English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Unknowingly

Unknowingly tradutor Turco

128 parallel translation
I was directly but unknowingly involved in a globally catastrophic project, an hiv derivative known as Red Ribbon.
Direkt olarak ancak bilinçsizce, küresel bir felaket projesine dâhil olmuştum. Kırmızı Kurdele adıyla bilinen bir HlV türevi.
That is because, unknowingly... I gave it a criminal brain.
Çünkü ona bilmeden... bir caninin beynini verdim.
"When men, even unknowingly, are to meet one day, whatever may befall each, whatever their diverging paths, on the said day, they will inevitably come together in the red circle."
... "İnsanlar, bilsinler ya da bilmesinler bir gün tekrar karşılaşacaktır. Kimin başına ne gelirse gelsin hangi yolları seçmiş olurlarsa olsunlar bahsi geçen günde hepsi biraraya gelecektir Kırmızı Daire'de."
You have been unwillingly, or at least unknowingly, the cause of a great misfortune.
İstemeden, ya da en azından bilmeden, büyük bir... talihsizliğe sebep oldunuz.
Unknowingly you might have made him suffer more... by giving him the sword
Bayan Jiao, senin kılıcın ona geçmişini hatırlattı.. ... nasıl incindiğini görmüyormusun?
Secrets your brother unknowingly provided him with.
Ağbeyin bilmeden ona sırları vermiş oluyordu.
When Oedipus realized that he had killed his father- - unknowingly... unknowingly killed his father... and was sleeping with his mother... and that because of his crimes plagues were ravaging his city, he couldn't bear the sight of what he'd done.
Oedipus babasını oldurmus oldugunu farkettiginde... bilmeden... babasını bilmeden oldurdu... ve annesiyle bilmeden yatıyordu... ve onun bu sucları yuzunden veba, sehrini mahvetmisti yaptıklarlnln manzarasına dayanamadı.
See, I'll bet what's happening out there... is that the police are busting some poor little old couple... unknowingly supplying me with my phone feed.
Bakın, Bahse girerim olan şudur... Polis farkından olamadan telefon hattını kullandığım... zavallı yaşlı çifti yakalıyordur.
Most ofus unknowingly, ofcourse, but there are others.
Bir kısmımız bilgisizce, tabiki, fakat diğerleri var.
This creature doing apostolate unknowingly. Good,
O küçük kul farkında olmadan büyük bir ilahî görev yerine getiriyor.
It's like I'm pulling that stuff out of the dryer... and there's five pairs of his boxers... I just washed unknowingly.
Makineden çıkarırken bir bakıyorum 5 donunu yıkamışım.
Speak up! Madam, if there is some small truth in these charges, however innocently or unknowingly you did proceed, you had best confess.
Hanımefendi, bu suçlamalarda en ufak bir gerçeklik payı varsa masumane bile olsa konuşmanız gerekir.
On Earth, unknowingly abetting a criminal doesn't merit this kind of punishment.
Dünya'da, suçluya bilmeden yardım etmek, böyle bir cezayı gerektirmez.
Had we flown into that, unknowingly, with Voyager's sophisticated electronics and mechanisms, we'd have died instantly.
Voyager'dakinden daha ileri elektronik ekipman ve mekanizması olan bir şeyle bilmeden onun içine uçsaydık, anında ölürdük.
Anybody that uses the program would unknowingly sign in.
Yani programı kullanan herkesin adı listeye kaydediliyor.
Do you think you might have unknowingly added to his confusion?
Onun kafasının karışmasına istemeden sebep olmuş olabilir misin?
Addled Guy unknowingly performs operations of his very own - upon human hearts!
Kafası karışmış Guy, farkında olmadan kendi kalbini ameliyat eder.
Utopia finds those anonymous people... who, unknowingly, will do something to change the ways of the world
Ütopya bu isimsiz insanları buluyor bilmeden dünyanın yolunu değiştirecek şeyler yapacakları
Aaron had dumped Regina, and she was unknowingly eating 5,000 calories a day.
Aaron, Regina'dan ayrılmıştı. Ve bilmeden günde 5 bin kalori alıyordu.
I've always been in awe of the power they unknowingly possess.
Sahip oldukları ve farkında olmadıkları kudretin hep etkisinde olmuştum.
Mrs. Hewitt unknowingly was part of a secret test... involving a drug unapproved for study.
Bayan Hewitt, bilmeden gizli bir testin parçasıydı. Araştırması onaylanmamış bir ilacın.
Wouldn't it be fascinating if our Jane doewas unknowingly interred atop a prehistoric burial?
Boş ver. - Bizim Jane Doe haberi olmadan tarih öncesine ait bir mezarın üstüne gömülmüşse ne müthiş olur.
You may not have been responsible with the women, but you're responsible now... for what you might have unknowingly done to them.
O zaman o kadınlardan sorumlu değildin, ama şimdi sorumlusun. Bilmeden de olsa yapmış olabileceğin şey için.
It may be a way to get you to unknowingly help them learn what they wish to know.
