Tootie tradutor Turco
100 parallel translation
Where's Tootie?
Tootie nerede?
- Did Tootie come home with you?
- Eve seninle gelmedi mi?
- No one, Tootie.
- Kimse, Tootie.
Tootie, remind me to spank you right after dinner.
Tootie, yemekten hemen sonra hatırlat, seni pataklayayım.
You finished already, Tootie?
Çabucak bitirdin mi, Tootie?
Tootie, did you know a long-distance phone call was coming to this house?
Tootie, bu eve bir şehirlerarası telefon geleceğini biliyor muydun?
Tootie and Agnes!
Tootie ve Agnes!
- Tootie sings quite well for a child.
- Tootie çok güzel şarkı söyler.
Go on, Tootie.
Haydi, Tootie.
- That'll be a caution, won't it, Tootie?
- Bir uyarı olacak, değil mi, Tootie?
- That's Tootie.
- Tootie.
Look at Tootie!
Tootie'ye bakın!
You stay here, Tootie.
Sen burada kal, Tootie.
No, no, Tootie, you stay here.
Hayır, hayır, Tootie, sen burada kal.
- Yeah, let Tootie take them! - No!
- Evet, bırak Tootie halletsin!
Tootie takes the Braukoffs.
Tootie, Braukoffları halledecek.
Tootie!
Tootie!
- What's the matter, Tootie?
- Ne oldu, Tootie?
- Tootie, can't you talk?
- Tootie, konuşsana!
Tootie killed the Braukoffs single-handed.
Tootie, Braukoffları tek eliyle öldürdü.
Tootie's the most horrible!
Tootie en korkunç hayalet!
Tootie Smith, you're free.
Tootie Smith, özgürsün.
Oh, give my regards to Tootie.
Tootie'ye selamlarımı söyleyin.
- Oh, Rose, I think that's the most exciting... - Tootie.
Rose, bence bu en heyecanlı...
- Where is she?
- Tootie. - Nerede?
- Yes, it's Tootie!
- Evet, Tootie!
- I heard Tootie.
- Tootie'yi duydum.
Oh, my Tootie!
Ah, Tootie'ciğim!
Tootie Smith, that's a monstrous falsehood.
Tootie Smith, bu korkunç bir yalan.
Well, Tootie, what is it this time?
Pekala, Tootie, bu sefer ne oldu?
- Come on, Tootie, let the doctor see it.
- Haydi, Tootie, bırak doktor görsün.
It... It's hair, and I don't think it's Tootie's.
Bir saç ve Tootie'nin saçı olduğunu sanmıyorum.
Tootie, I saw the whole thing!
Tootie, her şeyi gördüm!
Tootie, how did you get that lip?
Tootie, dudağın nasıl o hale geldi?
How's Tootie?
Tootie nasıl?
Oh, Tootie...
Tootie...
- You can have the candy flower, Tootie.
- Çiçeği sen alabilirsin, Tootie.
Tootie, you bad girl.
Tootie, seni yaramaz.
Tootie?
Tootie?
Tootie.
Tootie.
- What's wrong with Tootie?
- Tootie'nin nesi var?
Tootie, where are you?
Tootie, neredesin?
Tootie, darling, don't cry.
Tootie, hayatım, ağlama.
But the main thing, Tootie, is, we're all going to be together just like we've always been.
Ama esas önemlisi, hepimizin bir arada olacak olması, her zaman olduğu gibi.
- Oh, look at Tootie.
- Tootie'ye bakın.
All right, Tootie.
Pekala, Tootie.
- You tell him, Tootie.
- Sen söyle, Tootie.
- Oh, Tootie.
- Tootie.
Thank you. My good friend, Tootie, over here.
Oradaki, iyi arkadaşım, Tony.
'And that's how I cured all disease, ended war... and reunited the entire cast ofTV's Facts of Life... including longtime holdout Tootie.'
İşte, tüm hastalıklara çare bulmamın, savaşları sona erdirmemin ve ve tv`de uzun süredir yayınlanan Tootie ile Hayatın Gerçekleri programlarını birleştirme sebebim budur. "
Tootie! [Scorsese] Sweet ness and innocence will prevail, but with the explosion ofa child's pain and rage... unexpected shadows were suddenly caston this nostalgic period piece.
Güzellik ve saflık galip gelecek ancak bir çocuğun duyduğu acı ve öfkeyle bu nostaljik dönemin üzerine beklenmedik gölgeler çökecekti.