Twizzlers tradutor Turco
63 parallel translation
Razzles, Skittles, Whatchamcallit, Twizzlers?
Razzle, Skittle, Whatchamacalits ya da Twizzler?
Well, I know about your fondness for Twizzlers, how you can't stand it when people talk at the previews, how you like to argue to win, and how you pick your cuticles when you're nervous.
Evet, Twizzler'e düşkün olduğunu biliyorum, Geçmişten bahseden insanlara katlanamadığını biliyorum, Tartışmayı kazanmayı sevdiğini,
He brought Twizzlers.
Twizzlers getirmiş.
We got comic books... and Twizzlers.
Çizgi roman ve şeker var.
Twizzlers and...
Çubuk şeker ve...
Red Vines or Twizzlers?
Red Vines mı, Twizzlers çikolatası mı?
Twizzlers, of course.
Twizzlers, tabii ki.
- Sonya likes Twizzlers.
- Sonya, Twizzlers seviyormuş. - Öyle mi?
and a lifetime supply of Twizzlers and popcorn if that's her choice.
Ya da seçimi bu olursa, birkaç kedi alıp, hayat boyu çikolata ve patlamış mısırla yaşayabilir.
Mr. Simpson, I brought those Twizzlers you asked for.
Bay Simpson, istediğiniz şu lolipopları getirdim.
Warheads a dollar, Twizzlers a dollar.
Warheads'$ 1, Twizzlers'$ 1.
AND WE ARE STUPID WITH TWIZZLERS.
Bir ton da Twizzler aldım.
Twizzlers, you got about five, - four and three quarters, you pick.
Twizzlers.. 4 buçuk 5 tane falan var..
- Yeah, I'll take the Twizzlers.
Evet, ben Twizzlersları alacağım.
No, I meant besides the Twizzlers.
Hayır, ben onların haricinde ne istediğini sormuştum.
Get in your right lane for 295. And pass me the Twizzlers.
295 için sağdaki dar yola gir, ve bana twizzler ver.
I made home-made twizzlers!
Ev yapımı lastik şeker yaptım!
twizzlers. Some tampons.
Yumiyum var, tampon var.
Ooh, it looks like the grilled Twizzlers are ready.
Izgaradaki şekerlemeler pişmişe benziyor.
I've done what you've asked. A case of Dr. Pep-er and Cherry Twizzlers. Who are you gonna give this to?
Dediklerinizi yaptım Bir kasa Dr. Pepper ve vişneli jelibon Bunları kime vereceksiniz?
The Duane Reade across the street, where I went in to buy her Twizzlers and a Diet Coke, that's still there.
Ona şeker ve diyet kola almaya gittiğim Duane Reade sokağın karşısındaydı. Hâlâ da orada.
Oh, twizzlers.
Vay Twizzlers.
They have Twizzlers instead of Red Vines.
Orada Red Vines yerine Twizzlers var.
well... he didn't actually write any of it... he just uh... let me guess - you wrote the joke and cartman just laid on the couch eating twizzlers.
Aslında, hiçbir yerini yazmadı. O sadece... Dur tahmin edeyim.
And a pack of Twizzlers.
Bir paket de Yumiyum.
Sweet n'sour filled twizzlers.
Keman çalmak, keman çalmak.
You know what? Grab me some twizzlers.
İyi, o hâlde bana biraz şeker al.
Oh, you know what? I'm more of a... Twizzlers gal myself, but thanks.
Ya aslında ben daha çok şekerciyimdir, ama yine de teşekkürler.
When I was a kid, we didn't do twizzlers or nuggets.
Biz çocukken, jelibon veya nugat gibi şeyler yoktu.
Oh, and throw in some Twizzlers.
Birkaç tane de Twizzlers verin.
Decaf ice tea, easy ice, sprig of fresh mint and two and half twizzlers each.
Kafeinsiz buzlu çay, buz küpü, taze nane yaprağı ve her birinde iki buçuk meyan kökü var.
- I ate your Twizzlers.
- Senin Twizzlerlarını yedim.
One, put Twizzlers on the candy table, and two, cancel the party because you invited my parents, and they can't be in the same room together.
Birincisi, ikram masasının üzerine Twizzlers * koy... ve ikincisi partiyi iptal et çünkü anne-babamı çağırdın ve onlar birlikte, aynı odada bulunamazlar.
No to canceling the party, and no to Twizzlers.
Partiyi iptal etmek yok ve Twizzlers da yok.
We're a Twizzlers family.
Biz Twizzlers ailesiyiz.
You know... when I first met my husband, Jason... we were at this party, and he, um... and he said he wanted to dance with a girl who had twizzlers for hair.
Bilirsin... Kocamla ilk tanıştığımda, Jason... Partideydik ve o saçları kıvır kıvır olan bir kızla dans etmek istediğini söyledi.
Okay, why are you throwing twizzlers at my head?
Neden kafama şekerleme atıyorsun?
Twizzlers... you like those.
- Uzun şekerleme. Sen bunu seversin.
Look, I see one probably out-of-work actor in hoodie.'The only thing they'about it is the tiny hipster phone-crew, off-screen, laughing, leaving twizzlers.
Bak, muhtemelen kapşon giymiş işsiz bir aktör. Onlar dediğin şey hippi çekim ekibi, perde-dışı, gülmece falan...
Yeah, do you have any Twizzlers?
Sizde hiç Twizzler var mı?
Or... twizzlers.
Çikolata da koyabilirsin.
Twizzlers, not Red Vines.
Twizzlers, Red Vines degil.
Leave the twizzlers.
- Şekerleri bırak.
Some Twizzlers. Unless you're talking about my pencil case.
Kalemliğimi mi merak ettin yoksa?
I thought it was pretty cool that your old man drove across the bay just to bring you a box of twizzlers.
Koyun karşısına kadar arabayla sana bir kutu Twizzlers getiren adamın süper bir baba olduğunu düşünüyordum.
Yeah. You mean like Twizzlers and things? Mmm-hmm.
Twizzler'ı falan mı kastediyorsun?
Tortilla chips, beef jerky, pretzels, peanuts, Milk Duds, Twizzlers.
Lavaş ekmeği, dana jambon, kraker, fıstık, şekerlemeler. Tamamdır.
He doesn't even eat well, I saw him at the candy thing he... he was getting Twizzlers.
Doğru dürüst yemek yemedi, elinde şekerle gördüm onu, Twizzlers yiyordu.
[Chuckles] I was just about to finalize... getting us all some twizzlers.
- Ben de tam... - Bize şekerleme almak üzereydin.
There were no twizzlers.
- Şekerleme falan yoktu.
actually it was potato chips.
Sen yazdın, Cartman da kanepede uzanıp, twizzlers yedi. Aslında, patates cipsi yedi.