Bu Daniel Jakson'ın farkına varmadan onlara yardım etmesinin en iyi yolu olabilir.
A wrong done unknowingly is not a sin
İstemeden yapılan yanlışlar affedilir.
Now, the exact object of the game is to get the other participants to unknowingly look at your testicles and / or penis.
Şimdi, oyunun tam olarak amacı, diğer yarışmacıların farkında olmadan testislerine ve / veya penisine bakmalarını sağlamak.
The main thing to remember is to get the other guy to unknowingly look at your cock and balls.
Hatırlaman gereken en önemli şey, diğer kişinin, çüküne ve taşaklarına farkında olmadan bakmasını sağlamak.
In either case, pet owners like these unknowingly take part in the euthanasia of over 60,000 animals per day.
İki durumda da, hayvan sahipleri farkında olmadan günde 60.000 hayvanın ötenazisine sebep oluyorlar.
We were just riding and, unknowingly, progressing the sport at an incredible rate.
Sadece kayıyorduk ve farkında olmadan sporu büyük bir hızla geliştiriyorduk.
I think in the Middle Ages, people were frightened, unknowingly, when they heard something and felt the reaction in their bodies, thought, "Here comes the Devil."
Bence ortaçağlarda cahil insanlar böyle bir şey duyup da vücutlarının verdikleri tepkiyi görünce 'Şeytan geliyor'diye düşünmüşlerdir.
JACKSON : Unknowingly.
Bilinçsizce.
I worry about what she might have done unknowingly.
Bilmeden yapmış olabileceğinden endişe ediyorum.
But in the year 2005, in a military base just outside of Washington, D.C... a simple army librarian was unknowingly... about to change the entire course of human history.
Ama 2005 yılında, Washington'ın hemen dışındaki bir askeri üste çalışan sıradan bir ordu kütüphanecisi, farkında olmadan... insanoğlunun bütün kaderini değiştirmek üzereydi.
I've always been in awe of the power they unknowingly possess.
Bilmeden sahip oldukları bu güçten her zaman korkmuşumdur.
Whatever happened, it happened unknowingly.
Bak, hatta oda duymuş.
But Rohit, whatever I did, I did it unknowingly.
Ama Rohit, ne olursa olsun ben yaptım, Bilmeyerek yaptım.
But I Guess Everybody Was, Knowingly Or Unknowingly.
Ama sanırım herkes bilerek veya bilmeyerek feda ediyor.
Real-estate agencies market houses to growers, unknowingly, but they profit all the same.
Real-estate agencies market houses to growers, unknowingly, but they profit all the same.
I can't be detected by others, but I can also unknowingly end up in towns occupied by my comrades.
Bu sürede diğerleri beni bulamazlar, ayrıca kasabada ki diğer savaşçıların bulunduğu yerden gideceğim.
Unknowingly, I have companied her body for a while.
Bilmeden, bir süre bedeniyle yaşadım.
Once you become an Opapatika, you unknowingly sign a contract with death.
Biri Opapatika olduğunda farkında olmadan ölümle bir anlaşma imzalar.
Strong One is unknowingly in a critical time.
Güçlü, farkında olmadan kritik bir durumda.
You blithely push me into a situation where I unknowingly make a jackass of myself?
Tabii ki hayır. Beni gayet memnun bir şekilde... kendimi bilmeden eşek yerine düşürdüğüm bir pozisyona ittin.
Do you know, unknowingly how much English you speak.
Sen farkında olmadan, ne kadar ingilizce konuştuğunu biliyormusun?
If We unknowingly make even a small mistake Ronny Won't even give us a chance to apologise.
Zaten küçük bir hata yaptık Ronny bir daha affetmez.
that's relation among us, you know Raj, sometimes relations are made unknowingly, like ours!
Bu bizim ilişkimiz biliyormusun çoğu zamn insanların tuhaf bağları vardır bizimkisi gibi
I always looked for sins I might have committed unknowingly.
Hep bilmeden girdiğim günahları aradım.
We could chisel open that block and find a murder weapon, like a Mojave rattlesnake or a hidden hypodermic needle that the Great Herrmann unknowingly injected himself with whilst contorting.
Biz bu bloğu kazarak açtığımızda belki de bir Mojave çıngıraklı yılanı, ya da Muhteşem Herrmann'ın bilinmeyen bir nedenle, eğildiği sırada kendine enjekte ettiği gizli derialtı iğnesi gibi bir katil silahı bulabiliriz.
They followed me here so unknowingly, the idiots!
Buraya gelerek aptallık ettiniz!
And Dee carried it unknowingly until she arrived here and the lights went out and she was startled, knocking her purse to the floor, causing the turd to tumble where it stands before us, right now.
Ve Dee bütün bunlardan buraya gelip ışıklar kesilene kadar bihaberdi, çantasını yere düşürdü,... ve kaka çantadan çıkarak şu an bulunduğumuz yere düştü.
Chris Mundy's sexual partners could be unknowingly spreading that virus right now.
- Bunu anlıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]