Unfasten tradutor Turco
34 parallel translation
Unfasten me, will you?
Fermuarımı indirir misin?
Unfasten him.
Onu çözün.
Unfasten your pants.
- Kemerinizi çözün.
- Unfasten your pants.
- Kemerinizi çözün.
Unfasten your pants.
Çöz diyorsa çöz.
I'll go down and unfasten it.
Aşağıya inip, onu çözeceğim.
Just unfasten your gun belt.
Silah kayışını çöz.
You unfasten it.
Sen yapsana.
Unfasten that perch!
Askıyı çözün!
Unfasten this for me, will you please?
Benim için bunu çözer misin, lütfen?
Unfasten him!
Onu çözün!
- Unfasten it, then.
- Çöz, o zaman.
Unfasten your gunbelts real slow and don't make any mistakes!
Şimdi yavaşça kemerlerinizi çözün ve sakın bir hata yapmaya kalkmayın!
If you'll just give me the lantern a moment I'll unfasten you in no time.
Eğer bana bir dakikalığına fenerini verirsen hemen çözeceğim sorunu.
Unfasten seat belts. Let's go.
Koltuk kemerlerinizi çıkarabilirsiniz.
You can unfasten your seatbelts as soon as we're out of gun range.
Ateş bölgesinden çıkana dek kemerlerinizi çözmeyin.
You may unfasten your safety belts and rumba around the cabin.
Emniyet kemerini takmamış ve rumba yapıyor olabilirdin.
Unfasten it.
Çöz.
Unfasten it!
Çöz şunu!
Unfasten it.
Çıkarayım mı?
Well, now that the car has come to a stop it's safe for me to unfasten my seatbelt.
Araba durduğuna göre, kemerimi çıkarmam güvenli demektir.
I'll try to remember that... when I have to unfasten his jaw from my leg!
Tabi. Bunu hatırlamaya çalışırım... çenesini bacağımdan çözmek zorunda kaldığım zaman!
Go to the front door and unfasten it.
Ön kapıya gidip kilidi aç.
Please stow all tray tables and unfasten your seatbelt.
Lütfen rahat olun ve emniyet kemerinizi gevşetin.
Come on, rip it, man take it off, what? Take it off, rip it, if you can't unfasten it rip it, man, what's up?
Çıkart, parçala açamıyorsan.
Unfasten me.
Fermuarımı aç.
Unfasten me.
Çöz bakalım şu zincirleri.
" Is that the bra I could never unfasten?
"Olur." " Bu, benim bir türlü açamadığım sutyen değil mi?
Did I say anything about that? It's so easy to unfasten so why's it so hard to put on?
Çıkarmak kolaydı, giymek neden bu kadar zor?
Oh, wait, you can't unfasten your belts.
Bekleyin, kemerlerinizi açamazsınız.
- I can trust you, I'll be able to unfasten you.
Ancak sana güvenebilirsem iplerini çözerim.
Here's the plane seat belt lf needed, you'll have to remove that to unfasten the belt
Uçak emniyet kemeri. İhtiyacın olursa, kemeri açmak için bunu çıkarman gerekecek.
Can I unfasten my pants belt?
- Pantolonumun kemerini çözebilir miyim?
Oh, no, I wouldn't unfasten those if I were you.
Yerinde olsam onu çıkarmazdım.