Unholy tradutor Turco
433 parallel translation
This unholy creature liveth in sinister caves, tombes and coffins, which are filled with cursed dirt from the fields of The Black Death.
Bu melun yaratık, Kara Ölüm'ün vuku bulduğu yerlerin lanetlenmiş toprağıyla dolu kötülük saçan mağaralarda, mezarlarda ve tabutlarda yaşar.
The Unholy Three
The Unholy Three
It sounds... unholy!
İnsana şeytani geliyor!
We'll be the Unholy Three!
Bundan sonra adımız'Şeytani Üçlü'
and two others... the Unholy Three...
ve diğer ikisi... Şeytani Üçlü..
Grandma O'Grady of the'Unholy Three'!
'Şeytani Üçlü'den büyük anne O'Grady!
" As thou art called with thy unholy name :
" Kendini hangi cehennemlik adla tanıtıyorsan :
I murmured the spell that raises the dead, but they broke in upon me and found me doing an unholy thing.
Ölüleri canlandıran büyüyü mırıldandım. İşte o sırada geldiler ve beni korkunç bir günahın içinde yakaladılar.
Michael, what do you mean at this unholy hour of the morning?
Michael, sabahın köründe ne yapmaya çalışıyorsun?
You, unholy monster!
İblis! Seni, kafir canavar!
Unholy hour.
Uğursuz saat.
That's the blank, unholy surprise of it.
İnsanı hayrete düşüren şey de bu.
I'm such an unholy mess of a girl.
- Dext. Ben çok kötü bir kızım.
You've got an unholy bump there.
Şuranda koca bir şişlik var.
You all have such an unholy fear of Horfield.
Sen de Horfield korkusu olanlardansın.
Before Don Ignacio faced the firing squad, he swore that he never intended to murder, that what he hoped for was an ultimate and lasting love, but that something... he spoke of an unholy emanation from this room that drove him inevitably to kill.
Don Ignacio idam mangasıyla yüz yüze gelmeden önce öldürmek gibi bir niyetinin olmadığına yemin etmiş kesin ve sonsuz bir aşkı umduğunu değil kaçınılmaz şekilde onu öldürmeye sevk eden kötü bir şeyin bu odadan kaynaklandığını söylemiş.
I will not be forced into an unholy marriage with Balu.
Balu ile uğursuz bir evliliğe zorlayamazsınız beni.
I'm such an unholy mess!
Tam bir felaketim!
And when was this unholy alliance joined?
Peki bu korkunç ittifak ne zaman oluştu?
That's the unholy pity of it
Işin en hazin yanıda bu.
Afterwards we boarded the transports known as the Unholy Four and steamed from Wellington Bay full of fight and confident that we would soon be storming a beachhead.
Sonra, Şeytani Dörtlü olarak bilinen gemilere bindik ve Wellington Bay'den uzaklaştık, cesaret ve kıyı çıkarması yapacağımızın inancıyla dolu olarak.
If you refuse to take that thing up, there'll be such an unholy row that it might never take off.
Eğer uçmayı red edersen, İyi ses getirir ve bir daha Shenandoah zeplinini uçurmazlar.
Heaven only knows what unholy sights and sounds... them innocent little babes has heard... in the dens of perdition where she dragged'em.
Zavallı çocukların, o kadının sürüklediği günah yuvalarında nelere tanık olduklarını ancak Tanrı bilir.
You and your unholy temple in Damascus with its 500 women of the temple gardens.
Sizin Şam'daki kutsal tapınağınızın.. .. bahçesinde 500 kadın var.
The unholy infidel, Micah ben Eli, is dead.
Kafir, Micah ben Eli, öldü.
But first let me hear you pronounce sentence on this unholy pair.
Ama önce birkaç kutsal cümle etmeme izin verin.
- That's the blank, unholy surprise of it all.
Bu da kötü ve boş bir sürpriz.
Oh, I'm such an unholy mess of a girl.
- Sefil bir kadın müsveddesiyim.
We shall run forward laden with fire... to render the white whale's flesh into unholy oil.
Beyaz balinanın derisini kaynatıp o uğursuz yağını çıkartacağız.
I've had enough of this unholy mess.
Bu karmaşadan gına geldi artık.
But you've read and experienced enough to know that this unholy cult must be wiped out.
Ama bu melun tarikatın yok edilmesi gerektiğini... anlayacak kadar okudunuz ve olaylara şahit oldunuz.
" I watched this unholy trinity
"Nebraska'yı kurtaran baba, oğul ve kutsal ruhu izledim :..."
I'll never forget our first encounter off the coast of Sumatra. An unholy storm.
Açık denizdeki ilk karşılaşmamızı hiç unutmuyorum.
Outlaws, police and the Mafia - they were an unholy trinity.
Kaçaklar, polis ve mafya. Şeytani üçgeni kurmuşlar!
First this unholy business at the cemetery.
İlk önce pis mezarlık işi.
I am the spirit of Ilsa that your unholy sin gave over to the dark powers.
Ben Ilsa'nın ruhuyum, senin günahınla ruhum karanlık güçlere ait oldu.
UNHOLY DESIRE
Cinayet Niyetleri Çeviri : SyLaR _ 54 İyi seyirler...
But if it should be a land unholy?
Peki ya lanetli bir yerse?
What was your next unholy revelation?
Sıradaki olmayacak açıklama ne peki?
Conclusively to prove that I am indeed the unholy one... a Frobisher and Gleason raspberry-flavored ice lolly... shall be yours... in a trice.
Şeytan olduğumu ispat etmek için ahududulu buz çubuğu hemen geliyor.
- And made unholy signs.
- Küfür işaretleri de yapıyor.
You've heard with your own ears his obscene and unholy language.
Müstehcen ve çirkin dilini kendi kulaklarınla duydun.
Something that's unholy and evil!
Kutsal olmayan ve şeytani bir şey!
Turn away from such unholy thoughts before they destroy you.
- Onları mahvetmeden önce Tanrıyı düşünüp ona dönmelisin
For everything holy, there is something unholy.
Her kutsallığın bir tezatı var.
Gotta have the unholy water, defiled host.
Kirletilmiş kutsal su olması gerekiyor sanırım.
By the dreadful day of judgment, by the face of the unholy majesty,
Yargılanacağımız korkunç günün kutsal ihtişamı adına.
And save us from her unholy child.
Ve onun lanetli çocuğundan.
and winds up discovering the unholy city of Timgad.
Ophir'i bulmak için harcayan adam sonuşta melun şehir Timgad'ı bularak hesabı kapatıyor.
There's something unholy about this.
Arthur, hayır.
King Awad made an unholy alliance with an international gang of terrorists. Fact :
Gerçek :