Ubient tradutor Turco
38 parallel translation
I mean, the CEO of Ubient Software is supposed to be some kind of double agent from the future?
Demek istediğim, Ubient yazılım'ın başkanı gelecekten gelen bir çifte ajan mı?
The CEO of Ubient software's supposed to be some kind of double agent from the future?
Ubient Yazılım'ın başkanı gelecekten gelen bir çifte ajan mı yani?
They all run Ubient's Enzyme operating system.
Hepsi Ubient'in Enzim işletim sistemini kullanıyor.
Ubient?
Ubient mi?
But even so, Ubient is one of the biggest corporations in the world.
Ama öyleyse bile, Ubient dünyadaki en büyük şirketlerden biri.
It's calling for the destruction of all Ubient software.
Ubient Yazılım'ın sonunu ilan ediyor.
Ubient will do everything possible to retrieve your lost data.
Ubient kayıp verilerinizi kurtarmak için her şeyi yapacak.
Right, that's that Ubient virus.
Doğru, şu Ubient virüsü.
We used it to cross-reference the language in the anti-Ubient manifesto with the hate mail directed at Drew Imroth.
Bunu Anti-Ubient bildirisinde kullanılan dille Drew Imroth'a gönderilen nefret mailindeki dili karşılaştırmak için kullandık.
Do you really still believe he's behind what's happening to Ubient?
Hâlâ Ubient'e olanların arkasında onun olduğuna inanıyor musunuz?
But Ubient is hemmoraging millions of dollars an hour.
Ama Ubient saatte milyonlarca dolar kaybediyor.
Just keeping Trask under wraps at NTAC is no guarantee that the attacks against Ubient will stop.
Trask'ı NTAC'te gizli tutunca Ubient'e olan saldırıların duracağı garanti değil.
Because at this rate, Ubient software will cease to exist in three days, which means we lose all our financial backing, not to mention our spyware program.
Çünkü bu hızla, Ubient Yazılım üç gün içinde yok olacak, bu da demek oluyor ki bütün mali desteğimizi kaybedeceğiz, casus yazılım programımızdan bahsetmiyorum bile.
What about the attacks on Ubient?
Peki ya Ubient'e yapılan saldırılar?
As of this morning, Ubient software is running virus-free.
Bu sabah itibariyle, Ubient Yazılım virüssüz.
The next two fiscal quarters will be shaky at best, but thanks to you, Ubient lives.
Önümüzdeki iki mali dönem biraz sarsıntılı olacak, ama senin sayende, Ubient ayakta.
Desai from the ubient credit corporation.
Ben Bayan Desai, Ubient Kredi Firmasından arıyorum.
Suprabhaat, ubient credit, bangalore.
Suprabhaat, Ubient Kredi, Bangalore.
Hi, I'm looking for an employeeof ubient credit.
Ubient Kredi'nin bir çalışanını arıyorum.
Now, you work for Ubient Pharmaceuticals, right?
Şu an Ubient İlaç Firması için çalışıyorsun, değil mi?
Dr. Kirke heads up a research laboratory at Ubient Pharmaceuticals.
Dr. Kirke Ubient İlaç Şirketi'nde araştırma laboratuvarın başına geçiriliyor.
With a bit of luck, we can apprehend him and convince him to turn on his superiors at Ubient Pharmaceutical by, say, lunchtime.
Biraz da şansla öğle vaktine kadar onu yakalayabilir ve Ubient İlaç'taki üstlerini ele vermeye ikna edebiliriz.
Tell us about Ubient.
Bize Ubient'ten bahsedin.
You think we were wrong about Ubient.
Ubient hakkında yanıldığımızı mı düşünüyorsun?
At first, we assumed that Mr. Kirke was working on behalf of his employers at Ubient Pharmaceutical.
Başta Bay Kirke'ün Ubient İlaç Şirketi'ndeki işverenleri için çalıştığını düşünmüştük.
The story of Ubient is not just a story of pharmaceutical manufacturing, it's the story of a small group of people who took their fascination with unlocking the potential of the human brain to the world stage.
Ubient'in hikayesi sadece ilaç üretimiyle ilgili değil. İnsan beyninin potansiyelini dünya sahnesinde gözler önüne sermeye karşı büyük merakları olan küçük bir grup insanın hikayesi.
There are plenty of people with the initials A.E. that work at Ubient, but I think this is our guy.
Ubient'te A.E. baş harfleriyle çalışmış epey kişi var ama bence adamımız bu.
This one is on the human trials he ran at Ubient with drugs on dementia.
Bu, Ubient'te bunaklık ilaçlarını denediği insan deneklerle ilgili.
There's got to be someone else at Ubient that knows something.
Ubient'te bir şeyler bilen başka biri olmalı.
Now, I'm sure you're all very busy running Ubient Pharmaceutical, so let's save us all some time.
Hepiniz Ubient İlaç Firmasını yönetmekle çok meşgulsünüzdür eminim, o yüzden vakit kaybetmeyelim.
Andrew Epperly is not an employee of Ubient Pharmaceutical.
Andrew Epperly, Ubient İlaç Firmasının bir çalışanı değil.
While he was an employee of Ubient Pharmaceutical.
Ubient İlaç Firmasının bir çalışanıyken diyelim o zaman.
Sir, there was no trial of any drug called NZT at Ubient.
Efendim, Ubient'te NZT adında bir ilaç için deney yapılmadı.
Look, they clearly don't want anyone to make any association between Ubient and NZT.
Belli ki kimsenin Ubient ve NZT arasında bağ kurmasını istemiyorlar.
That woman from Ubient.
Ubient'teki kadın.
So, Ubient agreed to it?
- Ubient yapmayı kabul etti yani?
Ubient didn't know anything about the study until several of the patients had already disappeared.
- Ubient, hastalardan birkaçı ortadan kaybolana kadar çalışmanın içeriğinden haberdar değildi.
Ubient's based in Seattle.
Ubient'in merkezi Seattle'da.