Ungrateful tradutor Turco
1,290 parallel translation
Now what is your name... you ungrateful cur?
Şimdi adını söyle bakalım, nankör köpek?
- [barking] - You ungrateful, bug-eyed weevils.
Sizi nankör, kör gözlü ekin bitleri sizi.
You're ungrateful!
Vefasızsın!
Oh, that ungrateful bum.
Nankör serseri.
We're going to look ungrateful.
Bu nankörlük gibi olur.
Your daughter is a rotten, ungrateful witch.
Kızın kokuşmuş, nankör cadının teki.
After the buzz fades, just remember that wherever Al is that ungrateful baboon will be feeling 10 times worse.
O nankör babun su anda kendini senden on kat kötü hissediyor.
I don't want you to think I'm ungrateful.
Burada mutsuz olduğumu düşünmenizi istemem.
Oh, as opposed to the sweet, ungrateful creatures of the Earth that women are.
Tatlı ile karşılaştırıldıklarında... yer yüzünün en nankör yaratıkları kadınlardır.
Ungrateful bastard. I give you something to eat and that's your way of saying thank you?
Nankör piçler. teşekkür etmeniz için illaki yemeniz için bişeymi vereceğim?
You useless, ungrateful maggot!
Sen işe yaramaz, nankör yaratık!
I don't believe you. You ungrateful little shit.
- Böyle nankör olduğunu bilmezdim.
Your Honor... I don't want to be ungrateful. That's it, I'm done.
Sayın Hakim nankörlük yapmak istemem ama bu kadar mı?
Haven't I been fucking incredibly mindblowingly, fuckingly, divinely generous as a fucking saint you ungrateful fuck!
Sana inanılmaz, akla sığmayacak ilahi bir cömertlikle, adeta bir aziz gibi davranmadım mı? Nankör pislik!
Ungrateful fuck!
Nankör pislik!
You bunch of ungrateful ingrates!
Şerefsiz nankörler!
Aid to ungrateful foreigners... do-nothing nuclear missiles... tomb polish for some unknown soldier.
Nankör yabancılara yardım için bir halta yaramaz nükleer füzeler için adı sanı bilinmeyen askerlere mezar yapmak için.
- Oh my what an ungrateful bitch.
— Tanrım. Amma da nankör bir kaltak.
- A selfish, spineless, ungrateful... - Don't forget miserable.
Bencil, tabansız, nankör...
Damn you! You ungrateful animals!
Size lanet olsun... sizi sadakatsiz hayvanlar!
You're so busy defending your saint of a mother... that you make me out to be some kind of ungrateful nutcase!
Adeta bir azize olan anneni korumakla o kadar meşgulsün ki... benim kıymet bilmez bir kaçık olduğumu düşünüyorsun!
So ungrateful?
Bu kadar vefasızca?
Tell him it is for justice and for aid, and that it comes from old Andronicus shaken with sorrows in ungrateful Rome.
Ona "Amacımız adalet," deyin. "Yaşlı Titus gönderdi." "Roma'nın içler acısı durumu yüzünden kederden kıvranıyor."
Not that I'm ungrateful to Providence for bringing you back but I have to confess I'm a bit curious as to how you managed to wind up with them.
Seni getirdiği için Providence'a nankör davrandım ama onlarla nasıl bir araya gelebildiğini merak ediyorum.
People are so ungrateful.
İnsanlar çok nankör oluyorlar.
I am ungrateful and desperate for admiration.
Takdir için nankör ve ümitsizim.
Ungrateful sons of bitches- -
Nankör o.. çocukları- -
You must be branded as one of the ungrateful...
Nankör olarak damgalanmış olmalısınız...
Injurious Hermia, most ungrateful maid!
Hain Hermia. Nankör kız.
You must be branded as one of the ungrateful...
Nankör damgası yemelisin. Özür dilerim.
A monarch who refuses to keep his word is uncivilized, unenlightened, and, frankly, ungrateful.
Sözünü tutmayan bir hükümdar, kaba, geri kafalı ve nankör biri demektir. Prensiplerim söz konusu.
Goddesses have large, sagging breasts. That suckled ungrateful children and deceitful men.
Tanrıça ; nankör çocuklar ve hilekar erkekler tarafından emilen, iri ve sarkık göğüslü tanrıça.
You ungrateful little brat!
- Seni nankör yumurcak!
I bought them for you, you ungrateful little bastard.
Bunları sana aldım, seni küçük nankör piç.
Spoiled, ungrateful and lazy.
Şımarık, nankör ve tembeller.
You ungrateful he-bitch.
Seni nankör sürtük.
I'm not an ungrateful he-bitch.
Ben nankör bir sürtük değilim.
You are harboring an ungrateful grandson.
Nankör bir toruna yardım ediyorsun.
Ungrateful little tarts!
Nankör küçük fahişeler!
Spellbinder : For years, I fought the demons in the heads of those ungrateful little snots while their coddling parents paid their garbage men more than me.
Yıllarca, nankör veletliğimden beri, ebeveynlerim benden daha değersizken iblislerle mücadele ettim.
The shame you brought on me, you ungrateful tramp.
Beni ne kadar utandırdığını anlatacağım, nankör sürtük.
One of the ungrateful daughters.
Gelmiş geçmiş en nankör kızlardan biri.
You ungrateful punk!
Seni nankör serseri!
Still... I feel compelled to share my findings with you ungrateful swine that you prove to be.
Yine de keşiflerimi siz nankör domuzlarla paylaşmak konusunda kendimi mecbur hissediyorum.
Why you ungrateful little...
O kadar nankör...
You ungrateful arrogant.
- Seni nankör küsta...
She didn't know a fucking thing! Girls in their 20s, they're spoiled and ungrateful.
Hiçbir halt bilmiyordu. 20'lik kızlar çok şımarık ve nankör.
You are as ungrateful and stubborn as a child!
Otelcinin karısı senin farklı olduğunu söylediğinde inanmak... istememiştim.
Ungrateful bitch!
Nankör orospu!
Ungrateful bastards.
Aşağılık herifler.
What is it you want you ungrateful fuck?
İstediğin nedir ha, seni koduğumun nankörü seni?