Unapproved tradutor Turco
42 parallel translation
What woman will take an unapproved drug while she's pregnant?
Hamileyken hangi kadın onaylanmamış bir ilacı alır?
Unapproved ( Clinical Trials ) That's it.
Onaylanmamış ( Deneme Aşamasında ) İşte bu!
It's come to our attention that over the past three months Mr Vaughn has been in contact with a number of unapproved foreign operatives.
Son üç aydır Bay Vaughn'un onaylanmayan yabancı ajanlarla görüştüğünü öğrendik.
I want solitary confinement imposed on Elsa Caplan. No unapproved visitors, understood?
İzni olmayan hiçbir ziyaretçi Elsa Caplan'la görüşmeyecek, anlaşıldı mı?
It's come to our attention that over the past three months, Mr. Vaughn has been in contact with unapproved operatives.
Son üç aydır Bay Vaughn'un onaylanmayan yabancı ajanlarla görüştüğünü öğrendik.
Blastomeres are unapproved... likely unstable Because the technology's not ready.
Çünkü teknoloji daha hazır değil.
Blastomeres are unapproved likely unstable.
Beden hücreleri benimsememiş çünkü oturmuş değiller.
That means no television, no unapproved toys, and most of all, no monkey business of any kind. Clear?
Bunun anlamı şu televizyon yok, onaylanmamış oyuncak yok, dalavere yok.
So you gave an experimental, unapproved drug to 57 people... and told them they were taking something else?
Yani, 57 kişiye deney aşamasındaki onaylanmamış bir ilaçtan verdiniz... Başka bir ilaç aldıklarını söylediniz mi?
Our client is violating at least a half a dozen criminal laws... by secretly testing an unapproved drug... which causes liver failure, by the way...
Müvekkilimiz onaylanmamış bir ilacı deneyerek yarım düzine kanunu ihlal ediyor. Bu arada bu ilaç,... karaciğer yetmezliğine sebep oluyor.
Mrs. Hewitt unknowingly was part of a secret test... involving a drug unapproved for study.
Bayan Hewitt, bilmeden gizli bir testin parçasıydı. Araştırması onaylanmamış bir ilacın.
Ooh, full of FDA unapproved goodness.
Ooh, Tamamen FDA onaylanmamış tanrıça.
I guess they've been unapproved.
Sanırım onaylanmamışlar.
That co-op that you were about to close on in New York... that, too, has been unapproved.
Şu New York'taki ortaklık işi var ya o da tabii iptal edildi.
I hear there's a woman who's been using the psychotherapy machine for unapproved treatments.
Psikoterapi cihazını onaylanmamış tedavilerde kullanan bir kadın olduğunu duydum.
If the approved treatment doesn't work, we go with an unapproved treatment.
Onaylanmış tedaviler işe yaramıyorsa biz de onaylanmamış tedavilerle devam ederiz.
For letting me be a guinea pig on some unapproved drug?
Onaylanmamış bir ilaç için kobay seçildim diye mi?
Unauthorized use of bureau funds for an unapproved activity?
Onaylanmamış faaliyet için Büro kaynaklarının yetkisiz kullanımı?
You guys still diagnosing? unapproved cocktail of drugs he's been downing like...
Özür dilerim, siz hâlâ tanı mı koyuyorsunuz? Bunu saatler önce bitirdik sanıyordum. Hatırlarsanız etkileri kanıtlanmamış ve denenmemiş ilaç kokteylinin hastayı bir kokteyl gibi devirdiğine karar verdiğimizde.
Unapproved by you, sir.
Sizin tarafınızdan onaylanmadı, efendim.
I can't pursue things unapproved.
Öylece çıkıp da onaylanmamış işlerin peşinden koşamam.
If I get busted using N.S.A. resources to help a burned spy with an unapproved mission, they'll ship me off to Siberia, and my wife hates the snow.
N.S.A. kaynaklarını, yakılmış bir ajana, onaylanmamış bir görev için kullandırttığım ortaya çıkacak olursa beni direk Sibirya'ya postalarlar ki karım zaten kardan nefret eder.
No unapproved business on state-owned territory from now.
Artık kamu alanlarında kirli iş yapmak yok.
Okay, the next one of you eggheads to pull an unapproved prank will be subjected to unapproved discipline.
Tamam, siz bilgili kişilerden onaysız bir eşek şakası yapan ilk kişi, onay almamış bir disiplin cezasına maruz kalacak.
Bring on the unapproved discipline.
Onaylanmamış disiplin cezasını görelim.
To test unapproved Japanese medications on.
Üzerinde onaylanmamış Japon ilaçları denemek için.
Using an unapproved procedure.
Hem de onaylanmamış bir operasyonla.
This is... - unapproved.
- Anlamadım
You do realize that importing unapproved drugs for sale..
Onaylanmamış ilaçları satmanın çok ciddi...
Merely "unapproved."
Sadece onaylanmamış.
t means we were unapproved.
Onaylanmadık demek.
Food obtained from unapproved sources,
Sağlığa aykırı pişirme yüzeyleri, onaylanmamış kaynaklardan yiyecek temini...
I see large earrings, I see unapproved makeup.
Büyük küpeler ve uygunsuz makyaj görüyorum.
24 unapproved rounds.
24 onaylanmamış mermi atışı.
24 unapproved high-explosive mortar rounds.
24 onaylanmamış, yüksek patlayıcılı havan topu atışı.
And, uh, it's unapproved.
Üzgünüm. Ayrıca, yasak.
You forgot to mention, when you asked me to meet with Neal, that the real reason he wanted the job was so he could perform an unapproved surgery on an undocumented alien minor.
- Ne yapmışım? - Bana bahsetmedin. Neal'la görüşmemi istediğinde, onun bu işi istemesinin gerçek sebebi belgelenmemiş bir hastaya onaylanmamış bir ameliyat yapabilsin diyeymiş.
You know, I would have thought you'd have learned your lesson after you recklessly inserted yourself in the mall with an unapproved weapon.
Onaylanmamış bir silahla alışveriş merkezine daldıktan sonra, dersini almışsındır diye düşünmüştüm.
Books under the floorboards, an unapproved trip to goddamn Hollywood.
Zemin altındaki kitaplar Hollywood'a planlanmamış seyahatler.
Giving the boy with leukemia the unapproved drug?
Lösemi hastası çocuğa onaylanmamış ilacı verdiğin için.
Back in Ohio, giving the boy with leukemia The unapproved drug?
Lösemi hastası çocuğa onaylanmamış ilacı verdiğin için.
- It's an unapproved male contraceptive.
- Erkekler için gebeliği önleyici bir ilaç.