Things are going to change tradutor Turco
70 parallel translation
- Well, things are going to change.
Evet, işler değişecek.
Things are going to change.
Bütün buralar değişecek.
- Things are going to change for us
- İşler iyi gitmeye başlıyor.
I just know that things are going to change for the better now that you're here.
Siz burada olduğunuza göre, işlerin yoluna gireceğine eminim.
They mean things are going to change!
Bir şeylerin değişecek demek.
And you can tell all your scum friends that things are going to change in this town!
Pislik arkadaşlarına da söyle, bu kasabada işler değişecek!
Things are going to change around here.
Her şey değişecek bundan böyle.
Things are going to change a bit.
Biraz değişecek tabii.
Lots of things are going to change.
Pek çok şey değişecek.
Things are going to change on Cardassia.
Cardassia'da işler değişecek.
Things are going to change on Cardassia.
Ziyal, bana güvenmek zorundasın.
- Things are going to change around here.
- Burada her şey değişecek.
Things are going to change.
Her şey değişecek.
When you see what's in this report, things are going to change in this town.
Bu rapordakiler gördüğünde bu kasabadaki işler değişmeye başlayacak.
Things are going to change around here, Mama.
Bazı şeyler değişiyor, anne.
Things are going to change around here. No mall, no friends, no phone until further notice.
Bir sonraki emre kadar alışveriş merkezine gitmek, arkadaşlarla çıkmak, telefon yok.
But I want you to know things are going to change around here.
Buradaki işlerin değişmeye başladığını bilmeni istiyorum.
And you know that things are going to change.
Ve olayların değişeceğini anlarsın.
Things are going to change?
Bir şeyler değişecek mi?
So, things are going to change a lot.
Buradaki işler çok değişecek. Teşekkürler.
But some things are going to change.
Ama pek çok şey değişecek.
Things are going to change.
Bazı şeyler değişiyor.
Things are going to change a lot with us.
Bir çok şey bizim için değişecek.
I've been losing up till now but things are going to change.
Şimdiye kadar işleri batırıyordum ama artık farklı olacak.
I know things are going to change,
Herşeyin değişeceğini biliyorum.
Just because James is getting married doesn't mean things are going to change.
James'in evlenecek olması her şeyin değişeceği anlamına gelmez.
And the fact that we're having this conversation means things are going to change.
Ve gerçek şu ki, bu konuşmayı yapmamız olayların değişeceği anlamına gelir.
Things are going to change. We must be prepared.
Artık her şey çok farklı olacak.
Things are going to change very quickly.
Kısa bir süre sonra her şey çok farklılaşacak.
But, things are going to change.
Ama bir şeyler değişecek.
I'm really nervous things are going to change when we go to college.
Üniversiteye başladığımızda her şeyin değişecek olması beni geriyor.
And someday things are going to change, but until that day, the last thing I need is to draw attention to the things I know, the things that are going to make me an excellent member of the New York police department.
Bir gün bütün bunlar değişecek ama o gün gelene kadar ihtiyacım olan son şey vâkıf olduğum şeyler yüzünden dikkat çekmek ki o şeyler, bir gün beni New York Polis Teşkilatının kusursuz bir üyesi yapacak.
I have the distinct feeling things are going to change around here.
Buralarda bir şeylerin değişeceğine dair kuvvetli bir his var içimde.
But for the sake of the family, you gotta understand that things are going to change around here.
Ama bu ailenin hatırı için burada bazı şeylerin değiştiğini anlamalısın artık.
Things are going to change.
Elbette işler değişecek.
Look, now that I'm in charge, things are going to change- - a lot of things.
Look, now that I'm in charge, things are going to change- - a lot of things.
But things are going to change.
Ama bir şeyleri değiştireceğim.
It's about the curriculum and things are going to change!
- Bir şeyler değişecek.
Oh, Michael, things are really going to change for you, now that were here.
Oh, Michael, burada senin için bazı şeylerin değiştiğini göreceksin.
Without Henry's income, things... maybe not tomorrow, but things are going to have to change.
Henry'nin kazancı olmadan, şartlarımız... belki yarın değil ama şartlarımız değişmek zorunda.
Things are not going to change.
İşler böyledir işte.
Well, things are going to have to change when he comes out.
Böyle giderse, dışarı çıktığı zaman.. işler değişecek gibi görünüyor.
I'm afraid that things are going to have to change around here.
Bence burada işlerin değişmesi gerekiyor.
Yes Kaveriamma, but things are not going to change here.
Evet Kaveriamma, ama burada hiçbir şey değişecek gibi değil.
Things are inevitabry going to change.
Durum kaçınılmaz olarak değişecek.
I'm sorry, but a lot of things are going to have to change.
üzgünüm ama bu evde birçok şey değişmek zorunda.
People think "These companies are so big and so powerful, how are we ever going to change things?"
İnsanlar ; "bu şirketler çok büyük .. çok güçlü, onlarla nasıl başa çıkıp bir şeyleri değiştirebiliriz ki" diyor..
Some things are going to happen to you, some thing that will change you forever.
Size bir şeyler olacak. Sizi sonsuza dek değiştirecek.
Things around here are going to change.
Buradaki işler değişecek.
Because things are going to change, but they'll be better. Well, don't be.
Üzmesin.
No, we are going to change things.
Hayır, birşeyleri değiştireceğiz.