This isn't necessary tradutor Turco
109 parallel translation
But really, monsieur, this isn't necessary.
Buna gerçekten hiç gerek yok mösyö.
Really, this isn't necessary.
- Bu gerçekten gerekli değil.
Bissinger says this scene isn't necessary.
Bissinger, bu sahne gereksiz, diyor.
You know, this isn't necessary.
Biliyorsun, gerekmez.
Why operate this far from Cylon without base ships when it isn't necessary?
Bunu neden Cylon'dan uzakta, ana gemileri olmadan yapıyorlar?
Why operate this far from Cylon without base ships when it isn't necessary?
Buna gerek olmadığı halde neden ana gemisiz idare ettiler?
This isn't really necessary, Samantha.
Bunun hiç lüzumu yok, Samantha.
In fact, this whole session isn't necessary.
Aslına bakarsak bütün bu seans gereksiz.
This isn't really necessary.
Buna gerek yok.
Look, this really isn't necessary.
Bak, buna gerçekten gerek yok.
This isn't necessary.
Buna hiç gerek yok.
You know, this really isn't necessary.
Biliyorsun, buna gerçekten hiç gerek yok.
This isn't necessary.
Buna gerek yok.
Mr. Labin, it really isn't necessary to go to all of this trouble.
Bay Labin, gerçektende bütün bunları yapmanıza gerek yoktu.
This isn't necessary.
- Bu gerekli değil!
this isn't necessary!
Sayın Subay lütfen.
This really isn't necessary.
Bay DeLaughter, buna gerçekten de hiç gerek yoktu.
Come on guys this isn't necessary.
Yapmayın çocuklar, buna gerek yok.
You know, this really isn't necessary...
Bu gerçekten gerekli değil...
Frasier, this isn't necessary.
Frasier, buna gerek yok.
Please, this isn't necessary.
Lütfen, bu gerekli değil.
This really isn't necessary, Doctor, as I've already -
Bu gerçekten gereksiz, Doktor, ben zaten -
This isn't necessary.
Bu şart değil.
This isn't necessary.
Bu gerekli değil.
This really isn't necessary.
Buna gerek yok dedim.
Charm Blossom, this really isn't necessary.
Mektuplar geldi.
This isn't necessary.
- Tamam.Bu gerekli değil.
Homer, this really isn't necessary.
Homer buna gerçekten gerek yok.
- Doc, this isn't really necessary.
- Doktor, bu gerekli değil.
You know, this, this really isn't necessary.
Bilirsin, bu, bu gerçekten gerekli değil.
Dad, this isn't necessary.
- Buna gerek yok baba. - Evet.
SG-1 has convinced me to make a deal for Cassandra's life. SG-1 has convinced me to make a deal for Cassandra's life. This isn't necessary.
SG-1 Cassandra'nın hayatı karşılığında anlaşma yapmaya beni ikna etti, Bu gerekli değil.
This isn't necessary. Then you agree to my terms.
O zaman isteklerimi kabul ettiniz.
This really isn't necessary, but thank you.
Hiç gerek yoktu, ama teşekkürler.
Homer, this really isn't necessary.
Homer cidden bu gerekli değil.
- Ladies, this isn't necessary... - Sh!
Hanımlar, çok gereksiz bir...
This really isn't necessary. Yes, well...
Buna gerek yoktu.
- This isn't necessary.
- Buna gerek yok.
This really isn't necessary, Julia.
Buna gerçekten gerek yok Julia.
- Look, this isn't necessary...
- Bak, bu gereksiz...
- This isn't necessary, Lynn.
- Buna gerek yok, Lynn.
This isn't necessary, brother.
Bu hiç gerekli değildi, kardeşim.
You know, this isn't really necessary.
Biliyorsun, bu gerçekten gerekli değil.
No, please, this isn't necessary.
Hayır, hiç gerek yok.
Wait. Stop. This isn't necessary.
Bekle, dur, bu gerekli değil.
Fred, this really isn't necessary.
Fred, bu gerçekten gerekli değil.
You know, this really isn't necessary.
Buna hiç gerek yok aslında.
This really isn't necessary, Doc!
Bu gerçekten gereksiz Doktor!
This really isn't necessary.
Bu gerçekten gerekli değil.
This really isn't necessary.
- Buna hiç gerek yok.
This isn't necessary, Duquan.
Bu gerekli değil Duquan.
this isn't you 235
this isn't right 330
this isn't 241
this isn't going to work 72
this isn't over yet 34
this isn't about you 154
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't about money 38
this isn't working 202
this isn't right 330
this isn't 241
this isn't going to work 72
this isn't over yet 34
this isn't about you 154
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't about money 38
this isn't working 202