve katı olduğunu biliyorum ama doğruyu söylemek gerekirse Kay'in bu yaz buraya gelmesi çizimlerime yumuşatıcı bir etki veriyor.
There's something in the air in here today.
- Günaydın, bayan. Bu iş iyi kokmuyor değil mi?
There's something going on in this house or I wouldn't be here.
Bu evde bir şeyler oluyor, yoksa buraya gelmezdim.
There's something here in the ship and he doesn't want you to tell me.
Geminin içinde bir şey var ve o bana söylemeni istemiyor.
There's bound to be something in here that can help him.
Burada ona kesinlikle yardımı dokunacak bir şey var.
but if there's just one chance in a thousand that he has got something... boy, I'd rather take it than just sit around here waiting to die.
Fakat hayatta kalmak için binde bir şansımız varsa.... çocuğun durumu da kötü. burada oturup ölmesini beklemekten iyidir.
There's 2,500 men in here and they all want me to do something.
Burada 2500 adam var ve hepsi de benim bir şey yapmamı istiyor.
Shouldn't there be applause or something in here?
Burada alkış, ya da onun gibi bir şey olması gerekmez miydi?
– There's something alive in here.
– Burada canlı bir şey var.
There's something in here.
Bunun içinde birşey var.
There's something in here!
Burada bir şey var!
In the interest of a fair trial, I'm going to suggest... there's something about our proceedings which seem to elude Mr. Horn here.
Adil bir yargılama olması amacıyla, sorgulamalarımızla ilgili... Bay Horn'un anlamadığı bazı şeyler olduğunu düşünüyorum.
Well, it's just there's a draft in here or something.
- Sadece burası cereyan yapıyor.
There's something in here.
Burada bir şey var.
there's food and water here for five months, and, well, if something happens and there's time... you're welcome to join us here in the shelter.
5 ay yetecek kadar yiyecek ve su var burada. Ve, eğer bir şey olursa ve zaman kalırsa... Bu sığınağa gelirsen memnun olurum.
There's something wrong here. This guy had nothing to do with Bogomil getting shot.
Bu adamın, Bogomil'in vurulmasıyla hiçbir ilgisi yok.
There's something so indescribably sexy... about you standing in the middle of a crowd. I could make love to you right here.
Kalabalığın ortasında öyle seksi duruyorsun ki, seninle hemen burada sevişebilirim.
There's something stuck in here!
Doktor!
Dad, there's something in here
Baba burada bir şey var.
Chief there's something terribly wrong here in Derry, and you know it.
Diğeri de... Şef, Dery'de ters giden bir şeyler var, bunu sen de biliyorsun.
- There's something in here - - Yeah, yeah, yeah, yeah.
- İçinde bir şey var...
There's definitely something in here with us.
Burada kesinlikle bir şey var.
There's something in here I need.
Burada bana lazım olan bir şey var.
And there's something wrong with the air in here.
Ve buradaki havayla ilgili ters bir şeyler var.
There's this one guy who comes in here every other night or something... and he spends a few hours with her.
Her gece buraya gelen bir adam var ve bir kaç saatini onunla harcıyor.
Hercules! There's something in here!
Hercules, burada bir şey var!
There's something written in here. Look.
Burada yazılı bir şeyler var bak.
It'd be good for Angela but maybe there's something in here I can copy.
Angela için iyi olur ama belki kopyalayabileceğim başka bir şey vardır burda.
- Yes. There's also something in here.
Burada da bir şey var.
There's something rattling in here.
Burada tıngırdayan bir şey var.
If I could pop in here for a second, I think that what Mel is trying to communicate here... is that no matter where we are in our lives, especially if we're adopted... we can't help but feel that there's something missing- -
Bana kalırsa Mel'in anlatmaya çalıştığı şey hayatımızın neresinde olursak olalım özellikle de evlat edinilmişsek bu şekilde hissetmemize engel olamayız.
Maybe there's something in here that'll hold his attention.
Belki burada dikkatini çekecek bir şey vardır. Vay canına, işte.
There's something in here.!
Burada bir şey buldum.
There's something in here that sends people back in time.
Burada olan bir şey insanları zamanda geri gönderiyor.
There's something in here with us and it's not the Borg.
Burada bizden başkaları da var. ve bu Borg değil.
There`s something bad about Farrakhan in here.
Murphy, sizin için Farrakhan aleyhinde yazmış.
There's something so indescribably sexy about you standing in the middle of a crowd. I could make love to you right here.
Kalabalığın ortasında öyle seksi duruyorsun ki, seninle hemen burada sevişebilirim.
Listen, there's something in here I want to eat.
Dinle, burada yemek istediğim bir şey var.
I know he'll go over and make her realize that there's something here worth saving
Pete'in de ona gidip, kollaması gereken değerli şeylerin olduğunu söyleyeceğine eminim.
- There is something- - There is something at the window, and it's trying to get in here.
- Pencerede bir şey var ve buraya girmeye çalışıyor.
There is something- - There's something in here.
Bir şeyler var. Burada.
I think that there's something in here about luring evil spirits.
Sanırım burada şeytani ruhları çeken bir şey olmalıydı.
There's something in the cushions back here.
Minderin altında bir şey var.
There's something in here under the skin.
Derisinin altında bir şey var, Mulder.
There's gotta be something in here.
Burada bir şeyler olmalı.
is it possible, even in the vaguest way, that you're here because you think there's a chance something might be happening between us?
Çok küçük de olsa, burada olmanın sebebi aramızda bir şeyler başlama ihtimalinin olduğunu düşünmen olabilir mi?
There seems to be something stuck in here.
Buraya bir şey sıkışmış olmalı.
I think there's something in here.
- Sanırım içinde bir şeyler var.
there's something 214
there's something else 337
there's something wrong with me 39
there's something wrong with it 20
there's something wrong with him 27
there's something about him 23
there's something wrong with you 38
there's something missing 20
there's something wrong 107
there's something wrong here 21
there's something else 337
there's something wrong with me 39
there's something wrong with it 20
there's something wrong with him 27
there's something about him 23
there's something wrong with you 38
there's something missing 20
there's something wrong 107
there's something wrong here 21
there's something else going on 17
there's something i need to do 25
there's something out there 50
there's something you don't know 19
there's something i 17
there's something you should know 107
there's something there 54
there's something you need to know 82
there's something here 70
there's something going on here 26
there's something i need to do 25
there's something out there 50
there's something you don't know 19
there's something i 17
there's something you should know 107
there's something there 54
there's something you need to know 82
there's something here 70
there's something going on here 26