Trousers tradutor Turco
1,470 parallel translation
Let's get your trousers off, then see how irresistible...
Pantolonunu çıkartalım ve ne kadar çekici olduğunu görelim.
- What goes down in the trousers?
- Pantolonunun içinde ne var?
Oi! Trousers, keep it'andy.
Uzağa bırakmayın.
Keep your trousers tucked in your boots.
Pantolon paçalarını botlarının içinde tut.
Just gonna cut your trousers
Pantalonunu kesmem gerekecek.
You're wearing trousers, madam?
Bayan pantolon mu giyiyor?
The girl in the trousers!
- Oh! Pantolonlu kız mı?
I wet my trousers no less than four times a day!
O kadar gerginim ki, pantolonumu günde dört kez değiştiriyorum!
- Long trousers.
- Uzun pantolon.
Long trousers.
Uzun pantolon.
Long trousers are worth the effort!
Uzun pantolon bu çabaya değer!
I'm dying for those trousers!
Bir pantolon için ölüyorum!
David Silberstein, has won... a pair of long trousers!
David Silberstein, ayrıca... bir uzun pantolon kazandı!
Let me get your trousers off.
Pantolonunu çıkarayım.
She says she's gonna take me out to buy some new trousers.
Bana yeni pantolon almaya gideceğimizi söyledi.
You're wearing trousers?
Kumaş pantalon mu giyiyorsun?
And I think he needs some fresh trousers.
Ve sanırım yeni bir pantolona ihtiyacı var.
I'm unzipping when his mother comes back in and he jumps up and puts it back in his trousers.
Tam fermuarımı indirirken annesi içeri girdi bizimki hemen zıplayıp pantalonunun içine tıktı.
And catch Jerry with his trousers down!
Ve Jerry'i pantolonsuz yakala!
I'm not keen on the Drej catching me with my trousers down.
Drej meraklısı değilim Gelin bizi yakalayın diyecek halimiz yok.
- What's that sticking'out the back of your trousers? Down there at the back. It's quite a bulge. ( laughs )
Hala sosyetede parlayabilirsin Virginia.
It's Nick's trousers.
Nick'in pantalonu.
Just putting on my trousers.
Pantolonumu giyiyorum.
Don't tell me, you've come to read my trousers.
Sakın söyleme. Pantolonumu okumaya mı geldin?
You're solid as a bone, straining your trousers.
Sertsin. Pantolon sıkıştırıyor.
There's a gun in your trousers.
Pantalonunda bir silah var.
- What's a gun doing in your trousers?
- Pantalonunda silahin ne isi var?
What we're saying is, that piece of shit stuck in your trousers would do more damage if you fed it to him.
Demek istedigim, su pantalonuna sIkIsmIs olan sey eger kullanirsan daha tehlikeli olabilir.
I've got a machete on the back seat... a chopper on the passenger seat and this old Beretta tucked in me trousers.
Arka koltukta büyük bir bıçağım var yolcu koltuğunda bir balta ve pantolonuma sıkıştırdığım eski Beretta.
- Even the Mongolian pony skin trousers and the... - Now!
- Hatta Moğol midillisi derisinden pantolonu ve...
But stealing trousers from your father... and getting them altered for yourself is just plain wrong.
Ama babanın pantolonunu çalmak.. ve onları kendine göre değiştirmek, tamamen yanlış!
Then again, it goes so well with the trousers.
- Ama pantolonla da çok uyumluydu.
My red trousers and the yellow shirt to meet Champakali!
Bu kırmızı pantolon ve sarı gömlek Champakali de iyi gider!
The bloody thief has made away with my new trousers and shirt!
Bu hırsız bunu, pantolonumu ve gömleğimi çıkarınca yaptı!
My wallet was lying in my trousers! She stole that too!
Cüzdanımı pantolonu mu çaldı!
The same red trousers and yellow shirt.
Aynı kırmızı pantolon ve sarı gömlek.
She has fled with my trousers and my shirt!
Pantolonum ve gömleğimle kaçtı!
Maybe you'll be able to afford decent trousers, but not the arse in those trousers.
Belkide kendine dogru bir pantolon almaya durumun yeter... ama pantolundaki göte durumun yetmez.
- Zhang Jun, your trousers?
- Zhang Jun, pantolonun?
He slashed girls'trousers with a razor
Jiletle kızların pantolonlarına yırtmaç yapıyordu.
- Your trousers, Zhang Jun
- Pantolonlarınız, Zhang Jun.
- What are those trousers?
- Bu pantolon da ne böyle?
Bellbottom trousers
İspanyol paça pantolon.
People can work in those trousers?
Bu pantolonların içinde çalışılabiliyor mu?
It gave people a bit of a shock when you walked down the street With "hate and war" on your shir. Like trousers, like brain.
Tabi üzerinde "nefret et ve savaş" yazan bir gömlekle sokaktan geçtiğinizde insanlar için biraz şok edici oluyor.
He looks like his trousers.
Suratı pantolonuna benzemiş!
He was, um, sucking his trousers and laughing!
Pantolonunu emiyor ve gülüyordu.
Some ash fell, I'm just wiping it into my trousers.
Küller döküldü onları temizliyorum.
Bleeding shirt, trousers...
Çirkin bir gömlek. Pantolon.
My advice is to get them off right after your shoes, and before your trousers.
Benim tavsiyem, ayakkabılarından hemen sonra, pantolonundan ise..... önce çıkarmandır.
Trousers.
Bol.