Till death us do part tradutor Turco
272 parallel translation
To love and to cherish till death us do part.
Ölüm bizi ayırana kadar sevip, sayacağım.
And between me and me money is a kind of understanding, like holy matrimony- - till death us do part.
Ve paramla benim aramda öyle bir ilişki var ki sanki ölüm bizi ayırana kadar kutsal bir evlilikle bağlanmışız.
To love and to cherish till death us do part.
Sevgi ve saygı sonsuza kadar olmalıdır.
To love, cherish, to obey, till death us do part.
birbirimize sevgi ve saygı göstereceğimize,
- "Till death us do part."
- Ölüm bizi ayırana dek. - Ölüm bizi ayırana dek.
For richer and for poorer... for better, for worse... in sickness and in health... to love and to cherish... till death us do part.
Gerek zenginlikte, gerek fakirlikte, gerek iyi günde, gerek kötü günde, gerek hastalıkta, gerek sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğim ve üstün tutacağım.
in sickness and in health, to love and to cherish... till death us do part. And thereto I pledge thee my troth.
Hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek seveceğime söz veriyorum.
Till death us do part. "
Ölüm bizi ayırana dek. "
- till death us do part.
- ÖIüm bizi ayırana kadar.
- Till death us do part.
- ÖIüm bizi ayırana kadar.
Till death do us part!
Ölüm bizi ayırana dek!
"Till death do us part"
"Ölüm bizi ayırıncaya kadar"
"Till death do us part". Divorce doesn't mean anything nowadays.
"Ölüm bizi ayırana dek." Boşanma anlamsız.
We said something about, "Till death do us part." Remember?
"Ölene dek..." gibi bir şeyler söyledik. Hatırlıyor musun?
To love and to cherish till death do... us do part.
Ölüm bizi ayırana kadar sevip, sayacağım.
We'll be very happy together, till death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar mutlu olacağız.
To have and to hold till death do us part.
Ölüm bizi ayırana dek yanında olmaya.
Till death do us part.
Ölüm bizi ayırana dek.
Really and truely "till death do us part".
Gerçekten ve resmen "Ölüm bizi ayırana kadar".
Now we really belong to each other "till death do us part."
Şimdi "Ölüm bizi ayırana dek" gerçekten birbirimize aitiz.
THE BUGLE AND ME, TILL DEATH DO US PART.
Adım Nan.
Till death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar.
I promised to love, honor, and obey him, till death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar onu sevmeye, onurlandırmaya ve itaat etmeye söz verdim.
- "Till death do us part."
- "Ölüm sizi ayırıncaya kadar." kısmı.
Till death do us part?
Ölüm bizi ayırana kadar mı?
Till death do us part - and I brought it on myself.
Ölüm bizi ayırana kadar. Kendim kaşındım.
- Till death do us part.
- Ölüm bizi ayırana kadar.
I, Oliver Barrett, take you, Jennifer Cavilleri, to be my wedded wife from this day forward to love and to cherish till death do us part.
Ben, Oliver Barrett, seni, Jennifer Cavilleri'yi, bugünden itibaren karım olarak alıyorum ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
I, Jennifer Cavilleri, take you, Oliver Barrett, as my wedded husband from this day forward, to love and to cherish till death do us part.
Ben, Jennifer Cavilleri, seni, Oliver Barrett'i, bugünden itibaren kocam olarak alıyorum, ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
And then, I heard him say : "Till death do us part."
Sonra "ölüm bizi ayırana dek" dediğini duydum.
Till death do us part, or thereabouts.
Ölüm bizi ayırana dek, ya da benzeri.
Till death do us part. "
Ölüm bizi ayırana dek. "
"Till death do us part"?
"Ölüm bizi ayırana kadar" mı?
"Till death do us part," Nick. You said it.
"Ölüm bizi ayırana kadar" Bunu sen söyledin, Nick.
- What about the "love, honor... and obey till death do us part" part?
- "Aşk, sevgi, itaat ölüm sizi ayırana kadar" taraflarına ne oldu?
Till death do us part.
- Ölüm bizi ayırana kadar. - Neden böyle söyledin?
and they say, "Till death do us part."
Ölüm bizi ayırana dek.
In sickness and in health till death do us part.
Hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana kadar.
- Till death do us part.
- Ve eşim olmana...
And protect you and our little pup till death do us part.
Seni ve küçük bebeğimizi koruyacağım, ölüm bizi ayırana kadar.
TILL DEATH DO US PART.
Ölüm bizi ayırıncaya kadar.
"TILL DEATH DO US PART."
"Ölüm bizi ayırana kadar."
"Till death do us part." Isn't that what you heard, Helen?
"Ölüm bizi ayırana kadar." Sana böyle demedim mi Helen?
Till death do us part.
Her zaman yanımdaydı. Ölüm bizi ayırana dek.
Used to be when people took the marriage vow, "till death do us part" meant just that.
Eskiden insanlar evlilik yemini ettiklerinde "ölüm bizi ayırana dek" aynen bu anlama gelirdi.
We said "till death do us part."
"Ölüm bizi ayırana kadar" demiştik.
I married till death do us part.
Ben "Ölüm bizi ayırıncaya kadar" evlendim.
"Till death do us part"?
"Ölüm bizi ayırana dek"?
To have and to hold... for better, for worse... for richer, for poorer... in sickness and in health... till death do us part.
Korumak ve kollamak için... iyi günde ve kötü günde... varlıkta ve yoklukta... hastalıkta ve sağlıkta... ölüm bizi ayırana dek.
"till death do us part."
"ölüm bizi ayırana dek."
"... in sickness and in health, till death do us part. "
"... hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana dek. "