There is no turning back tradutor Turco
89 parallel translation
There is no turning back!
Bunun geri dönüşü yok!
Yes... but there is no turning back.
Evet, ama geri dönüşüm yok.
There is no turning back.
Geri dönüş yok.
There is no turning back here, for anybody.
Burada kimse için geri dönüş yoktur.
there is no turning back. I know.
Ikari geri dönüşün olmadığını anladın değil mi?
But there is no turning back for me.
Ama benim için artık geri dönüş yok.
There is no turning back.
Artık geri dönüş yok.
Once the dark forces are unleashed there is no turning back.
Karanlık güçler birkere serbest kaldı mı dönüş yoktur.
When a promise has been made here there is no turning back.
Burada bir söz verildiğinde geri dönüş yoktur.
After this, there is no turning back.
Buradan sonra dönüş yok.
There is no turning back now.
Artık geri dönüş yok.
There is no turning back anyway. Right?
Ne olursa olsun dönüş yok artık.
Understand that, once you see what I'm about to show you,..... there is no turning back.
Anla ki, sana göstereceğim şeyden sonra, geri dönüş yok.
Once they get to you, there is no turning back!
Niyetini sezdikleri an, artık geri dönüşün olmaz!
Once we are committed, there is no turning back - no second chances.
Başladıktan sonra geri dönüş ya da tekrar düşünme şansı olmayacak.
There is no turning back from that.
Bundan dönüş olmaz.
There is no turning back.
Geri dönüş yok artık.
Now... once your decision is made... there is no turning back.
Şimdi... kararını verdiğinde... geri dönüş yoktur.
But don't, because there is no turning back.
Fakat yapma, çünkü dönüş yok.
There is no turning back.
Bunun geri dönüşü yok.
If the 2nd attack is hapenning, there is no turning back.
İkinci bir saldırı olursa, geri dönüş olmaz.
There is no turning back now.
Artık geriye dönüş yok.
When you go down that corridor... there is no turning back.
O koridordan aşağı gittiğinde geri dönüş yok.
You realise that once we summon them, there is no turning back.
Bir defa çağırdığımızda geri dönüşü... olmayacağını biliyorsun.
After this there is no turning back.
Bundan sonra, geriye dönüş yok.
There is no turning back for her now!
Onun için geriye dönüş yok!
Shoot me and there is no turning back.
Beni vur ve geri dönüşün olmasın.
There is no turning back.
Geri dönmek yok.
Once you go down that road, there is no turning back.
Bu yola bir kez girdin mi bir daha dönüş yoktur.
There is no turning back now, Your Majesty.
Geri dönüşü yok, Majesteleri.
- There is no turning back.
- Bunun geri dönüşü yok.
If I go up there with you, there is no turning back.
Eğer seninle yukarı çıkarsam, bunun geri dönüşü olmaz.
But for Perseus there is no turning back.
Fakat Perseus için sözünden dönmek söz konusu değildir.
It means for them... there is no turning back.
Onlar için dönüş yok demektir.
There is no turning back.
ordan devam edemezsin.
There is no turning back.
Bu işin geri dönüşü yok.
- there is no turning back. - She has my son.
Oğlum elinde.
The decision is yours, Chuck, but please know that there is no turning back.
- Karar senin Chuck. Ama şunu aklından çıkarma :
I'm warning you, Ellie, if we do this, there is no turning back - our lives are changed forever.
Uyarayım Ellie ; bunu yaparsak geri dönüşü olmayacak. Hayatımız eskisi gibi olmaz.
But I warn you, eh, Once inside, cabrón there is no turning back.
Ama seni uyarıyorum, bir kez girdin mi çıkışı yoktur dostum.
At a certain point, there is no turning back.
Hatta bir yerden sonra bunun geri dönüşü olmaz.
Do you understand you are about to embark on a course of action from which there is no turning back?
Geri dönüşü olmayan bir yere girdiğinin farkında mısın?
If we take it, there can be no turning back for Muhammad is indeed the messenger of God foretold to Jews in our city
Ant içersek geri dönemeyiz. Çünkü Muhammed, gerçekten Allah ın elçisidir.
There is no turning back now.
O halde anlaştık. Gelecek aylarda hareket edeceğiz.
There's no point, is there, in turning back?
Geri dönmenin bir anlamı yok değil mi?
All I know is that there's no turning back.
Sadece bu işin geriye dönüşü olmadığını biliyorum.
All I know is that there's no turning back.
Sadece geriye dönüş olmadığını biliyorum.
There is now no turning back for this bear.
Bu kutup ayısı için artık geri dönüş yok.
But where life is concerned, there's no turning back.
Fakat insan hayatı söz konusu olduğunda geriye dönüş yoktur.
There is no way we are turning back.
Asla geri dönmüyoruz.
Once you've gone through that door, there's no turning back. This is very serious.
Bu kapıdan geçtiğinde oyun zamanı biter.