English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / This isn't real

This isn't real tradutor Turco

599 parallel translation
This island isn't real for you and me.
Bu ada bizim için gerçek olamaz.
But, you see, I only have one real arm. This one isn't mine.
Bir tanesi gerçek kolum.Diğeri benim değil.
Francesca, I know all of this isn't real.
Francesca, bunların gerçek olmadığını biliyorum.
Take this with you. It isn't real gold.
Bunu yanına al, gerçek altın değil ama..
This isn't the real Mexico, you know that.
Burası gerçek Meksika değil, bunu sen de biliyorsun.
Good thing this isn't a real raid.
Bunun gerçek saldırı olmaması iyi bir şey. Bazıları öldürülmek isteyebilirdi.
THIS ISN'T REAL FLESH.
Canını mı yaktım?
Oh, god, please, please, please... tell them, mr. District attorney, that this isn't real.
Tanrım, lütfen, lütfen, lütfen... söyle onlara, başsavcı bey, bunun gerçek olmadığını söyle.
I hope we see you then. Now this isn't just a word from the sponsor, it's simply a very good suggestion. It stands for real refreshment.
o zaman görüşmek dileğiyle şimdi bu sadece sponsorumuzun reklamı değil aynı zamanda çok iyi bir tavsiye sizi gerçekten serinletecektir bir sonraki buluşmamıza kadar Oasis'i deneyin var olan en yumuşak tadı
This isn't a real chain.
Gerçek zincir değil.
This one isn't real.
Bu gerçek değil ki.
Really, sir, don't mind me. This isn't the first time my head's been pulverised. And it's never done any real harm before.
- Hayır durun, bu ilk işkence çekmem değil.
This isn't real.
Bu, gerçek değil.
This isn't real, It's only wax.
Bu gerçek değil, sadece mum.
This is the real light, isn't it?
Bunlar hakiki ışık değil mi?
So, this is a real pain-in-the-ass way to meet, isn't it?
Tanışmak için çok can sıkıcı bir yöntem öyle değil mi?
So, this is a real pain-in-the-ass way to meet, isn't it?
Tanışmak için berbat bir yol öyle değil mi?
This is real, isn't it?
Bu gerçek, değil mi?
This isn't real.
O gerçek değil...
This isn't real leather, is it?
Bu gerçek deri değil, değil mi?
This isn't real.
Bu gerçek olamaz.
But this isn't real and we don't really kill people.
Bu gerçek değil ve aslında biz insanları öldürmeyiz.
This isn't real.
Bu gerçek değil.
Jules, you know honey, this isn't real.
Jules, biliyorsun gerçek, bu değil.
This isn't real.
Burası gerçek değil.
This isn't real!
Bu gerçek değil!
It means... that this isn't your real work.
Bu senin gerçek işin değil demek istiyorum.
Have you ever seen a watch like this? It's a real beauty, isn't it?
Hiç böyle bir saat gördün mü?
Well, this place isn't real conducive to horizontal dancing anyway.
Ayrıca burası uygun değil. Ama yine de dans için elverişli.
- This cage isn't real.
- Bu kafes gerçek değil.
But, apparently, this woman is for real, and this thing isn't just gonna go away.
Ama görünen o ki, bu kadın tam bir bela. Kendi kendine yok olmasını bekleyemezsin.
Even this show isn't real.
Bu program bile gerçek değil.
This whole subject of your work coming between us, isn't it just a pretext, when the real subject is her?
Bütün bu mesele işinin aramıza girmesi olayı sadece bir bahane değil mi? Asıl mesele o kadın değil mi?
Everyone knows this stuff isn't for real.
Bu güreşlerin gerçek olmadığını herkes bilir.
Yeah, that's what I said. This isn't a real class.
Ben hoppa değilim.
But this is real, isn't it?
Ama bu gerçek, değil mi?
This isn't the real world.
Burası gerçek dünya değil.
This isn't even a real job. What am I...?
Gerçek bir iş bile değil.
Oh, Lisa, this isn't real.
Oh, Lisa, bu gerçek değil ki.
This isn't a real phaser.
Bu gerçek bir fazer değil.
Unless, of course, this isn't a real phaser.
Tabii, bunun gerçek bir fazer olmadığı şartı yerine gelmediği müddetçe.
This isn't real, either.
Bu da gerçek değil.
Ma'am... what if this dark man we've been dreaming about isn't real?
Efendim... ya rüyamızda gördüğümüz adam gerçek değilse?
This isn't my real job, you know.
Bu benim asıl işim değil.
Ed, this isn't the real world!
Ed, bu gerçek dünya değil!
Ridiculous or not, Scott, for Charlie, this isn't some dream. It is real.
Saçma ya da değil, Charlie için bunlar rüya değil gerçek.
Are you saying this isn't real?
Bunun gerçek olmadığını mı söylüyorsun?
This story isn't real
Bu hikaye gerçek değil
Would you believe this isn't my real- -? Peggy!
Bunun benim gerçek şeyim olmadığına inanabiliyor musunuz?
This isn't real.
Bu gerçek değil!
We had a real chance to send a message to this country that Mississippi isn't a bunch of redneck racists.
Bu ülkeye, Mississippi'nin cahil ırkçılardan olmadığını göstermek için, harika bir fırsattı aslında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]