English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / They're soldiers

They're soldiers tradutor Turco

233 parallel translation
[Dr. Gilmore] Remember, Joe, they're only doing their duty, like any soldiers.
Unutma Joe! Her asker gibi görevlerini yapıyorlar!
They're fine soldiers.
Çok iyi askerdirler.
They're swarming with soldiers.
Orası asker kaynıyor.
They're not soldiers, they're bandits.
Onlar asker değil, haydut.
- They're not soldiers.
- Onlar asker değil.
It's a big concentration. Arapahos, Kiowas, Comanches and those Cheyenne Dog Soldiers, 800 or 900 of them, and they're getting ready to strike.
Büyük bir birleşme Arapaho'lar Kiowalar, Comancheler, 800 veya 900 Cheyenne Savaşçısı.
But if God doesn't save all soldiers precisely because they're soldiers, then what's the use?
Ama ya tanrı tüm askerleri korumuyorsa. Evet, adı üstünde onlar askerlerdir. o zaman neye yarar?
They're soldiers, aren't they? Yes, sir.
- Onlar asker, değiller i?
They're good soldiers.
- Evet, efendim. Onlar iyi askerler.
They're soldiers.
Onlar askerlerdir.
Those soldiers you think are days behind you are riding over the trail and they're heading this way.
Günlerce arkanızda izinizi sürdüğünü düşündüğünüz askerler buraya geliyorlar.
They're soldiers, and everybody joins, also girls.
Orada herkes asker ve herkes katılıyor, kızlar bile.
They're citizens and you're soldiers!
Onlar vatandaş, sizse askersiniz!
They're not soldiers anymore.
Onlar artık asker değiller.
They're retreating like soldiers.
Asker gibi çekiliyorlar.
You may have turned your men into street brawlers but I doubt if they're soldiers yet.
Adamlarını sokak kabadayısına çevirmiş olabilirsin... ama asker olduklarından emin değilim.
Soldiers without uniforms or training. They're convinced that we've got them outnumbered.
Bizim onlardan sayıca üstün olduğumuza ikna olmuşlar.
- No, they're soldiers!
- Hayır, saldırıya uğradık.
But if you look at these people, you see they're generally men who never fought, men who weren't soldiers, who didn't deserve any medals.
Evet, bazı insanlar rahatsız oluyorlar.
They'll do it because they're good soldiers.
İyi asker oldukları için yaparlar.
- They're our soldiers.
- Bizim askerler, Bayan Martha.
- They're soldiers.
- Orada askerler var.
Yes, I do remember that they're not Only soldiers.
Evet, onların sadece asker olmadığını hatırlıyorum.
Look at those soldiers They're on guard
Askerlere baksana onun dibindeler
They're lady soldiers.
Kadın askerler.
They're giving the soldiers some kind of injection.
- Evet. Askerlere bir tür aşı yapıyorlar.
Your troops are not merely relief. They're replacements for soldiers who've died.
Askerleriniz tayin olmadı, ölen Askerlerin yerine geçecekler.
I say to head man Ootah, I say, "Oh, no, by Jove, they're not devils they're Gorasahibs. British soldiers."
Liderleri Ootah'a, onlar şeytan falan değil Gorasahab'lar, Britanya askerleri, dedim.
They're waiting for Colonel McLaren and his soldiers to talk peace.
Barış görüşmeleri için Albay McLaren ve askerlerini bekliyorlar.
The priests and ladies sent me to say they're coming with soldiers... who wish to speak to you.
Papazlarla bir Madam, askerlerle geldiklerini söylememi istedi. - Askerler sizinle konuşacakmış.
They're good soldiers, the 82nd.
82.ler iyi askerler.
I did mention at one time, sir... the complexities of charging soldiers with murder while they're actually in the field.
Askerleri savaş cephesindeyken cinayetle suçlamanın güçlülüğünü bir seferinde dile getirmiştim.
They're not soldiers!
Onlar asker değil!
They're supposed to be the queen's soldiers, not her ballerinas.
Bunlar asker olacaklar, balerin değil.
They're soldiers.
Asker.
Soldiers, ignorant peasants, raping every woman they can find... stealing the flush toilets because they think they're potato-washing machines.
Askerler, cahil köylüler yakaladıkları her kadına tecavüz ediyorlar sifonları da patates yıkama makinesi zannedip çalıyorlar.
They're walking in the streets offering garlands to the police and British soldiers.
Sokaklarda yürüyorlar. Polise ve İngiliz askerlere çiçek veriyorlar.
They're a bunch of toy soldiers.
Onlar bir sürü oyuncak asker.
They're sportsmen, not soldiers.
- Umarım. Onlar sporcu, asker değil.
They're late again. Unusual for soldiers.
Yine geç kaldılar, askerler için olağandışı birşey.
"They're good men and better soldiers... " than I could ever hope to be.
İyi insanlar ve benim olmak istediğimden çok daha iyi askerler.
They're soldiers.
Onlar asker.
Yet they're just obedient soldiers.
Oysa onlar sadece askerlere itaat ediyor.
They're formidable soldiers but the English just don't know how to use them
Zorlu askerlerdir. ama İngilizler onları nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar
- They're soldiers.
- Askerler.
It gives a bad picture of Finnish soldiers - if the world hears they're killing with knives...
Bunun Fin askerleri için kötü bir örnek olacağını düşündüler. Eğer bunu duyarlarsa bütün hepsi bıçakla Rus avlamaya çalışır diye.
That's British soldiers getting out of hand. They're not above it.
Bu İngiliz askerleri de işi çığrından çıkartıyorlar.
Mostly they're all veteran soldiers now.
Çoğunluğu artık deneyimli askerler.
They're flogged soldiers, sir and flogging teaches a soldier only one lesson.
Onlar kırbaçlanmış askerler efendim... ve kırbaçlanma bir askere sadece tek bir şey öğretir.
Israeli soldiers carry it in case they're captured behind enemy lines.
Israilli askerler düşmana esir düşebilecekleri korkusuyla yanlarında taşırmış.
- They're the most feared soldiers in the Dominion.
- Jem'Hadar'dan bahset bana. - Onlar, Dominion en korkulan askeri konumundalar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]