There's something you need to know tradutor Turco
290 parallel translation
there's no need to fight we must just get out of here wait, there's something you don't know ah... the Magnabeam it is fully charged
Savaşmamız gerekmiyor. Buradan çıkmalıyız. Dur, bilmediğin bir şey var.
There's something you need to know.
Bilmen gereken bir şey var.
Captain... there's something you need to know.
Kaptan, bilmen gereken bir şey var.
But before I can say goodbye there's something I really need you to know.
Hoşçakal demeden önce bilmeni gerçekten istediğim birşey var.
You don't need to be a lawyer to know there's something wrong with an ID made while the suspect is in handcuffs.
Şüpheli kelepçeliyken yapılan teşhiste bir yanlışlık olduğunu bilmek için avukat olmaya gerek yok.
There's... something you need to know about your daddy.
Baban hakkında bilmen gereken bir şey var.
You know, it's important, because if there is something wrong, we need to disclose it to the authorities.
Biliyorsun önemli bu. Yanlışlık varsa, yetkililere bildirmeliyiz.
Captain Murtaugh I know this is a bad time but there's something you need to know about me.
Yüzbaşı Murtaugh biliyorum, sırası değil ama benim hakkımda bilmen gereken bir şey var.
Because I think there's something you really need to know.
Çünkü bilmen gereken bir şey var.
Doctor, there's something you need to know.
Bilmeniz gereken bir şey var doktor.
Before, Jane, before... before we talk any more about Polobolis, um... there's something that you need to know.
Önce, Jane, önce - Polobolis hakkında daha fazla konuşmadan önce bilmen gereken bir şey var.
There's something that you need to know... about Dawn.
Dawn hakkında öğrenmeniz gereken bir gerçek var.
There's something you need to know about Dawn.
Dawn hakkında bilmeniz gereken bir şey var.
- There's something you need to know.
- Onun hakkında öğrenmen gereken bir şey var.
- There's something I need to tell you. - I already know about you guys. Oh.
- Ben ilişkinizi biliyorum.
Agent Duff, there's something you that need to know.
Ajan Duff, bilmeniz gereken birşey var.
Ted, there's something you need to know.
- Bilmen gereken bir şey var. Sonra.
- There's something you need to know- -
- Gitmeden önce bilmen gereken birşey va...
There's something you need to know about her, Bruce.
Onun hakkında bilmen gereken bir şey var, Bruce.
There's something I need you to know.
- bilmen gereken bir şey var.
Mom, I know you're angry, but there's something you need to know.
Anne, kızgın olduğunu biliyorum, ama bilmen gereken bir şey var.
Look, Detective, before you go any further there's something you need to know about my ex-wife.
Bakın, dedektif, devam etmeden önce eski karım hakkında bilmeniz gereken birşey var.
So whatever happens, there's something I need you to know.
O yüzden ne olursa olsun bilmeni istediğim bir şey var.
Lana, there's something you need to know about me.
Lana, bana olan bir şeyi açıklamalıyım sana.
You know, I doubt it'll get this far, but if she turns out to be easier than I thought, there's something you need to know.
Buraya kadar geleceğine emindim, Ama bu kız düşündüğümden daha kolay çıktı, Sana söyliyeceğim bir şey var.
Listen, Lou, there's something you need to know about your man Shawn.
Tamam. Dünyanın en seksi kızı.
There's something you need to know about Harold.
Harold konusunda bilmen gereken bir şey var.
- Okay, Kim, what is it? - Tony, there's something you need to know...
Tamam, Kim, ne var?
There's something I need you to know.
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you need to know.
Bilmeniz gereken bir şey var.
Look, there's something I need to tell you... and I don't know how to begin.
Bak, sana söylemem gereken birşey var... ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum.
There's something else you need to know.
Bilmen gereken birşey daha var.
Andrew, before we go any further, I think there's something you need to know about me.
Andrew, daha ileri gitmeden, benim hakkımda bilmen gereken bazı şeyler var.
Gina, before we get any closer, there's something you need to know about me.
Biz böyle yakınlaşmışken Gina, bilmeni istediğim bir şey var.
- I'm sure you have a lot to report... but there's something you need to know.
- Eminim söyleyeceğiniz çok şey vardır ama önce bilmeniz gereken bir şey var.
Holly, there's something you need to know about, right now.
Holly, hemen öğrenmen gereken bir şey var.
There's something we need to tell you, something you have the right to know.
Size söylememiz gereken, bir şey var. Bilmek hakkınız.
There's something you need to know.
Selam. Bilmen gereken bir şey var.
There's something that I need to show you, and, um... and then, after that, I don't know. Um. You'll probably want me out of here,
Size göstermek istediğim bir şeyler var ve... ve, sonra, bilmiyorum, sonrasında beni burda görmek istemeyeceksiniz,
There's something you need to know.
Sen bilirsin. Ama bilmen gereken bir şey var.
There's something you need to know about your husband.
Kocanızla ilgili bilmeniz gereken bir şey var.
Listen, if there's something that you're trying to tell me or something I need to know, then just come on with it.
Dinle, bana anlatmaya çalıştığın veya bilmem gereken bir şey varsa, sadece söyle.
Logan... there's something that you need to know about your dad.
Logan... baban hakkında bilmen gereken birşey var.
I do. There's something you need to know.
Evet olmalıyım.Bilmen gereken bir şey var.
There's something you need to know.
Bilmen gereken şeyler var.
Dupree, there's something you need to know about Mandy.
Dupree, Mandy hakkında bilmen gereken bir şey var.
Only reason I don't let my boys take you right here and now is that there's something I need to know.
Oğullarıma seni halletmeleri için. izin vermememin tek nedeni bilmek istemem
- There's something you need to know. - ( phone rings )
Bilmen gereken bir şey var.
What we need to know is if there's something in that tape that you don't want us to know about?
Bilmemiz gereken, o videolarda bilmemizi istemediğin bir şey var mı?
There's something you need to know about your father's death.
Babanın ölümüyle ilgili bilmen gereken bir şey var.
I wish my timing was better on this, but, um... there's something you need to know about Nick.
Zamanlamamın daha iyi olmasını isterdim, ama... Nick hakkında bilmen gereken birşey var.