English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Tradecraft

Tradecraft tradutor Turco

65 parallel translation
We used classic tradecraft and he's dead.
Klasik hilemizi kullandık ve o öldü.
Tradecraft.
Tatildeyim.
The next day, we started his tradecraft.
Ertesi günü artık eğitimine başladık.
- It's terrible tradecraft.
- Bu çok saçma bir iş.
Guys with trigger time, skill sets, real tradecraft, like look like a cab driver.
Silahtan anlayan, yetenekli, işini bilen adamlar, taksiciye benziyorlar.
Tradecraft 101.
- Ders 101.
Use your tradecraft well, particularly the use of black propaganda and the ingredient known as playback.
İstihbârat açısından müzakere yeteneğini, özellikle kötüleme propagandası kullanımı ve yeniden ses üretimi olarak bilinen unsuru gayet yerinde kullan.
Bad tradecraft.
Casusluk açısından amatörce.
That's not tradecraft.
Bu meslek hüneri değil.
It's called tradecraft.
Buna meslek becerisi deniyor.
Is that tradecraft, Michael?
Bu bir taktik mi, Michael?
Leaving notes Is bad tradecraft.
Not bırakmak iyi değildir.
It's good tradecraft.
İyi işti.
What's tradecraft?
Ne iyi işti?
Whoever made those calls knows their telecom tradecraft.
Bu mesajı her kim çektiyse, telefon işinden anlıyor olmalı.
Anyone with a little tradecraft Knows spilling a drink on yourself
Bütün pazarlıkçılar, üzerine içki dökmenin masayı terk etmek için geçerli bir sebep olduğunu bilir.
Yeah, it's called tradecraft, genius.
Evet, buna ticaret becerisi deniyor zeki şey.
His tradecraft is good.
Casusluk yeteneği oldukça iyi.
Tradecraft is a dying art.
Casusluk, artık yok olmakta olan bir sanat.
Solid tradecraft.
Sağlam bir casustu.
You had the most natural tradecraft instincts Of anyone I've ever seen.
Hayatımda gördüğüm herkesten daha iyi pazarlık yapma yeteneğin var.
She doesn't rank with you in tradecraft,
Seninle aynı eğitim ve yeteneklere sahip değil.
Now I know computers, languages, tradecraft.
Şimdiyse bilgisayar kullanabiliyorum, diller biliyorum, eğitim aldım.
It's bad tradecraft.
Bu çok tehlikeli.
After I give him a crash course in tradecraft and before I rip him a new one.
Ona güzel iş incelikleri dersi verdikten sonra onu yepyeni yapacağım.
I must admit that Nikita demonstrated some very skillful tradecraft when she managed to disarm it.
Nikita'nın o bombayı etkisiz hale getirişindeki yaptığı ince işçiliğe hayran kaldığımı kabul etmem gerek.
What the tradecraft for setting a meeting with Walker?
Walker'la nasıl buluşuyorsunuz?
What's the tradecraft for setting a meeting with Walker?
Walker'la nasıl buluşuyorsunuz?
You want family ties, financial networks media sources, disgruntled employees, imminent threats, homeland plots, foreign sales, health status, financial resources, tradecraft, recruiting tactics, anything else?
Aile bağlarını, finansal ağları, medya kaynaklarını, huysuz işçileri yakın zamandaki saldırıları, anavatan üzerindeki komploları, yabancı satışları sağlık durumunu, finansal kaynakları, operasyon metodlarını askeri stratejileri istiyorsun. Başka bir şey?
I'm sorry but that's not normal guy behaviour, that's tradecraft.
Pardon da bu normal bir adamın davranışı değil. Operasyon taktiği belirliyorlar.
Real tradecraft.
Gerçek bir metod.
I'd also like to add that Annie's tradecraft was nothing short of remarkable.
Şunu da eklemek isterim ki Annie'nin yeteneği hiç göz ardı edilecek türden değil.
Make contact with the subject, engage their attention, and escalate their interest. It's tradecraft 101.
Kişiyle temas kur, dikkatlerini dağıt ve ilgilerini çek, Tradecraft 101 eğitimi.
He's in L.A., and he's moving quickly enough to let his tradecraft slip.
Los Angeles'ta ve göze batmayı riske alacak kadar hızlı hareket ediyor. Neden?
Well, first it was your tradecraft.
İlk olarak davranışların.
This is tradecraft.
Casus işi bu.
Tradecraft as in spies?
Ajanlık gibi bir casus işi mi?
The trick to making someone look like a spy is to strike just the right balance between tradecraft that's good enough to be convincing but bad enough to be detected.
Birisini ajan olarak göstermenin sırrı yeteri kadar ikna edici, ama aynı zamanda yakalanacak kadar kötü olan casusluk metotlarının arasındaki dengeyi tutturmaktan geçer.
Remember your tradecraft and you'll be fine.
Komisyonculuğunu unutmazsan iyi olursun.
I'll give you information about my missions, about my tradecraft, but nothing about the people I work with...
Sana casusluk yöntemlerimle ve görevlerimle ilgili bilgi vereceğim ama çalıştığım insanlarla ilgili hiçbir şey söyleyemem.
I'll give you information about my missions, about my tradecraft, but nothing about the people I work with...
Sana casusluk yöntemlerimle ve görevlerimle ilgili bilgi vereceğim Ama çalıştığım insanlarla ilgili hiçbir şey söyleyemem.
Employees with access, communications, tradecraft... compromise could have come from anywhere... a tiny mistake from any of them.
Erişimi olan çalışanların, haberleşmeleri, operasyon yöntemi herhangi bir yerden gelmiş olabilecek bilgileri bunlardan herhangi birinde küçük bir hata olabilir.
No, the tradecraft was good.
Hayır, operasyon yöntemi iyiydi.
One is poor tradecraft.
Birisi casusluk yetenekleri.
Sandy and Louisa, you will investigate tradecraft.
Sandy ve Louisa, siz casusluk yeteneklerini soruşturacaksınız.
Tradecraft.
Casusluk yetenekleri.
Louisa and I cross-referenced all methods of tradecraft by every single one of our assets.
Louisa ve ben muhbirlerimizin her birinin tüm casusluk yeteneklerini çapraz referansla ilişkilendirdik.
And we're gonna... pack up the entire place... every file, every bit of tradecraft, every lamp, every couch, every damn table and ship it back to Langley.
Her yeri, her dosyayı, casusluk yeteneklerimizin hepsini her ampulü, her kanepeyi, her lanet olası masayı toparlayacak ve Langley'e geri göndereceğiz.
Tradecraft, as he calls it.
Dediğine göre casusluk yöntemleri.
Not for nothing, but this is a building full of lawyers who'd have no problem making that look an awful lot to a jury like tradecraft from a dark-skinned young man.
Bu durumu jüriye koyu tenli genç bir adam casusluk yapıyormuş gibi gösterebilecek avukatlarla dolu bir binadayız.
Slipping on your tradecraft, pal.
Körelmişsin, dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]