There is nothing to worry about tradutor Turco
112 parallel translation
Now, there is nothing to worry about.
Pekâlâ, bu konuda üzülecek bir şey yok.
There is nothing to worry about.
Endişe edecek bir şey yok.
There is nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey yok.
Calm yourself. There is nothing to worry about.
Sakin ol, telaş edecek bir şey yok.
There is nothing to worry about, not a thing.
Endişelenecek hiçbir şey yok, hem de hiçbir şey.
There is nothing to worry about
Endişelenecek bir şey yok.
There is nothing to worry about.
Telaşlanacak bir şey yok.
- There is nothing to worry about'Johan.
- Merak etme, Johan.
There is nothing to worry about!
Endişelenecek bir şey yok!
I am sure there is nothing to worry about.
Eminim endişe edecek bir şey yoktur.
Felix says there is nothing to worry about.
Felix merak edilecek bir şey olmadığını söylüyor.
In any case... I am about to empty this large glass of beer in one breath... and even if I die on the spot... there is nothing to worry about.
Her hâlükârda bu koca bardaktaki birayı bir dikişte içeceğim.
As the professor's family doctor... I must say there is nothing to worry about.
Profesör'ün aile doktoru olarak endişelenecek bir şey olmadığını söylemeliyim.
Moa, there is nothing to worry about.
Moa, endişelenecek hiçbir şey yok.
There is nothing to worry about.
Endişe edecek hiçbir şey yok.
Angela, there is nothing to worry about.
Angela, endişelenecek bir şey yok.
Weebo, there is nothing to worry about.
Weebo, endişelenecek hiçbir şey yok.
There is nothing to worry about.
Endişelecek bir şey yok.
There is nothing to worry about, he is out of danger
Doktor o nasıl? Korkmayın hayatı tehlikeyi atlattı
There is nothing to worry about.
O kadar merak edecek bir şey yokmuş. Gelmiş işte.
I'm gonna patch through a general broadcast explaining that we have the situation well in hand and that there is nothing to worry about.
Genel bir yayın yapıp her şeyin kontrol altında olduğunu ve endişelenecek bir şey olmadığını söyleyeceğim.
THERE is nothing TO WORRY ABOUT.
Artık endişelenecek bir şey kalmadı.
There is nothing to worry about, snuggle bunny.
- Endişelenecek bir şey yok, tavşanım.
That's because there is nothing to worry about.
Çünkü endişelenecek bir şey yok.
It has been properly planned and there is nothing to worry about.
Gayet güzel planlanmış. Bunda endişelenecek birşey yok.
There is nothing to worry about your security.
Güvenliğiniz açısından korkulacak bir şey yok.
There is nothing to worry about.
Endişelenmeye gerek yok.
There is nothing to worry about.
Merak edilecek bir şey yok.
He is a grown up, there is nothing to worry about.
Koskoca adam telaş edecek bir şey yok.
Otherwise, there is nothing to worry about.
Yoksa, korkulacak birşey yok.
I want to sit under a linden tree with nothing more important to worry about... than the temperature of the beer, if there is anything more important.
Biramın sıcaklığından daha önemli bir şey hakkında ki öyle bir şey var mı bilmiyorum, kafa patlatmadan ıhlamur ağacının altında keyif yapmak istiyorum.
What it adds up to is this : There is nothing for us to worry about as far as Cooney is concerned.
Bana Cooney için endişelenmeye gerek olmadığını söyledi.
There ain't nothing to worry about, is there, Tom?
Endişelenecek bir şey yok, değil mi, Tom?
Now he is leaving, there's nothing to worry about.
Artık buradan gidiyor, üzülecek bir şey kalmadı.
But you are with your friends now, and there is nothing more to worry about.
Ama şimdi arkadaşlarınlasın ve daha fazla endişelenecek bir şey yok.
So there's really nothing to worry about, is there.
Öyleyse, endişe edecek bir şey yok, değil mi?
There is nothing to worry about.
Bir şey olmayacak.
My dear, there is nothing whatever to worry about.
Sevgilim, kaygılanmanı gerektirecek bir şey yok.
There's nothing to worry about... is there, Doug?
Biz çok iyi anlaşıyoruz. Endişe edilecek bir şey yok değil mi, Doug?
There's nothing to worry about, is there Doctor?
Endişelenecek birşey yok, değil mi doktor?
When I'm told there's nothing to worry about I look to see if my fly is open.
korkacak birşey yok dendi mi, fermuarım açık mı diye bakarım.
No, I said it wasn't dangerous. There's absolutely nothing to worry about, is there?
hayır orası için tehlikeli değil diyorum ha yani korkacak hiçbişey yok öyle mi?
What's hard is knowing that you're safe there because the people you need to worry about know you got nothing to give them.
Zor olan, orada güven içinde olduğundan emin olmak. Çünkü bela olabilecek insanlar kendilerine verebileceğin hiçbir şey olmadığını bilirler.
This is a painless procedure so there's nothing for you to worry about.
Bu acısız bir işlem, yani endişelenecek bir şey yok.
I'm not gonna pretend there's nothing to worry about. Possibly there is.
Endişe edilecek bir şey yokmuş gibi davranmayacağım.
Look, Trevor, I understand how you feel, but believe me, there is absolutely nothing to worry about
Bak, Trevor, nasıI hissettiğini anlıyorum, ama inan bana, endişe edilecek bir durum yok.
If he's innocent, there's nothing to worry about, is there?
Eğer masumsa, endişelenecek bir şey yok demektir, öyle değil mi?
... well it is Babette, I assure you there's nothing to worry about.
Ama gidiyor Babette. Seni temin ederim. Endişelenecek bir şey yok.
Then there's nothing for you to worry about, is there?
Öyleyse senin için endişelenecek bir şey yok, değil mi?
There really is nothing to worry about.
Gerçekten endişe edecek bir şey yok.
Then is there nothing to worry about in her family now?
Peki şimdiki ailesinde endişelenecek bir şey yok mu?