Unlawful tradutor Turco
296 parallel translation
Witches were thought to have signed an unlawful pact with the Devil, and therefore they were burned at the stake.
Cadıların Şeytan ile hukuki olmayan bir anlaşma imzaladıklarına inanılırdı ve bu nedenle kazığa bağlanıp yakılırlardı.
Any unlawful act committed now might upset everything.
Her kanunsuzluk bu kez herseyi mahvedebilir.
I, Jean, Bishop of Avranche, declared that this trial is unlawful.
Ben, Jean, Avranche Piskoposu... bu davanın yasa dışı olduğunu beyan ettim.
- And therefore I say that his unlawful disguise endangers his life more than it threatens this kingdom for even a knave must know the penalty for wearing the armour of a knight when he's not entitled to the honour.
Hayatını tehlikeye atarak neden buralarda dolaştığını bir şekilde öğrenmek zorundayız. Cesur biri bile olsa, bu onuru bizden aldıgı için şövalye kılığında dolaşmanın cezasını biliyor olmalı.
Is it unlawful to love your people?
İnsanlara acımak ve sevgi duymak kanuna o denli aykırı mı?
To leave her would be unfeeling, unlawful, and unsanitary.
Şimdiye kadar kaldırıldığından emin olabilirsin. Onu öyle bırakmak duygusuzca ve kanunlara aykırı olurdu ve tabii sağlıklı da olmazdı.
Bert, you're charged with violation of public act 31428, volume 37, statute number 31428 of the state code, which makes it unlawful for any public school teacher to teach any theory that denies the creation of man as taught in the Bible
31428 no.lu maddeyi ihlal etmekle suçlanıyorsunuz. Umumi Kanunun 37.cildinin 31428 no.lu maddesine göre, insanın yaratılışına ait İncil'deki bilgiyi görmezden gelip, insanın alt düzey hayvan cinsinden geldiğini öğrettiğiniz için, kamu okullarında öğretmenlik yapmanız yasaklanmıştır.
It is unlawful to withhold pertinent information.
Gerekli bilgiyi vermezsen kanuna karşı gelmiş olursun.
Identity fraud, matrimonial fraud, unlawful detention.
Kimlikte dolandırıcılık, evlilikte dolandırıcılık ve zorla alıkoyma.
Mercy is not unlawful on the Sabbath.
Demek ki Şabat günü iyilik yapılabilir.
What you are doing is unlawful, Lord Caiaphas!
- Yapmakta olduğunuz şey kanunsuzdur Lord Caiaphas.
"Charged with unlawful possession of a suitcase."
"Yasadışı çanta sahibi olmaktan tutuklu."
Yet discreetly indulges in unlawful activity
Hırsızlık mı? Soygunların anlamı ne?
Drinking and gambling and whoring were declared unlawful.
İçki, kumar ve fahişelik yasadışı ilan edildi.
Nathan Lee Morgan you have been found guilty of unlawful trespass.. ... and robbery.
Nathan Lee Morgan başkasının mülküne izinsiz girmekten ve hırsızlıktan suçlu bulundunuz.
- Who's dead? - Aiding a felon in unlawful flight.
Kanunsuz kaçışına yardımcı olmak.
" Murder is the unlawful, unjustified...
" Cinayet, bir insanın başka bir insan tarafından... taammüden ;
The second purpose of the trial was, as we hoped, to lay down the rules of international law for the future - not only making the waging of aggressive war unlawful, but, for the first time, making the statesmen who led their countries into an aggressive war personally responsible for what they'd done.
Mahkemenin ikinci amacı yani bizim beklentimiz uluslararası hukukun gelecekteki kurallarını koyarak sadece savaşa sebep olmayı hukuksuz ilân etmek değil ancak ilk defa olarak, devlet adamlarını yani ülkelerini savaşa sokan kişileri bireysel olarak bu durumdan sorumlu tutmaktı.
By what authority does he issue such an unlawful order?
Ne hakla böylesine kanundışı bir emir veriyor?
I think you might wanna consider filing an unlawful entry against Mr Bennell.
Umarım Bay Bennell'in evine izinsiz girdiğin için ifade vermek zorunda olduğunu göz önünde bulundurursun.
Did you never feel at any time some sense of impropriety,... some recognition of misconduct,... some comprehension of unlawful behaviour, some moral misgivings... in the performance of these various and sundry criminal acts?
Bu muhtelif ve çeşitli suçları işlerken, hiç bir an olsun uygunsuzluk duygusu hissetmediniz mi, yanlış bir şeyler yaptığınızın farkına varmadınız mı, kanunsuz bir iş yaptığınızı idrak ettiğiniz,... manen bir korku duyduğunuz bir an olmadı mı?
