English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Unafraid

Unafraid tradutor Turco

144 parallel translation
Even on that slave block, you were unafraid.
O köle tahtasının üzerinde bile korkusuzdun.
She gave the eye unafraid
# Cesur bir bakış attı ona #
" "We must keep our country strong, " "courageous, and wise in spirit " " and be unafraid in the knowledge
" Ülkemizi kuvvetli, cesur ve erdemli bir ruh olarak korumalıyız, ve Tanrı'nın yanında olduğumuz bilgisinden korkmamalıyız.
A man who is fearless and unafraid.
Gözü kara ve korkusuz bir adam.
And you come alone and unafraid.
Korkmasaydın tek başına gelirdin.
- So calm and unafraid.
- Son derece sakin ve korkusuzsun.
How unafraid he is.
Ne kadar korkusuz.
How unafraid he is.
Ne kadar korkusuz oğlum.
If it must be done, then let us do it unashamed and unafraid.
Eğer yapılacaksa, bırak biz yapalım, utanmadan ve korkmadan.
It is he, now, who I think must be unafraid.
Şimdi korkmaması gereken, bence o.
If you could have seen him, how proud he was unafraid as he used to be.
Bir görebilseydin, nasıl da gururluydu korkusuz eskisi gibi.
And unafraid.
Ve korkusuzum.
- noble, beautiful, unafraid?
- Asil, güzel, korkusuz?
I don't ask you to be unafraid, simply to act unafraid.
Senden korkmamanı istemiyorum, yalnızca korkmuyormuş gibi davran.
I've learned to be unafraid of death... but never to be unafraid of failure.
Ölümden korkmamayı öğrendim, ama yanılma korkusunu asla.
Four years he fought and he fought unafraid...
Dört yıl savaştı, savaştı korkmadan...
You are unafraid. I am not.
Sen korkusuzsun ama ben değilim.
They seem completely secure and unafraid.
- Kesinlikle korkmuş görünmüyorlar.
Yet he is unafraid!
Ama yine de korkusuz!
Proud and defiant and unafraid.
Gururlu ve mağrur, hiç korkmadan.
Finds, and shall find me, unafraid.
Bulur ve beni bulacak... korkmamış olarak
Untamed and unafraid
# Evcilleşmemiş ve korkusuz. #
We of the Republic pledged ourselves to drive from the temple of our ancient faith those who had profaned it, to end by action, tireless and unafraid, the stagnation and despair of that day.
Cumhuriyet olarak bizler kendimize kadim inancımızın tapınağından, onu kirletenleri çıkarıp atmak için her şeyin durulup, umudun yeşereceği o güne kadar yorulmaksızın ve korkusuzca devam etmek için bir söz verdik.
He said Iwao went to the gallows unafraid.
İdam sehpasına korkusuzca gittiğini yazmış.
I told myself to remain calm... unafraid... self-possessed, not unpredictable.
Kendime, sakin korkmamış ve hakim kalmamı söyledim.
You've got to go unafraid into this life.
Korkmadan bu hayatın içinde olmalısın.
You think the day will ever come when he'll be able to walk out of here unafraid and not have to hide anymore?
Korkarım, onu saklamamız gerek. Umarım öyle olur.
Unafraid, although the danger just increased
Korkmadan, tehlike arttığında bile...
- I'm sorry. - ♪ To face unafraid the plans that we made - Oh.
Üzgünüm.
♪ - To face unafraid the plans that we made - Well, don't you have a phone call to make?
Yapman gereken bir telefon görüşmesi yok mu?
Anyone unafraid of darkness... has a vital defect as a human being.
Karanlıktan korkmayan kişilerin, bazı sorunları var demektir.
"But Jesus was unafraid and he took the splinter from the brontosaurus's paw and the big lizard became his friend."
Ama İsa korkusuzdu ve kıymığı dinozorun patisinden çıkardı ve bu büyük kertenkele ile dost oldular.
The village is strong and unafraid... and... powerful.
Köy güçlü ve korkusuz... Ve... Güçlü.
Peaceful, unafraid,
Huzurlu,... cesur bir şekilde,
He sits unafraid.
Korkmadan oturur.
Why is he unafraid?
Neden korkmuyor?
Why is the rabbit unafraid?
Tavşan neden korkmaz?
"To the valiant seamen " Who perished in the Maine By fate unwarned, in death unafraid. "
"Kaderlerine ve ölümlerine korkusuzca giden Maine gemisinde hayatını kaybeden Cesur Bahriyeliler'e."
Maris has been unafraid to show me the real woman inside.
Ve içindeki gerçek kadını ortaya çıkarma cesaretini buldu.
Why is it that I am unafraid?
Neden korkmuyorum acaba?
A black man unafraid.
Korkusuz bir siyah.
And for those who face nature unafraid... - it is they who reach - - [Crashes]
Ve doğaya korkusuzca karşı koyan bizler için emellerine ulaşacak olanlar -
# And unafraid he walks in service
Korkusuzca daha büyük bir iyiliğin
I have a job to do, and I am unafraid.
Yapacak bir işim var ve korkmuyorum.
* A wrong turn unafraid *
* Hatalar yüzünden *
I was like one blind Unafraid of the dark
Karanlıktan korkmayan bir kör gibiymişim.
I stand here before you now truthfully unafraid.
şu anda karşınızdayım ve hiç korkmuyorum.
He's so unafraid and so committed to what he believes in.
Korkusuz ve inandığı şeye kendini adamış.
Think fast Unafraid
Hızlı düşünmeli Korkmamalısın
To live a life untamed and unafraid is the gift that I've been given and so my journey begins.
Dizginsiz ve korkusuz bir hayat yaşamak bana sunulan armağan. Ve böylece yolculuğum başlıyor.
Be unafraid of tears, eventually, you'll see results... I didn't realise that you were good at coaxing kids.
Çocuklarla aranın bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]