Top drawer tradutor Turco
324 parallel translation
She always hides important things in the top drawer of her dresser.
Önemli şeyleri hep komodininin üst çekmecesinde saklar.
I put'em in the top drawer here where they're always put, but there's never a one of'em.
Onları her zaman koyduğum yere, üst çekmeceye koydum ama orada yoklar.
Colin, for instance, may seem a little grumpy at first but he's top drawer.
Örneğin Colin, ilk bakışta başta biraz somurtkan sanırsınız bu erkekler için krem...
Your handkerchiefs are always in your top drawer.
Mendillerin üst çekmecende.
- lt's in the top drawer of her dresser.
- Üst çekmecede.
The rest of the jewelry's in the top drawer.
- Gerisi çekmecede.
Edwina, my spare glasses are in the top drawer of the desk.
Edwina, gözlüklerim masanın üst çekmecesinde.
Pidge, my pills. Top drawer of the bureau. I'll get'em.
Pidge, haplarım, yazı masasının üst çekmecesinde.
- Top drawer of the trunk.
- Şifoniyerin üst çekmecesinde.
- Top drawer?
- En iyi çizer?
It was just resting here in the top drawer all the time.
Hep tam burada üst çekmecede durup duruyordu.
- The right-hand top drawer.
- Sağ üst çekmece.
- I'm looking in the right-hand top drawer.
- Sağ üst çekmeceye bakıyorum.
Susan is out of your reach, she's way up in the top drawer.
Susan'a ulaşamazsın, o senin sınıfından değil.
Top drawer, highboy.
- Üst çekmecede.
- Top drawer, over there.
- Oradaki üst çekmecede.
Top drawer right.
En üstte sağdaki çekmecede.
In the top drawer.
Üst çekmecedeydi.
My wallet is in the top drawer.
Cüzdanım üst çekmecede.
Your gun is in the top drawer.
Silahını çekmeceye koydum.
The top drawer was opened first.
İlk olarak üst çekmece açıldı.
Top drawer of your desk.
Masanın en üst çekmecesinde.
A badge, Sara, in the top drawer, and he'll need a key to the gun rack.
Rozet Sara, üst çekmecede, ve silah askısındaki anahtar da gerekli olacak.
Top drawer, left side.
Soldaki üst çekmeceye.
You're so low... you make white trash look positively top drawer.
O kadar aşağılıksınız ki... ikinci sınıf insanlar bile sizin yanınızda soylu kalır.
I left the receipt in the top drawer in your underwear :
Üst çekmecedeki iç çamaşırının arasına makbuz bıraktım.
It'll be like living in the top drawer of a glass box.
Camdan bir kutunun üst çekmecesinde yaşamak gibi bir şey.
I left y'all some Tootsie Rolls in the top drawer, Mommy, in the bedroom!
Anne, yatak odasında, üst çekmecede hepinize biraz Tootsie Rolls bıraktım.
I keep my straw in the top drawer, honey, right behind you.
Pipetimi çekmecenin en üst gözüne koyuyorum hayatım. Tam arkanda.
Right behind, top drawer.
Tam arkanda, en üst göz.
In the top drawer of the dresser.
En üst çekmeceye.
The top drawer of the dresser.
En üst çekmecede.
The small one's to the top drawer in my desk.
Bu küçük olan da masamdaki en üst çekmecenin anahtarı.
In the top drawer of my desk.
Masamın üst çekmecesinde.
In the top drawer.
Üst çekmecede.
I want you to know I saw'Holly Does Hollywood "... and I think your acting is top drawer.
Hollywood'u beceren Holly'yi gördüğümü bilmeni isterim. Rol kabiliyetin bir numara.
You'll go right from the garage you'll walk back and look in the top drawer, "Nope not back yet."
Üst çekmeceye açarsınız, yok, daha dönmemiş.
- Top drawer, next to the sink.
- Lavabonun yakında, en üst çekmece.
- In the top drawer.
- Üst çekmecede.
Top right-hand drawer.
Sağ üst çekmecede.
- You'll find it in the top right-hand drawer.
- Sağ taraf üst çekmecede.
They're in the top left-hand drawer, aren't they?
Evet, sol üst çekmecedeler, değil mi?
Top drawer.
Üst çekmecede.
You'll find them in the top left-hand drawer.
Onları sol üst çekmecede bulabilirsiniz.
When Mr Mellish pulls the drawer out, a weight has to be lifted on top of the desk which exercises his arms and his back muscles.
Bay Mellish çekmeceyi çektiğinde masadan bir ağırlığın kaldırılması..... gerekiyor. Bu da kolları ve sırt kaslarını çalıştırıyor.
But my underpants have always been in the second drawer, on the left, buttons on top.
Ama külotum hep ikinci çekmecede dururdu ; solda, düğmeleri üstte.
This is one of my... A1, first-rate, top-drawer jobs.
Bu benim en iyi, en prestijli işlerimden biri.
- In the top left-hand drawer.
- Sol üst çekmecede.
If she's Aaron Jastrow's niece, she's probably top-drawer and brilliant.
Eğer, Aaron Jastrow'un yeğeniyse muhtemelen yazardır ve çok zekidir.
- Top drawer.
- Üstün kalite.
I've got a whole new set of priorities... and staying out of stir and out of the morgue drawer... are top on my list. A memory.
Kaynak, Benim Önceliğim ;