Ultrasonic tradutor Turco
95 parallel translation
I have an idea for an ultrasonic gun.
Ultrasonik bir silah fikri.
Instead of attempting to duplicate the ultrasonic devices of our visitors we try to interrupt their magnetic field by projecting a highly intermittent induced electrical field. - Now, suppose we take... - Of course!
Onların ultrasonik cihazının aynısını yapmaktansa, yüksek dalgalı elektrik akımı alanıyla onların manyetik alanlarına parazit yapacağız.
We out the ultrasonic wavelength into the circuit and knock them down.
Onların ultrasonik dalgaboyunu devreye sokarsak onları yeneriz.
The crystal emits ultrasonic sound waves, which are bounced off the parabolic reflector, here.
Kristal, ultrasonik ses dalgaları yayıyor. Bu dalgalar şuradaki parabolik projektörle yansıtılıyor.
The ultrasonic beam can penetrate, whereas the light cannot.
Ultrasonik ışın, ışığın aşamadığı noktalara nüfuz edebiliyor.
The ultrasonic beam is focused on the link point of the frontal lobes.
Ultrasonik ışın, ön lobların bağlantı noktasına odaklanmış durumda.
Now, to step up the voltage until the ultrasonic bombardment causes permanent dislocation.
Ultrasonik bombardıman kalıcı olarak bağlantı noktasını kopartana kadar voltaj yükseltiliyor.
We created the illusion of a full ultrasonic dislocation of the frontal lobes of the brain.
Beyninin ön loblarından ameliyat edildiği yanılgısını zihnine yerleştirdik.
The ultrasonic waves penetrate to the inner ear.
Ultrasonik dalgalar iç kulağa nüfuz ediyor.
Beyond the ultrasonic.
Ultrasonik ötesi.
I've added certain refinements to the use of ultrasonic waves.
Ben, ultrasonik dalgalar için bazı fonksiyonlar ekledim.
Ultrasonic.
Ultrasonik.
Now, that is an ultrasonic sensor.
Şimdi, bu bir ultrasonik alıcı.
Elliot, would you check the ultrasonic graph?
Elliot, ultrasonik grafiği kontrol eder misin?
I use an ultrasonic drill.
Ben ultrasonik delgi kullanıyorum.
An ultrasonic bath will clean every pore of the patients body!
Ultrasonik bir banyo, hastanın vücudundaki her türlü kiri temizliyor!
ultrasonic motion detectors, pressure pads, maybe even some exterior infrared beams.
... ultrasonik hareket detektörleri, basınç yastıkları hatta dışarıya da kızılötesi ışınlar olabilir.
You have to know how to operate an ultrasonic lithontriptor.
Ultrasonik mesane taşı kırma aletini kullanmayı bilmen gerekiyor.
Oh, it's bursting with ultrasonic.
Burada ultrasonik sesler var.
Based on destructive ultrasonic analysis of the sample the molecular bonding of his clay flesh is breaking down.
Aldığım örnekte yaptığım ultrasonik analizler kil vücudunun moleküler bağınının bozulduğunu gösteriyor.
A band of Nausicaan raiders broke into their Central Museum by using a high-frequency ultrasonic generator to create a sympathetic vibration inside the webbing and shatter it.
Nausicaan yağmacılarından oluşan bir grup Remmiller'in merkez müzesine yüksek frekanslı ultrasonik jeneratör kullanarak girdi. Jeneratörü ağ yapı içinde rezonans titreşimi oluşturup onu parçalamak için kullanmışlardı.
The ultrasonic generator isn't going to work, is it?
Ultrasonik jeneratör işe yaramayacak, değil mi?
The ultrasonic generator should have worked.
Ultrasonik jeneratör işe yaramalıydı.
an ultrasonic killer style that is sure to slay anyone unless used with a sword such as this.
O ancak böyle bir kılıcın bile herhangi birini... kolaylıkla kesebileceği ölümcül, ses üstü Hiten Mitsurugi Stilini kullanır.
