English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Universe

Universe tradutor Turco

12,012 parallel translation
But when I add up all the things that had to happen to bring us together that's all the proof I need to know that the universe has a couple miracles up its sleeve, even for us.
Ama bizi bir araya getiren her şeyi bir araya getirdiğimde tüm bunlar evrenin mucizelerle dolu olduğuna inanmamın kanıtıdır.
It's a small universe.
- Gezegen küçük.
There is no universe... where this makes sense to anybody except you.
Bu söylediklerine mantık çerçevesinde bakacak olursak böyle bir evren yok, sen hariç.
But just when he thought he had them trapped, the most powerful god in the universe, Zeus... came along to rescue them.
Ama tam onları yakaladığını sandığı anda evrendeki en güçlü tanrı Zeus, onları kurtarmaya gelmiş.
I am the collective consciousness of this universe.
Bu evrenin ortak bilinciyim.
Make the universe feel your might.
Kâinata kudretini hissettir!
I'm mapping the universe, revealing all its glorious mysteries.
Kâinatın haritasını çıkarıyorum, muhteşem gizemlerini açığa çıkarıyorum.
I've grown bored with this universe, Batman.
Bu kâinattan bıktım Batman.
How either, in this universe, Or any of it's infinite parallels, Could I possibly embarrass you?
Evrende ya da sonsuz paralellerinde seni utandırmam nasıl mümkün olabilir?
And my best friend is stuck in an alternate universe, And her bear is in a hole in the woods,
Ama annem ölmek üzere en iyi arkadaşım alternatif bir evrende sıkışıp kalmış durumda ve ayısı ormanda bir delikte gömülü.
I love Emily- - she is the center of my universe- - but, uh... she's on the verge of womanhood if you catch my drift.
Emily'i seviyorum. Hayatımın merkezinde o var ama yakında genç bir kadın olacak. Demek istediğimi anlıyorsundur.
"There's a hole in the universe as big as the one in my pocket"
~ Cebimdeki delik kadar büyük bir delik var gökyüzünde. ~
For that, one needs to understand the universe.
Bunun için evreni anlamak lazım.
Yeah. Every reporter in the universe is calling me, asking me for a comment.
- Evet, evrendeki tüm muhabirler beni arayıp yorum yapmamı istiyor.
'Back then, we were hurtling through the universe on our separate paths.
O zamanlar farklı yollardan evrene açılıyorduk.
A journey through the limits of this strange universe.
Bu tuhaf evrenin sınırları boyunca bir yolculuk olacak.
You think the universe is trying to tell us something?
Evrenin bize bir mesaj yollamaya çalıştığını mı düşünüyorsun?
Does the universe normally like you this much, Detective?
Evren seni bu kadar seviyor mu dedektif?
It seems like the universe is sending us a lot of signs that we should hit the brakes.
Evren bize bu şeyi durdurmak için bir çok işaret gönderiyormuş gibi.
That's what doomed you, not the universe.
Bu sizi mahkûm etti işte, evren falan değil.
Do you think it's because you're the two most disgusting people in the universe?
Tüm bunlar siz ikinizin bu evrendeki en iğrenç insanlar olduğunuz için olmasın? - Olabilir.
One of the many inaccuracies in the "Star Wars" universe.
"Star Wars" dünyasının birçok yanlışlarından biri.
You'll not only pass your exam, you'll gain a deeper appreciation of the universe through which we journey on this spaceship Earth.
Sadece sınavını geçmekle kalmayacaksın üzerinde yolculuk yaptığımız bu uzay gemisi dünya üzerinden bu kainata çok daha derin bir minnet duyacaksın.
I'm sorry, did I enter a wormhole to a universe where this coffeehouse does not possess the technology to heat my favorite autumnal tradition to 210 degrees?
Pardon bir solucan deliğine girip, bu kahvecinin en sevdiğim sonbahar içeceğini 98 dereceye ısıtacak teknolojiye sahip olmadığı alternatif bir evrene mi geldim?