Unlawful entry.
Meskene tecavüz.
Unlawful flight to avoid prosecution.
Soruşturmayı engellemek yönelik firar.
So, there's no attempted murder ; there's no unlawful flight.
Yani... cinayete teşebbüs yok, kanundan kaçış yok.
This is an unlawful assembly.
Bu izinsiz bir gösteri.
In answer to your suit against him... Mr. Hayes has submitted to the court Affidavits A and B... confirming plaintiff's attempted unlawful eviction of a Mr. Hayes... on the 15th of last May.
Bay Hayes, davanıza cevaben kendisini evden usülsüz bir şekilde tahliye girişiminizin yeminli yazılı ifadelerle onaylandığı belgeleri geçen mayıs ayının 15'inde mahkemeye sunmuştur.
The improper and unlawful execution of an act that is in itself, is proper and lawful.
Kendi içinde uygun ve yasal olan, yasadışı ve uygunsuz eylemde bulunmak.
This is unlawful trespass, you know.
Bu yasadışı bir giriş, farkındasın.
" Those who think it unlawful business... let them depart.
Yapacağım şeyi yasalara aykırı sayanlar ayrılsınlar buradan.
I wish to report the unlawful entry... of a gang of armed and dangerous hooligans at the Clampett estate.
Bir haneye tecavüz vakası ve tehlikeli davranış sergileyen holigan topluluğunu bildirmek istiyorum.
Under Department "W" provisions it is unlawful to kill a worker without just cause.
Ekonomi Dairesi hükümlerine göre bir işçiyi nedensiz öldürmek yasadışıdır.
This is unlawful.
Durun! Bu kanuna aykırı.
Mr. Cullum satisfies the rules for sanity in being fully aware at the time of the murders that his actions were wrong and unlawful.
Bay Cullum cinayetleri işlerken... yaptığının kanun dışı olduğunu biliyordu. Bu da akıl sağlığının yerinde olduğunu gösteriyor.
If she will return me my jewels I will give over my suit and repent my unlawful solicitation.
Mücevherlerimi verirse kur yapmayı bırakacağım ve böyle uygunsuz bir şey yaptığım için özür dileyeceğim.
Weren't you receiving unlawful money from Reika-san?
Görünüşe göre kimliğim güvende.
The / ra denounced the attack as an unlawful and murderous operation.
IRA saldırıyı yasalara aykırı ve cani bir operasyon olarak kınadı.
'Soap is called Soap'because he keeps his hands clean of unlawful behaviour.
'Soap'i herkes Soap ( sabun ) diye çagirir. 'çünkü elini hiç bir kanunsuz ise bulastirmaz.
Are you aware that it's unlawful to practice medicine without a medical license?
Lisansın olmadan doktorluk yapmanın yasal olmadığını biliyor muydun?
This is an unlawful disturbance!
Bu çok rahatsız edici.
So, I think I'll let them keep their unicorns. Discharge is unlawful.
Sanırım, onların tek boynuzlu atlarını korumalarına izin vereceğim.
Sir, we believe your vehicle was involved in the unlawful removal of state property.
Bayım aracınızın devlet arazinde hırsızlığa karıştığına inanıyoruz.
Despite rumours of secret bank accounts and hidden millions, I did not profit personally from my unlawful trading.
Gizli banka hesapları söylentilerine rağmen. Bu sahtekarlıktan hiç bir kazancım olmadı.
This is unlawful!
Bu yasadışı!
He's a punk and capable of doing damage, but short of violating probation and unlawful flight. - What's your name again?
Evet serserinin biri ve zarar verme yeteneği fazla ama gözetim kurallarını ihlal etme ve bölge dışına çıkmadıkça....
You are also charged with secondary reproduction... and the unlawful possession of Men-Tel property... consisting of male offspring identified as Brennick, Daniel.
Ayrıca, ikinci derece üreme ve Men-Tel mülkü olan erkek çocuk Daniel Brennick'i yasa dışı olarak saklamakla.
Uh, the rate of speed we estimate at 65 so there's nothing unlawful here.
Yaptıkları ortalama hız 110. Sanırım burada yasadışı bir olay yok.
Suppression of evidence, unlawful methods...
Hallederiz sorun değil.
Nothing unlawful here.
Yasa dışı bir şey yok.
We're not doing anything unlawful? No.
Kanunsuz herhangi birşey yapmıyoruz, değil mi?
"Rape in the First Degree. Sodomy in the First Degree. " Unlawful Imprisonment and Assault in the Third. "
Birinci derecede tecavüz birinci derecede cinsel sapıklık üçüncü derecede kanunsuz alıkoyma ve saldırı suçları.
Unlawful imprisonment?
Kanunsuz alıkoyma?