Toe tradutor Turco
2,812 parallel translation
And now, without further ado, come on up here, fellas, and go toe to toe and foe to foe.
Hemen şimdi... Gelin beyler... Karşı karşıya, yüz yüze fotoğraf çekmece...
- A toe would be better.
- Ayak parmağı olsa daha iyi.
- No, I wouldn't recommend a toe.
- Hayır, bunu tavsiye etmem.
It'll be hard without a toe.
Ayak parmağın olmadan çok zor olur.
If we try to go toe-to-toe with these guys- -
Bu adamlarla böyle karşılaşırsak -
I'm supposed to promise, cross my heart, to, like, straighten up and fly right or toe the line or some other crap that I'm not gonna say?
"Düzene gireceğim, hizaya geleceğim, sorun çıkarmayacağım" gibisinden hayatta söylemeyeceğim cümleleri ağzıma alarak bir söz mü vermem gerekiyordu?
Wow, no, I did not know that, but you're severed toe necklace is super cute.
Hayır, bilmiyordum ama kopuk parmaklı kolyen çok şekermiş.
Just that I don't want to drink your blood every time I stub my toe.
Başım her sıkıştığında kanını emmek istemiyorum işte.
I made up a slide of what Curtis thought might be gout in Nikki Parkson's toe.
Curtis'in söylediği gut hastalığı için Nikki Parkson'un tırnağından örnek aldım.
He's got a family, lives in Nepean, likes to fly kites, sleeps on his left side and has fungus under his right big toe.
Ailesi var, Nepean'da yaşıyor, uçurtma uçurmayı seviyor sol tarafına dönüp uyuyor ve sağ ayak başparmağında mantar var.
God, I practically lost a toe out there.
Tanrım, neredeyse parmağımı yitiyordum.
And how about your lunch buckets and your steel toe workboots, they give you those?
Peki ya sefer taslarınız ve çelik uçlu iş botlarınız?
So you toe the line, and we'll get along just fine.
Demem o ki çizgiyi aşmazsan seninle iyi anlaşırız.
She is one piece from head to toe.
Tepeden tırnağa tek parça.
And this... this is a deep blue patent leather with a peep-toe.
Ve bu da mavi deri ve burnu açık.
Tate's really got you to toe the party line, hasn't he?
Tate'in sözünden çıkamıyorsun, değil mi?
They are covered from head to toe.
Çünkü tepeden tırnağa örtülü olurlar.
That's the tag from her toe. It was stuck to her shoe.
Onun baş parmağındaki etiketti.
I once treated a young woman who was the spitting image of my second wife... I mean, it was head to toe.
Genç kadınlar bu şekilde hareket edebilir
And I'll wiggle my toe or try and move my arms just to wake myself up, but it's like they don't want you to be awake.
Kendimi uyandırmak için ayak parmağımı omzumu oynatmaya çalışıyorum ama sanki uyanmanızı istemiyorlar.
You couldn't even get a T-Rex's toe through there.
Bundan T-Rex'in parmağını bile geçiremezsin.
Just a big toe, really, say, erm... 20 to 50 thou?
Just a big toe, gercekten, soyle, erm... 20 ye 50 bin?
And we knew you were coming well before you stepped a toe into Rome.
Sen daha Roma'ya ayak basmadan Roma yolunda olduğunu biliyorduk.
Sexual politics is a minefield through which we must proceed on tip-toe.
Cinsel politikalar parmak uçlarımızda ilerlememiz gereken bir mayın tarlası.
You dip your toe in the water. Pretty soon you're putting your foot in the water, pretty soon you're swimming, and you don't think you're changing,
Suya parmaklarını sokarsın, çok geçmeden suya ayağını sokarsın, bir bakmışsın ki yüzüyorsun, ama bir şeyin değişmediğini zannedersin.
They're firing everyone who won't toe the line.
Haddini bilmeyen herkesin görevine son veriyorlar.
- The camel toe looks great.
- Bu am yarığı harika oldu.
He walked by me and he told me I have a camel toe.
Yanıma yaklaştı ve sende am yarığı var dedi.
- He said I had a camel toe.
- Bende am yarığı varmış öyle dedi.
Do I have a camel toe on my head?
Kafamda am yarığı mı var?
Hi, my name's Kathy, and I have a camel toe.
Selam, benim adım Kathy ve bir am yarığım var.
And when they do finally decide to act on their sick urges, they invariably dip their toe in the water.
Ama sonunda bu iğrenç arzuları doğrultusunda hareket etmeye karar verdiklerinde önce ayak parmaklarını suya sokarlar.
Oh, Elaine. Clifford DeWitt lost his big toe to an infection.
Clifford DeWitt o büyük ayak baş parmağını enfeksiyona kaybetti.
No priors, not even a little toe over the line this guy. Any previous domestic trouble?
Ibrahim Ayim, Liberya'da doğmuş, buraya sekiz yıl önce babasıyla gelmiş.
Cariño, your toe... it moved.
- Parmağın...
I've stuck out a toe.
Ayak baş parmağımı dışarı çıkardım.
The toe plate was riveted in a crescent fashion.
Ucundaki metal parça hilal şeklinde tasarlanmış.
One shooting in Brooklyn... bartender ran down the street naked with a shotgun, fell and shot off his big toe.
Brooklyn'de biri vurulmuş. Bir barmen sokakta çıplak bir halde elinde tüfekle koşup ayak başparmağını uçurmuş.
She played tic-tac-toe in all the squares.
Karelerin içinde üç taş oynamış.
You know, I got insight into some of my mother issues working on her big toe!
Başparmağıyla uğraşırken bazı anne sorunlarımın iç yüzünü anladım.
- One man can't make a difference With a tag on his toe.
Ölü bir adam fark yaratamaz.
She makes me wanna lick a guy from head to toe.
Onu düşündükçe, bir erkeği baştan ayağa yalamak istiyorum.
His junk will shrink like a toe in a tub.
Cinsel organı, aynı banyodaki ayak parmakları gibi büzülecek.
She changed everything from head to toe and even got a vaginoplasty.
Baştan ayağa her şeyini değiştirmiş vajinoplasti dâhil.
Toe-to-toe.
Dişe diş.
All the intensely exciting, toe-curling potential... Benefits.
Tüm o heyecanlı, iç gıdıklayıcı faydaları.
OK, let's do this head to toe.
Böyle uzunlamasına yapalım.
Syrio says a water dancer can stand on one toe for hours.
Syrio bir su dansçısının saatlerce tek bir ayak parmağı üzerinde durabileceğini söylüyor.
or they're doing this or doing that, there's this assumption by a lot of people that want to toe the Gandhi line that, "Oh, they're just not thinking about it."
veya onlar bunu veya onu yapmayacak Gandhi çizgisini takip edenlerde genelde bu varsayım var, "Aa, onlar sadece bunun üzerinde düşünmüyor"
Maybe when we're through here, you can explain how to play tic-tac-toe.
Belki işin içine girince Tic-tac-toe nasıl oynanır açıklarsın.
But Naples... is your elegant calf... your exquisite ankle... your heel... your sole... and your most delicious toe.
Fakat Napoli ise zarif baldırın enfes bileğin topuğun tabanın ve en lezzetli parmağın.