They don't listen tradutor Turco
402 parallel translation
They don't listen when we try to talk seriously.
Ne zaman ciddi konuşmaya çalışsak, bizi dinlemiyorlar.
Don't listen to what they're telling you.
Onları dinleme.
Listen. They sound just like crooners, don't they?
Dinle, týpký duygu dolu bir ţarký mýrýldanýr gibi, deđil mi?
And he tried to tell him but they don't listen to no colored boy.
Parry anlatmaya çalıştı ama siyahi bir genci dinlemezler ki.
They don't have to listen to us.
Bizi dinlemek zorunda değiller.
They don't listen either.
Dinlemezler bile.
People don't listen when they're eating, but we play just the same.
İnsanlar yemek yerken de dinlemiyor ama yine de çalışıyoruz.
Of course, the kids don't vote, but boy, they listen and they learn.
Tabii, çocuklar oy kullanmazlar ama dinlerler ve öğrenirler.
Listen, Mamma, don't they sing well?
Dinlesene anne, ne güzel söylüyorlar.
They don't listen to me.
Hep fazla yemek koyuyorlar.
Don't listen to the doctor. The pharmacist says this is special. After a month ofthese whoppers - Look how big they are.
Eczacı bunun daha özel... bir şey olduğunu söyledi.
They don't listen to us like before.
Bizi daha önce dinledikleri gibi dinlemiyorlar.
What if they don't listen?
- Peki ya itaat etmezlerse?
I don't think they'll listen.
Dinleyeceklerini sanmam.
They don't listen to me
Sözümü dinlemiyorlar.
And I said, " Now, listen. I don't want her in some place where they're gonna have straitjackets. None of that stuff.
"Karımı hastalara öyle deli gömleği falan giydirdikleri bir yere göndermek istemiyorum." dedim.
Parmen first, and they'll all get infected. But this time, listen, whatever they say, don't save them. Let them die.
Parmen ilki, sonra hepsi enfeksiyonu alacak ama bu kez onları bırak ölsünler.
♪ I talk to the trees ♪ But they don't listen to me
Ağaçlarla konuşurum, ama beni dinlemezler
But they don't listen to me.
Beni dinlemiyorlar.
Don't worry, they will listen to me
Merak etme, beni sevdiler!
Listen you pervert! Why don't you go over to Lambda-Ko? They could use a little of this.
Dinle orospu cocugu Neden Lambda Chi ye gidip, onlara sapiklik yapmiyorsun!
Listen, the church cuts off the feet, fingers, any other Goddamn thing from the saints, don't they?
Dinle, kilise azizlerin ayaklarını, parmaklarını kesip almıyor mu? Alfredo da bizim azizimiz.
Listen, Rog, I don't want to panic you or anything, but the way Hobbes designed those things, they get out of hand pretty fast.
Dinle beni, Rog... Seni paniğe sürüklemek istemem, ama... Hobbes bu şeyleri çok çabuk büyüyecek şekilde geliştirdi.
Listen, why don't you go to one of them other camps? Maybe they're hiring more there.
Diğer kamplardan daha fazla alan olabilir.
Oh, listen I don't know. I mean, we keep breaking their rules, they're never going to let me back with a video crew.
Yapma, nasıI yapayım, yani kuralları böyle çiğnemeye devam edersek buraya kameraman sokmama asla izin vermezler.
- No I can't! But they don't listen! - You can't be a steak either!
Eee, sen kül yutmazsan, peki bu kim ya?
- They don't have to listen to it with me.
- Böylece benimle birlikte dinlemek zorunda kalmıyorlar.
I try to tell people that. They don't listen.
Bunu insanlara anlatmaya çalıştım ama dinlemediler.
Don't listen to the infidels, they don't know what they're doing.
Kafirleri dinlemeyin, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
We asked them to stay but they don't listen. They open the gates.
Durdurmaya çalıştık ama durmuyorlar.
Listen, those guys don't tell me anything they don't want me to know.
Dinle, o adamlar bana hiçbir şey söylemez.
Listen... they don't like the cover.
Dinle... kapaktan hoşlanmadılar.
Listen, I don't know what they're charging you... but those champagne bottles are filled with ginger ale.
Dinle sizden ne parası alıyorlar bilmiyorum ama şampanya şişelerinde gazoz var.
Listen, pal, they don't stop eating fortune cookies on the weekend.
Dinle dostum, hafta sonunda fal kurabiyesi yemeyi bırakmıyorlar.
Andrea, listen, you don't spot truly mad people, they're really dangerous.
Andrea, dinle sana delileri kötülemiyorum, onlar gerçekten tehlikeli.
Listen, whatever problems Mr. Miyagi has with your uncle, they don't have to be ours.
Bay Miyagi'yle amcanın arasındaki mesele bizi etkilememeli.
Listen, George you don't know what they are up to now I don't give a fuck, give us the rabbit
Dinle George, şimdiye kadar onların ne mal olduklarını bilmiyordun. Umurumda değil, ver şu tavşanı.
Listen a moment children, comportensen odebezcan to their grandmother. And if they don't give him / her any, but any, I motivate to punish them.
Beni dinleyin çocuklar, düzgün davranın, büyükannenize itaat edin ve ona sizi cezalandırabilmesi için herhangi bir neden vermeyin.
- Listen, those old bats said if you don't come they're setting up celebrity tours here first thing in the morning. They mean business.
- Dinle o yaşlı yarasalar dedi ki, eğer gelmezsen, sabah ilk iş olarak buraya kutlama turları düzenleyeceklermiş.
Although they don't listen to me, and they buck my authority,
Gerçi bana kulak asmıyorlar, otoriteme karşı geliyorlar. Yine de iyi yönetiyorum.
- They don't listen to me.
Onlar beni dinlemezler.
- But they don't listen, Father.
- Onlara dinletmeliyim!
If they don't listen, it's my fault.
Dinlemezlerse bu benim hatamdır.
I talk to them, they don't listen.
Milyonlarca kez konuştum, dinlemiyorlar ki.
They don't listen to me, needless to say.
Doğrusunu istersen... beni asla dinlemiyorlar.
They don't listen.
Dinlemediler.
Peg, honey, before we're all knee - deep in your blood why don't you go by the radio and listen to see if they play my song?
Peg, hayatım. Hepimiz dizimize kadar senin kanına batmadan önce radyonun yanına gitsen ve şarkımı çalıp çalmadıklarına baksan.
I mean, they nod and they grunt, but they don't really listen.
Kafa sallarlar, ses çıkarırlar. Ama aslında dinlemezler.
- Now don't fidget. - Listen, lady, you don't have to- - They've never improved on iodine.
- şimdi kıpırdama - dinleyin bayan, bunu yapmak zo- - tentürdiyota asla çözüm bulamadılar
They don't want to listen.
Dinlemek bile istemediler.
Surely, you don't believe what the priest says, that they'll listen.
Elbette, rahibin dinleyecekler dediğine inanmayın.
they don't 727
they don't like me 19
they don't work 32
they don't give a shit 20
they don't exist 52
they don't know yet 28
they don't hate you 16
they don't like you 20
they don't care 106
they don't have to 34
they don't like me 19
they don't work 32
they don't give a shit 20
they don't exist 52
they don't know yet 28
they don't hate you 16
they don't like you 20
they don't care 106
they don't have to 34