Unfulfilled tradutor Turco
193 parallel translation
For him, I had forgotten... and betrayed all of those who were fighting, in an attempt to realise my long unfulfilled dreams.
Franz için, gerçekleşmeyen düşlerimi bir şekilde anlayarak uğrunda savaşılanları unutmuş ve ihanet etmiş oldum.
They provide a blunt... revelation of our unfulfilled needs.
Gerçekleştirilmemiş gereksinimlerimizin körelmiş bir ifşasıdırlar.
While our mission remains unfulfilled, I'm not in any port, Mr. Fryer.
Görevimiz yerine getirilmeden, herhangi bir limanda olmam, Mr. Fryer.
I say they're unfulfilled.
Onların ihtiyaçlarının karşılanmadığını söylüyorum.
Fertile and unfulfilled, then in her place.
Doğurgan ve kimlik bakımından eksik, dolayısıyla otursun oturduğu yerde.
- Lend me "The Unfulfilled Woman."
- "Tatminsiz Kadın" ı versene.
- An unfulfilled woman!
- Tatminsiz kadın!
Only his final wish remains unfulfilled, the wish that he'd be restored to life on good friday.
Sadece son isteği kaldı. O da Azizlerin Cumasında diriltilmesi...
Unfulfilled, unfulfilled, unfulfilled woman's song...
# Tatminsiz, tatminsiz Bir kadının şarkısı
Franziska Wildenbruck Sehler, and Rosemary and finally, to the one who lived by the name of Evelyn, to the poor Evelyn, orphan of a family of peasants, who made it possible for the curse to remain unfulfilled...
Franziska Wildenbruck Sehler, Ve Rosemary. ... son mirasçım ise, lanetin gerçekleşmesini önleyen... Evelyn ismiyle bilinen köylü bir ailenin yetim çocuğudur.
You're unfulfilled.
İsteklerin karşılanmadı.
Is it your father's unfulfilled ambition, which lies deep in your mind?
Bu bilinçaltında yatan... babanın yerine getirilememiş hırsı mı?
I feel bad going home with tasks unfulfilled.
Görevi tamamlayamadan döneceğim için kendimi kötü hissediyorum.
I come here today to talk of unfinished hopes and of unfulfilled dreams.
Bugün, bitmeyen umutlardan ve gerçekleşmemiş hayallerden bahsetmek üzere buradayım.
But before he died, he had an unfulfilled wish.
Ama ölmeden önce, gerçekleştiremediği bir dileği vardı.
Unfulfilled emperors, great inquisitors, fuhrers, self-appointed benefactors of the human race!
Tatmin edici olmayan imparatorlar, büyük sorgucular, führerler insan ırkının kendi kendilerini tayin etmiş bağışlayıcıları!
And I have one unfulfilled wish.
"Bundan başka bir isteğim yok"
You are anxious and unfulfilled because you are not doing with your life as you wish.
Endişeli ve tatmin olmamış durumdasın çünkü hayatını olmasını istedğin gibi yaşamıyorsun.
"If a person dies violently, unfulfilled in a life mission, " the soul wanders purgatory for eternity waiting for the opportunity to return. "
"Bir insan hayat görevini tamamlayamadan öfkeyle ölürse ruhu ebediyen arafa gider ve geri dönmek için bir fırsat bekler."
An unfulfilled fantasy.
Gerçekleşmemiş bir fantezi.
Okay, I guess I did it because I'm unfulfilled as a woman.
Tamam, ben bir kadın olarak yapılmamışım.
I'm happy if we're able to conjure up a pleasant, if unfulfilled, fantasy.
Tatminsiz de olsa hoş bir fantezini hatırlattığıma memnum oldum.
Simpson, I shall make it the focus of my remaining years that your dreams will go unfulfilled.
Simpson, hayatımın geri kalanının amacı senin hayallerinin suya düşmesi olacak
My dreams will go unfulfilled?
Hayallerim suya mı düşecek?
In the end, I felt like I was a symbol of lost youth or unfulfilled dreams.
Sonuçta kendimi kayıp gençlik ve gerçekleşmemiş hayallerin simgesi olarak gördüm.
So you're killing yourself because your dreams of becoming a banker have gone unfulfilled.
Yani kendini bankacı olma hayallerin gerçekleşemediği için öldürüyorsun.
What's exciting is when desire remains unfulfilled.
Arzu yerine getirilmedikçe heyecan uyandırır.
That you play videogames and I fall asleep unfulfilled?
Senin bilgisayar oyunu oynayıp, benim ise tatminsizce uykuya daldığımı mı?
We already have so many unfulfilled dreams... at the end of each day!
Zaten her günün sonunda,.. ... yeterince gerçekleşmemiş hayalimiz oluyor!
There've been some relationships that haven't worked out ambitions that were unfulfilled hopes dashed some property damage, hurt feelings....
Yürümeyen ilişkiler gerçekleşmeyen amaçlar yok olan umutlar verilen zarar, incinen duygular...
Getting what you want all the time will leave you unfulfilled and joyless.
Her zaman istediğini elde etmek seni tatminsiz ve mutsuz yapar.
The unfulfilled dream of your parents...
Ailenin tamamlanamamış hayali.
My curse is unfulfilled.
Lanetim yerini bulmadı.
See, men can feel unfulfilled, too, Lotte.
Gördüğün gibi erkekler de gerçekleştirilmemiş hissedebilir, Lotte.
- To leave his atonement unfulfilled?
Tamamlanmamış kefaretinden ayırmak için mi?
You know, the unexamined self is an unfulfilled self.
Biliyorsun ki kendini incelemek, kendini tatmin etmektir.
How can you be unfulfilled?
Sen nasıl tatminsiz olabilirsin ki?
Millwall, Millwall, you're all really dreadful, and your girlfriends are unfulfilled and alienated.
Millwall, millwall, hepiniz çok fenasınız, ve kızarkadaşlarınız tatmin olmuyor ve kendini dışlanmış hissediyor...
Of course... since I have no idea where you are, he left feeling.... well... unfulfilled.
Tabii... nerede olduğun konusunda en ufak fikrim olmadığından, buradan ayrılırken... oldukça... hayal kırıklığı içindeydi.
Angelina rejected Mr. Unfulfilled again.
Angelina bay yetersizi gene red etti!
Mr. Unfulfilled.
Bay yetersiz!
Mr. Unfulfilled?
Bay yetersiz?
Where are you, Mr. Unfulfilled?
Bay yetersiz, nerdesiniz?
For some wish unfulfilled, must be, he isn't giving up his ghost.
Yarım kalan bir iş yüzünden ruhu bedenini terk etmiyor olmalı.
lt`s funny `cause my unfulfilled life dream... is that you and I would live in Paris together.
Ne garip. En büyük hayalim seninle beraber Paris'te yaşamaktı.
You have a strong, unfulfilled desire.
Yerine gelmemiş güçlü bir arzun var.
I'm unfulfilled.
Tatmin değilim.
On some level she may feel... unfulfilled.
Bir şekilde ihtiyaçlarının karşılanmadığını düşünüyor olabilir.
No, she's unfulfilled.
O da seks yapmıyor mu? Hayır, o da yapmıyor.
When you concentrate on the gimmick and you shortchange the ending the audience leaves unfulfilled.
Sonra, "Hadi bir şeyleri uçuralım." Sadece hilelere odaklanırsan filmin özünü kaybedersin.
ALL THAT UNFULFILLED DESIRE.
Karşılanmamış arzuların.