'Cause he's the ruler of the universe?
Evrenin hâkimi O olduğu için mi?
In all the universe, there's no greater symbol of strength.
Bütün evrende daha büyük bir güçlülük sembolü daha yoktur.
And that, my dear earthlings, is the key to understanding the entire universe.
Ve işte bu, sevgili dünyalılar bütün evreni anlamanın sırrıdır.
Jay, stop kicking her while she's down, pointing out her mistakes at the same time the whole universe is telling her that she's a terrible mother!
Jay, morali bozukken bir de sen vurma ama. Tüm evren, onun berbat bir anne olduğuna işaret ederken bir de sen yanlışlarını yüzüne vurma.
You're here in the center of universe.
Burada evrenin merkezindesin.
The building which, until this Jesus appeared, was the center of your universe?
İsa ortaya çıkmadan önce evreninizin merkezi olan yapıya?
The stone will allow me to dictate the very nature of the universe.
Bu taş, evrenin doğasını emrettiğim gibi değiştirmeme izin verecek.
These stones are the most dangerous objects in the universe.
Bu taşlar evrendeki en tehlikeli şeyler.
You'll be the most powerful being in the universe.
Evrendeki en güçlü yaşayan varlık olacaksın.
So did the entire universe.
Tüm evren de öyle.
You'll be the most powerful being in the universe.
Evrendeki en güçlü varlık sen olacaksın.
- The fate of the universe depends...
- Evrenden çok daha fazlası söz konusu. - Evrenin kaderi ancak...
I see the universe all at once.
Tek seferde bütün evreni görüyorum.
- The universe only needs one Guy Gardner.
- Bu dünyanın sadece bir Guy Gardner'a ihtiyacı olur.
Oh, he's just the most dangerous force in the universe.
Sadece dünyadaki en tehlikeli güç.
And after Earth falls, the entire universe will bow to me.
Sonra da Dünya kaybedecek, tüm evren bana boyun eğecek.
Did he save the universe in his previous life or something?
Önceki hayatında dünyayı mı kurtardı, ne böyle?
Learning there's more to the universe than your tiny world can be a frightening discovery.
Evrende senin ufacık dünyandan bir sürü olduğunu öğrenmek korkutucu bir keşiftir.
We beat the universe two to one.
Evrene karşı iki-bir öndeyiz.
This is Dr. Kovacs'brain, home to the greatest mind in the history of mankind, if not the universe.
Bu, Dr. Kovacs'in beyni. İnsanlık tarihinin en muhteşem zekâsının yuvası. Evrenin olmasa bile.
Cassandra, I know how much you love getting lost in the math of something so deep that you forget about how unfair your tumor, about how unfair the universe is, and just for one moment, everything makes sense.
Cassandra, matematiğin içinde kaybolmayı o kadar seviyorsun ki bazen tümörünün ve dünyanın ne kadar acımasız olduğunu unutuyorsun. Bir anlığına her şey anlam kazanıyor.
Nobody knew that you had the entire universe inside your head.
Kimse tüm evrenin kafanın içinde olduğunu bilmiyordu.
My love for you and Miwa burns inside my heart... brighter than all the stars in the universe.
Sana ve Miwa'ya olan sevgim kalbimin derinliklerinde. Sevgim evrendeki tüm yıldızlardan parlak.
- Ugh. I'm just amazed there are more aliens out there in the universe other than the Kraang.
Evrende uzaylıların Kraang'lerden..
It seemed the Triceratons would win, but the Kraang used the most powerful weapon in the universe- - a black-hole generator that wiped out the Triceraton's entire planet.
Triceraton'lar kazandı gibi göründü.. .. ama Kraang evrendeki en güçlü silahı kullandı. Bir karadelik jenaratörü.
"The device, if fully operational, could tear our universe apart!"
- "Eğer bu alet tam kapasite çalışırsa," - "evrenimizi ikiye bölebilir!"
- What, of the universe?
- Nereye geleceğim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]