Undies tradutor Turco
295 parallel translation
Stage fright makes me sweat buckets. My undies are soaked.
Sahne korkusundan kova kova terledim, iç çamaşırlarım sırılsıklam.
My undies interest you?
İç çamaşırlarım sizi ne ilgilendiriyor?
When it's hot like this, I keep my undies in the icebox.
Bu kadar sıcak olunca, külotlarımı buzlukta tutuyorum.
Shocking taste in undies too.
İç çamaşırlarında çok zevksiz.
I'll buy pretty dresses, shoes, silk undies and pretty wigs.
Hanımım bana ödeme yaparsa, güzel elbiseler ayakkabılar ipek iç çamaşırlar ve güzel peruklar satın alacağım.
Most guys lose their undies when they play for those kind of stakes.
Çok büyük bir şansının olmuş olması gerekir, Bay Wade. Çoğu kimse bu tip şans oyununda iç çamaşırını bile kaybeder.
Bring me some undies.
Çamaşır getir.
I put a special hamper in the bathroom just for your shirts and the other one is just for socks and poo-poo undies.
Gömleklerin için banyoya özel bir sepet koydum bir tane de çorapların ve ve boklu iççamaşırların için.
At the top, she shed everything but her undies and leapt to her death!
Tepeye varınca iç çamaşırları hariç her şeyini çıkararak ölümüne atladı!
You can't imagine how many girls started by taking off their undies.
Kaç kız iç çamaşırlarını çıkararak başladı bilemezsin.
- New undies for your birthday, Joey.
- Doğum günü için yeni çamaşırlar al, Joey.
You could smell her undies again
Böylece iç çamaşırlarını tekrar koklayabilirsin.
I'll see your undies!
İç çamaşırlarını görüyorum!
Thanks for getting my undies back.
- İç çamaşırım için teşekkürler.
What nice undies. With a fly, even.
ne güzel külotlar hem de önden açık
Cloud-light ladies'undies... with beautifully fashioned... breast section... "
Bulut-hafifliğinde iç çamaşırları... incelikle tasarlanmış... sütyen modelleri eşliğinde... "
For the last two months, you've been carrying your undies in a paper bag.
Son iki aydır iç çamaşırlarını torbayla taşıyıp duruyorsun.
Other time was about a year ago, windy day, you forgot to wear undies.
Diğeri bir sene önceydi, rüzgarlı bir hava vardı, külotun yoktu.
Your father may have saved his life, and Primo may be his son-in-law, but if Gino finds out about us, you'll be feeding the fishes... and I'll be wearing concrete undies.
Baban onun hayatını kurtarmış olabilir, Primo da damadı olabilir ama Gino bu yaptığımızı öğrenirse, ikimizin de canına okur.
I walked in and found him parading around with her undies on his head.
İçeri girdiğimde karımın külotunu kafasına geçirmiş, dans ediyordu.
I remember you when you ran around in your undies with your pail and shovel.
Altında külot, kovan ve küreğinle ortada dolaştığını hatırlıyorum.
I had to take me undies off to zip it up. Oh, let me get that.
Fermuarı kapatabilmek için iç çamaşırımı çıkartmam gerekmişti.
- Don't snap my undies.
Külodumu şaklatma.
[Narrator] Give this man satin undies, a dress, sweater and skirt... or even the lounging outfit he has on...
[Anlatıcı] Bu adama saten iç çamaşırları, bir elbise, kazak ve etek... veya hatta giyebileceği bir yatak kıyafeti verin...
If you're a virgin With hormones surging Keep on your undies And call Bud Bundy's
Eğer bakireysen, Hormonların etkisindeysen Tut donunu yerinde, Çareyi ara Bud Bundy'de
Just scrubbing'my undies.
Sadece iç çamaşırlarımı yıkıyorum.
Undies here are sacrilegious.
Burada iç çamaşırla dolaşmak kutsal şeylere saygısızlıktır.
It just so happens I'm awaiting the arrival of a pair of genuine Helen Hudson undies signed personal to me.
Bu hep böyle olur. Helen Hudson'un... adıma imzaladığı iççamaşırlarının... gelmesini bekliyorum.
You don't want to act like a hard-on, you're standing there in your undies.
İç çamaşırlarınla sert adam rolü yapma.
to be in a bathroom with a woman in her undies.
İç çamaşırlı bir kadınla banyoda olmak.
- Got to get my undies off!
- Donumu soymalıyım!
Course, I can't say I seen London, and I never been to France, and I ain't never seen no queen in her damned undies, as the fella says.
Elbette, Londra'yı gördüğümü söyleyemem, Fransa'ya da hiç gitmedim... Adamın dediği gibi, gezip, görmediğim yer kalmadı da diyemem...
My dirty undies, Dude.
Çamaşırlarım.
The whites. Walter, I'm sure there's a reason you brought your dirty undies, man.
Walter, eminim kirli iç çamaşırlarını yanında getirmenin bir sebebi vardır dostum.
My dirty undies. My fucking whites!
Siktiğimin beyazlarını.
Who's got your undies, Walter? Where's your car, Dude?
Araban nerede Ahbap?
And I would like my undies back.
Evet, ve bu arada, iç çamaşırlarımı geri istiyorum! Bu herifler bize zarar verecekler mi Walter?
Changed your undies?
İç çamaşırını değiştirdin mi?
Flame-O sees you in your undies.
Meşale seni donla görecek.
Just make sure the darlings have their woolen undies.
- Yalnız gelmeliyim. - Kızlar okulda, değil mi?
Oh, undies!
Don.
We'll stuff her pretty face with pancakes tie her to the flagpole in her undies and watch the fun begin.
Şirin yüzüne krep yapıştırıp donundan bayrak direğine asıp eğlenceyi seyredeceğiz.
Wait, wait, wait. Donna, don't you wanna know why Fez is in his undies?
Dur, dur, dur, Donna, Fez'in neden küloduyla oturduğunu merak etmiyormusun?
Yeah, he's real big in women's undies.
Evet, kadın iç çamaşırında çok iyi.
I know you got dope in your undies.
İç çamaşırında uyuşturucu olduğunu biliyorum.
You just fish those out of your undies?
Bunları iç çamaşırından mı çıkarıp koydun oraya?
Remember that time in science class When i tried to sneak out a fart but it came out a poop And then i had to flush my undies down the toilet?
Fen dersinde çaktırmadan osurayım derken yanlışlıkla kakamı yaptığım ve iç çamaşırlarımın üzerine sifonu çekmek zorunda kaldığım zamanı hatırlıyor musun?
I'm sleepy, and I prefer old-fashioned undies.
Hem uykum var.
- Buy any see-through undies?
Şeffaf iç çamaşırlardan aldın mı?
Whoa! Cool man, look at them undies.
Süper, şu çamaşırlara bak!
- My undies.
- İç çamaşırlarım.