There's something out there tradutor Turco
1,088 parallel translation
What are they doing selling lemonade? It must be five below out there. Oh, it's something about a lesson.
eve götürmeniz için size biraz su ayırdık borcunuzu ödeyin!
I know it's probably impossible with Taris sitting out there, but it would give everyone something to do.
Taris orada beklerken bunun imkansız olduğunu biliyorum, ama bu yine de herkese yapacak bir iş verecektir.
Just'cause it's dark doesn't mean there's something awful out there.
Karanlık olması, içinde korkunç bir şey olduğu anlamına gelmez.
I think I should go upstairs and check this out. Maybe the guy's upstairs in a bathtub or something... cracked his head open, there's blood everywhere...
Biliyor musun, ben bir yukarıyı çıkıp orayı kontrol edeyim... belki de adamlar... kafasını uçurup öldürmüşlerdir... ve kanlar etrafa sıçramıştır.
We were staring at that one little candle and I said something really dumb like "That candle is me, like... like every one of us is out there alone in the dark in this life."
Küçük bir mum ışığıyla aydınlanıyorduk ve şöyle aptalca bir şey söyledim "işte şu mum benim, tıpkı tıpkı dışarıda bu hayatın koyu karanlığında yapayalnız olan herkes gibi."
You want something to cry about, I'II run you to the state home let you see what's lying around out there.
Eğer ağlamak için bahane arıyorsan, seni huzur evine götürebilirim insanların ne halde olduğunu görürsün.
Something's going to happen out there.
Orada bir şeyler olacak.
Jesus, it's really something out there.
Tanrım. Dışarısı acayip oldu.
If a man's got something to sell or something to say, he'd better get it out there.
Bir adamın satacak ya da anlatacak birşeyi varsa, bunu gerçekleştirmelidir.
Mr. Simpson, if you have to talk it over with those humans out there, there's something wrong with all of us.
Bay Simpson, eğer oradaki insanlarla konuşmak zorundaysanız, hepimizde bir yanlışlık var demektir.
If there's something inside you, it'll come out.
O şey içinde varsa bir gün çıkar.
I had this feeling that if I had gone any further... that there was something out there protecting me.
Daha fazla zorlamış olsaydım orada beni koruyan bir şey varmış gibi hissettim kendimi.
Maybe something can be worked out if they're sick... if there's extraordinary circumstances- -
Eğer hastalarsa belki bir yolu bulunur. Olağanüstü durumlarda -
There's something I have to find out.
öğrenmem gereken bişey var.
- There's something out there!
- Orada bir şey var!
There's something curious poking out.
Şurada çıkan merakli bir şey var.
Here's a little something for all you ghouls and goblins out there.
İşte, siz hortlak ve cinler için ufak bir şey.
Hey, I think there's something written here, but it's hard to make out.
Hey, ga... galiba şurada bir şey yazıyor ama hiç... hiç okunmuyor.
You're saying we get something in there, there's no way it can get out?
İçeriye bir şey sokarsak, dışarıya çıkmasının yolu yok mu diyorsun?
As soon as there's little chance of it working out something clicks in my mind.
Ne zaman bir şeyleri yürümek için ufacık bir şans olsa kafamda bir şimşek çakıyor.
Are you telling me there's something running loose in this city... ripping out and eating people's hearts so he can take their souls back to hell?
Sen bana birşeyin bu şehirde dolaşıp İnsanların kalbini söküp yediğini böylece de onların ruhunu cehenneme gönderdiğini mi söylüyorsun?
There's something out there.
Orada bir şey var.
Perhaps there's a way to work something out.
Belki bu işi çözebilmenin bir yolu vardır.
There's something out there
Bir şeyler var
There is something I must get out of my chest.
Açıklamam gereken bir sır var. - "Sarı zambak".
What makes you so sure there's something out there?
Orada bir şey olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
There's something out here!
- Burada bir şey var!
There's something out here. Can you repeat that, Commander Belt?
- Tekrarlar mısınız, Komutan Belt?
If we can get him to a place where there's a minimum of traffic... on a back road or something... we can attempt to shoot out the tires.
Eğer onu trafiğin az olduğu bir yere yönlendirebilirsek... tâli yol olabilir... o zaman lastiklere ateş edebiliriz.
There's something out there.
Orada birşey var.
