English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Tombstone

Tombstone tradutor Turco

489 parallel translation
So that wherever you are, I will be too and on your final hour, in front of your tombstone, I will seat on your grave
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
So that wherever you are, I will be too and on your final hour, in front of your tombstone, I will seat on your grave.
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
I'd like to have a "Mrs." on my tombstone.
Mezar taşımda "Hanım" yazmasını istiyorum.
He ain't got as big a name as his pa, but he cleaned up Tombstone.
Belki babası kadar meşhur değil ama Tombstone'u toparlayıp düzene soktu.
Well, folks say that now Stubbs'forehead... is holdin'up the prettiest tombstone in Green Lawn Cemetery.
Green Lawn mezarlığındaki en güzel mezartaşının Stubbs'ın başucunda duran mezartaşı olduğu söylenir.
I can see now how you cleaned up Tombstone.
Tombstone'u nasıl temizlediğini şimdi anlayabiliyorum.
My pa had these on that day down in Tombstone... but he got shot in the back.
Babam Tombstone'dayken üzerinde bunları taşıyordu sırtından vurulduğunda!
A grave in an unconsecrated ground a number on his tombstone such as convicts wear in life.
Kutsanmamış bir kabirde, numaralı mahkum damgasını yemiş.
- Just over the rise, big town... -... called Tombstone.
Şurada görünen büyük kasaba, Tombstone.
- Tombstone?
- Tombstone?
Wide awake, wide-open town, Tombstone.
Hareketli bir kasabadır Tombstone.
Tombstone.
Tombstone.
Marshaling?
Şeriflik mi? Tombstone'da mı?
- Shakespeare in Tombstone.
Shakespeare Tombstone'da!
Tombstone, folks.
Tombstone, millet!
Church bells in Tombstone.
Tombstone'da kilise çanları!
Now, folks, I hereby declare the first church of Tombstone... which ain't got no name yet, nor no preacher either... officially dedicated.
Şimdi de dostlarım, Tombstone Kasabası'nın henüz bir adı ve hatta bir vaizi bile olmayan, ilk kilisesinin kuruluşunu sizlerin önünde, resmen ilan ediyorum.
Clem, I told you last night to leave Tombstone and go back East.
Bak Clem, sana dün gece Tombstone'dan ayrılmanı ve doğuya gitmeni söylemiştim.
You're coming back to Tombstone with me, Doc.
Şimdi, benimle birlikte Tombstone'a döneceksin Doc.
Shot down on the streets of Tombstone.
Tombstone sokaklarında vuruldu.
Walter "Slim" Mitty, the most feared man west of the Pecos... rode into Tombstone Gulch.
Walter "Slim" Mitty, Batının en korkulan adamı... Tombstone Gulch kasabasına vardı.
'Tombstone, we'll keep going.'
Vaz geçmek yok, Tombstone, devam et.
- Where in down South West?
Teksas'ta. "Tombstone" nun olduğu yerde.
- Texas, wherever Tombstone is
Neyse, Tombstone'nun yakınında işte.
Anywhere there is Tombstone
Ne geveliyorsun be sen?
A big name, right on his tombstone.
Mezar taşı için büyük bir isim.
This is not Deadwood or Tombstone.
Burası Deadwood veya Tombstone değil.
Tombstone, Arizona?
Tombstone, Arizona?
I'll take the tombstone if it's really mine.
Gerçekten benimse alırım mezar taşımı.
And her, running around sobbing, asking if we'll pick out a tombstone.
Ve kadın, bir mezar taşı seçer misiniz diyerek ağlayarak etrafta koşuşturuyor.
That's what they're going to write on your tombstone.
İşte senin mezar taşında yazacak olan şey bu.
Like a great marble tombstone, he is, afloat.
Denizdeki büyük mermer bir mezar taşı gibidir.
Why do you think I came to Tombstone with you?
Seninle neden Tombstone'a geldim sanıyorsun?
It's my hunch they headed for Tombstone.
Bence Tombstone'a gittiler.
Isn't your brother Virgil a marshal at Tombstone?
Kardesin Virgil Tombstone'da serif degil mi?
I swear to you, Laura, I'm through after Tombstone.
Yemin ediyorum Laura. Tombstone'dan sonra bitecek.
I must go to Tombstone.
Tombstone'a gitmeliyim.
Clean up Tombstone.
Tombstone'u yola getir.
There's 100 more Tombstones on the frontier, all waiting for the great Wyatt Earp.
Sinir boyunca 100 tane daha Tombstone var. Hepsi muhtesem Wyatt Earp'ü bekliyor.
He broke his vow and rode away to Tombstone
Wyatt sözünden döndü ve Tombstone'a gitti
Tombstone.
Tombstone'a dogru.
Tombstone, huh?
Tombstone'a ha.
But he can only ship them out of Tombstone, and he can't do that while we control the city.
Nakliyeyi yalnizca Tombstone'dan yapabilir. Ama sehrin kontrolü bizdeyken yapamaz.
We can't keep him out of Tombstone forever.
Onu sonsuza dek sehrin disinda tutamayiz.
What about the people of Tombstone?
Halk bu ise ne diyor?
He promises no trouble if you let him ship his cattle out of Tombstone.
Sigirlari Tombstone'dan götürebilirse bela çikarmayacak.
- I hear you're leaving Tombstone.
- Tombstone'dan gidiyormussun.
Some of my friends in Tombstone might begin to worry if I'm not back soon.
Geri dönmezsem Tombstone'daki dostlarim beni merak ederler.
We have now passed another tombstone along television's highway to culture.
Şu anda televizyon otoyolundan kültüre bir başka mezar taşını geçtik.
Pull up a tombstone.
Bir mezar taşı çekin.
Tombstone is grateful to you for a wonderful performance.
Hip, hip, hooray! Tombstone Kasabası muhteşem performansınızı asla unutmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]