Mon, you've gone ultrasonic again, all right?
Mon, ses hızını aşıyorsun gene, tamam mı?
The cold fusion ultrasonic neuro-stunner in your drink stirrer.
İçki karıştırıcındaki soğuk füzyon ultrasonik felç ediciyi de unutma.
It continuously updates its time to the nanosecond by connecting directly to the cesium clock in Colorado via ultrasonic frequency.
Colorado'daki saatle doğrudan bağlantıya geçerek... nanosaniyelik bir hassaslıkla kendini sürekli ayarlıyor. Ultrason frekansıyla.
The ultrasonic signal.
Ultrason sinyal.
Tuning to ultrasonic.
Ultrasonik ayarlamalar.
Communicate ultrasonically.
Ultrasonic olarak haberleşiyorlar.
Must be in the ultrasonic range.
Düşük frekanslı konuşuyor olmalılar.
They,... they'd extend into the ultrasonic and irritate the hell out of Nietzschean ear canals.
Ultrasonik ve sinir bozucu bir ses çıkarıp Nietzscheanların kulaklarını deli ediyor.
According to the ultrasonic scan, the power system is centred here.
Ultrasonik taramaya göre güç sistemi burada yer alıyor.
- I'm into ultrasonic.
- Ultrasonik seviyede çıkarıyorum.
If you've ever seen ultrasonic waves break up a kidney stone on the Discovery Channel, it's the same deal here.
Böbrek taşının ultrasonik dalgalarla kırılmasıyla aynı mantık.
Set up ultrasonic mapping and grid digital tiles of all the surfaces.
Ultrasonik harita oluştur ve bütün yüzey parçalarının dijital görüntüsünü çıkar.
The ultrasonic shows that it is deformed.
Ultrasona göre ana karnında zarar görmüş.
Dr. Lee and I are working on a way of targeting and neutralizing those higher brain functions using a field generator emitting fluctuating ultrasonic frequencies.
Dr. Lee'yle dalgalı ultrasonik frekanslar yayan bir alan üreteci ile bu yüksek beyin işlemlerini hedefleyip durdurmaya çalışıyoruz.
Ultrasonic waves.
Ultrason dalgaları.
Theoretically, once activated, the device will emit an omni-directional ultrasonic field.
Kuramsal olarak, alet bütün yönlere ultrason alan yaratacak.
And these things like fuckin'ultrasonic.
Ultrasonik gibi, anasını satayım.
Ultrasonic brain scrambler.
Şişman kadın demek. Ultrasonik beyin karıştırıcı.
This device will emit a high ultrasonic frequency targeting a specific portion of the Prior's brain, temporarily blocking his ability to use his powers.
Bu cihaz yüksek bir ultrasonik frekans üreterek rahibin beyninin belirli bir kısmına nişan alacak ve geçici olarak güçlerini kullanmasını engelleyecek.
Ultrasonic fishing rod?
Ultrasonik olta çubuğu mu?
Now this polymer reacts to ultrasonic pulses.
Bu polimer ultrasonik darbelere duyarlıdır.
Leave it with me. I'll run some ultrasonic tests. - If it turns up positive...
Test yapacağız pozitif bir şey var mı bakacağız.
I had an ultrasonic beeper in my pocket for the dog.
Cebimde köpekler için ultra-sonic Bir bipleyici var.
A colony of bats is just waking up using ultrasonic squeaks to orientate themselves in the darkness
Bir yarasa kolonisi yeni yeni uyanıyor. Karanlıkta hareket edebilmek için ultrasonik ses dalgalarını kullanıyorlar.
Well, I've programmed it to emit an ultrasonic burst So that'll draw them right to you.
Ultrasonik ses çıkarmaya programladım, yani onları size doğru çekecek.
It's an ultrasonic dental appliance.
Ultrasonik diş aygıtı.
- Ultrasonic.
- Ultrasonik.