Even with me, when I was out there - you know, out there strung out - you know, I looked for somebody that seemed like they had something.
Benimleyken bile, ben dışarıdayken - öylesine dolaşırken - Sanki birşeyi varmış gibi dolaşanları aramaya başladım.
Muriel's out there and she's made something of herself.
Muriel dışarıda bir yerlerde ve kendisine bile yakışmayan şeyler yapıyor.
I believe there's something out there.
Orada biryerde birşeyler olduğuna inanıyorum.
Is there a trick to this- - something I haven't figured out?
Bu işin bilmediğim bir sırrı var mı?
All I have to do is go out that door, go down two levels and there's always something new.
Tek yapmam gereken kapıdan çıkıp iki kat aşağıya inmek. Her zaman yeni bir şeyler var.
Are you telling us there's still something out there?
Halen oralarda bir şey olduğunu mu söylüyorsunuz?
No, but if this thing works out, Daddy will be gone for many, many years. And there's something very important I need you to do.
Hayır ama işler yolunda giderse babanız yıllar boyunca burada olamayacak ve yapmanız gereken çok önemli bir iş var.
Sometimes I feel like something's chasing me, like there's some whacko on a roof somewhere who could snuff me out at any moment.
Bazen bir şeylerin beni kovaladığını hissediyorum. Çatıda bir deli varmış da beni her an öldürebilecekmiş gibi.
Yes, when there was a particular student who can make a difference.... They're all supposed to, but they don't. You tend to single out 1 or 2 who you think you can contribute something to.
Evet, bazen bir öğrenci kavradığında, sözüm ona hepsi anlamış oluyor, ama gerçek bu değil.
No, there is something out there that can help ease our simultaneous double loss.
- Hayır, hayır, bizim eşzamanlı çift kaybımızın acısını hafifletecek birşey var.
Captain, there's something out there.
Kaptan, dışarıda bir şey var.
Something tells me Willie's still out there, and that he could come back... any time, in any form, and kill us in ways we can't even imagine!
İçimden bir ses Willie'nin herhangi bir zamanda tahmin bile edemeyeceğimiz bir şekilde geri gelip bizi öldüreceğini söylüyor.
If there's something up with the Klingons Captain Sisko will find out about it.
Klingonların bir meselesi varsa kaptan Sisko elbette bulur.
- But there's something out there.
- Ama orada bir şey var. - Evet.
Neelix, if there's something wrong with you, we should find out.
Neelix, seninle ilgili bir sorun varsa, bunu bulmak zorundayız.
Maybe something's trying to eat it out there. Coyotes or something, huh.
Belki de çakallar falan onu yemeye çalışıyordur.
that there's something out there that's going to make us feel... complete, give us a sense of belonging, connectedness if you will.
Gözümüzden kaçan şey oralarda biyerlerde birşeyin olduğu ve bunun bizi tamamlanmış yapacağı ait olma hissini vereceğidir.
But you know something, somewhere out there there's another fool.
Sana bir şey diyeyim mi, dışarıda bir yerde bir salak daha var.
- There's something wrong with you. - Get out!
- Sorunlusun sen.
And the only reason she's out there is to give you something to do!
Bunu yapmasının tek nedeni de sana yapacak bir şey vermek!
'I wrote about it, like a man leaning out of his window'trying to see if there's something on his roof.'
Bunu yazmıştım, sanki bir adam penceresinden evinin çatısında ne olduğunu görmeye çalışıyor gibiydi.
there's something 214
there's something else 337
there's something wrong with me 39
there's something wrong with it 20
there's something wrong with him 27
there's something about him 23
there's something missing 20
there's something wrong with you 38
there's something wrong 107
there's something wrong here 21
there's something else 337
there's something wrong with me 39
there's something wrong with it 20
there's something wrong with him 27
there's something about him 23
there's something missing 20
there's something wrong with you 38
there's something wrong 107
there's something wrong here 21
there's something i need to do 25
there's something else going on 17
there's something you don't know 19
there's something i 17
there's something there 54
there's something you should know 107
there's something going on here 26
there's something going on 41
there's something here 70
there's something you need to know 82
there's something else going on 17
there's something you don't know 19
there's something i 17
there's something there 54
there's something you should know 107
there's something going on here 26
there's something going on 41
there's something here 70
there's something you need to know 82